Yerel yönetim kavramı sadece belediyeleri içine almaz… 
Mahalle muhtarları, özellikle büyükşehir statüsünde olan belediyelerde çok önemli [kamusal] bir kurum olarak öngörülmüştür.
Belediye Kanunu’nun 9.maddesinde muhtarlardan şöyle söz ediliyor:
Muhtar;
*MAHALLE SAKİNLERİNİN GÖNÜLLÜ KATILIMIYLA ORTAK İHTİYAÇLARI BELİRLEMEK,
*MAHALLENİN YAŞAM KALİTESİNİ GELİŞTİRMEK, 
*BELEDİYE VE DİĞER KAMU KURUM VE KURULUŞLARIYLA İLİŞKİLERİNİ YÜRÜTMEK, 

Mahalle ile ilgili konularda görüş bildirmek”le görevlidir. 
Yani yükümlüdür…
Muhtar yerelde demokratik yönetim biçimine halkın katılımını sağlayan [sağlamakla görevli] bir köprüdür.
Yani… Katılımcı demokrasinin temeli, özü ve fiili eylemcisidir.
Bu eylemler içinde “karar alma süreçlerine katılma” işlevi de en önde gelen unsurlardan birisidir.
*Eeee?.. 
Niçin yazdık-yazıyoruz bütün bunları?
Bunlar, yasalardaki esaslar. Sayın muhtar bilmiyor mu?
Gerçekten demokratik ülkelerdeki yerel yönetimlerin işleyiş mekanizmalarının temel unsurları.
Yani… Kültürlü, hak ve hukukunun farkındalığına erişmiş, yerel katılımcı demokrasiyi içine sindirmiş bireylerin içinde yaşadığı “mahalle”lerle ilgili hükümler ve kuralla… Yani yerel mekanizmalardaki çağdaş uygarlık olguları…
*Peki ama, bize ne bütün bunlardan, diyenlerimiz çıkabilir.
O diyenler, şöyle de devam edebilir:
*Bizler; ülkenin, “Aydın” bir ilinin, bir vakitler dünyanın kültür merkezlerinden birisi olan Didim ilçesinin ak-pak-bük mahallesinde yaşayan “kendi halinde” bir ahali olarak… Bütün bunlardan bize ne?..
*En büyük muhtar bizim muhtar!.. Bizim muhtar bize yeter; hatta bol bile gelebilir…
Ne yazık ki, bizim mahallemizde, çözüm üretmenin değil, yıkıp tahrip etmenin peşine takılmış müzmin muhaliflerimiz “mahalle biçimindeki köyümüzün” has adamları haline gelmeye çalışmaktadır.
Onların boruları öttürülmektedir mahallemizin “sosyal” ortamlarında…
Haset-çekememezlik-kuyu kazma-dip oyma-bencillik-vitrine çıkma hastalığı… Daha sayalım mı, muhtar emmi?..
Hayır saymayalım.
Çünkü herkes her şeyi biliyor.
Akbük’ün aydınlık insanları bu dibi tutmuş dolmaları yutmuyor…
O zaman sayın muhtarımıza aşağıdaki temel esasları hatırlatalım:
*Adınıza kurulduğu yazılı olan whatsapp grubunda Akbük’ün sorunlarını dile getiren ve bunlara çözüm arayışı içinde bulunan yazılar, görüşler, düşüncelerin SANSÜR EDİLMESiNDEN DERHAL VAZ GEÇİLMELİDİR. Çünkü bu zat-alinizin şahsi hesabı değil, “muhtarlığın” yayın unsurudur. 
*Yasa hükümlerinde açık açık temel görevleriniz yazılıdır. Bunları eksiksiz yerine getirmek zorundasınız. 
*Siz küçük müzmin muhalefet hiziplerinin değil, tüm Akbük’ün muhtarısınız. Bu güzelim cennet köşede yaşamını sürdüren tüm halkın temsilcisisiniz.
*Whatsapp grubunuzda yer verilen sorunların borazanı değil, bizzat çözüm merkezlerinden birisiniz. Çözüm sizin resmi görevinizdir. Çözümsüzlük destekçiliği ile hiçbir yere varamazsınız…
*Ve ayrıca… Yıllardır Akbük’ün yerel sorunlarının tartışıldığı, bu sorunlara çözümler arandığı Akbük Kültür ve Çevre Derneği halk-toplantılarına niçin katılmadığınızı Akbük halkına açıklamak zorundasınız.
Bu yazının sonuna üç adet nokta koyuyoruz.
Pek sayın muhtar emmi…
Lütfen, bir zahmet, hiç değilse bu noktaların bir tanesinin içini doldurun!

Çünkü siz; yıkmanın, yıpratmanın, takoz koymanın değil…
Onarmanın görevlisisiniz… Yığınak yapılmış engelleri kaldırmanın ve kazılmış hendekleri yeniden doldurmanın yükümlüsüsünüz…
Yıkım ekipleri tarafından görevlendirilmiş bir militan değilsiniz.
Varlık nedeni sorunların giderilmesi olan bir hizmet görevlisisiniz.
Özetle ve sonuç olarak, yerel hizmetlerin kamu emekçisisiniz!
Yani… Böyle olmanız gerekir.
Bilmem anlatabiliyor muyuz?..