Ba­şa­rı­nın lügat an­la­mı : “ Ba­şa­rı­lan fiil veya ba­şa­rı­lan iş”, ba­şar­mak ise: “So­nu­ca ulaş­mak, be­cer­mek, ek­sik­siz ta­mam­la­mak.” an­lam­la­rın­da kul­la­nı­lır.
Ba­şa­rı­lı ola­bil­mek için mut­la­ka ça­lış­mak, çok daha ça­lış­mak ge­rek­mek­te­dir. Her kim olur­sa olsun, tut­tu­ğu işi ba­şa­rıy­la so­nuç­lan­dır­ma­lı­dır. Ba­şa­rı­ya ula­şa­bil­mek için kişi mut­la­ka efor sarf et­me­li­dir. Ne­ti­ce­yi ala­bil­mek için sa­bır­lı ol­ma­lı, akıl­lı dav­ran­ma­lı, ace­le­ci ol­ma­ma­lı, ümit­siz­li­ğe ka­pıl­ma­ma­lı­dır. Aka­bin­de ba­şa­rı ken­di­li­ğin­den ge­le­cek­tir. Ba­şa­rı­lı olan ki­şi­ler, çev­re­le­rin­de se­vi­len, sa­yı­lan ve ara­nan ki­şi­ler olur­lar. Ba­şa­rı­sız olan­lar­la ise hiç kimse il­gi­len­mez, meş­gul olmaz, ya­pa­yal­nız ka­lır­lar.

Mon­te­s­qu­i­eu: “ Dün­ya­da ba­şa­rı ka­za­na­bil­mek için aptal gö­rün­me­li fakat akıl­lı ol­ma­lı­dır.”, La Bru­ye­re ise : “Dün­ya­da ba­şa­rı ka­zan­ma­nın iki yolu var­dır; ya kendi ak­lın­dan fay­da­lan­mak, yahut da baş­ka­la­rı­nın akıl­sız­lı­ğın­dan fay­da­lan­mak ge­re­kir.” de­miş­ler­dir.

İnsan daima ba­şa­rı­dan ba­şa­rı­ya koş­mak ister. Ba­şa­rı­lı ol­duk­ça da kuv­vet­le­nir, güç­le­nir, ha­ki­mi­yet gücü artar. Ata­türk buna en güzel bir ör­nek­tir. Bütün ha­ya­tı bo­yun­ca za­fer­den za­fe­re, ba­şa­rı­dan ba­şa­rı­ya koş­muş ne­ti­ce­de hem ken­di­si­ni hem de men­su­bu ol­mak­tan gurur duy­du­ğu mil­le­ti­ni mutlu sona ulaş­tır­mış­tır.

Ça­lı­şan ba­şa­rı­ya ula­şır, ba­şa­rı­ya ula­şan mut­lu­lu­ğa eri­şir. Ça­lış­kan olan ve de­vam­lı ça­lı­şan mil­let­ler en önce sa­na­yi­le­şe­rek sa­na­yi top­lu­mu­na ulaş­mış­lar­dır. Bu şe­kil­de olan mil­let­le­rin refah se­vi­ye­le­ri de ken­di­li­ğin­den yük­sel­miş­tir. İlmin tek­ni­ğe uy­gu­lan­ma­sın­dan ba­şa­rı­ya ula­şan mil­let­ler dün­ya­ya yön veren dev­let­ler kur­muş­lar­dır.
 Dev­let­le­rin güçlü, mil­let­le­rin mutlu ola­bil­me­si için de­vam­lı ça­lış­mak ge­re­kir. Aksi tak­dir­de kal­kın­ma hiç­bir zaman ger­çek­le­şe­mez, daima kal­kın­mış dev­let ve mil­let­le­re el açmak mec­bu­ri­ye­tin­de ka­lı­rız.

Gerek fert­ler ge­rek­se top­lum­lar ça­lış­ma­la­rı­nın sa­ye­sin­de mut­la­ka ba­şa­rı­ya ula­şa­cak­lar­dır. Ba­şa­rı­ya ula­şan fert­ler veya top­lum­lar hiç­bir zaman baş­ka­la­rı­na muh­taç ol­maz­lar. Ufak tefek olum­suz­luk­lar ise ka­za­nı­lan bu ba­şa­rı sa­ye­sin­de kay­bo­lup gi­der­ler.
Sa­tır­la­rı­mı­zı Emile Zola’nın şu güzel sö­züy­le son­lan­dı­ra­lım.
“ Ba­şa­rı her şeyi te­miz­le­yen altın yal­dız­lı bir alev­dir.”

---------------------ŞİİR KÖŞESİ---------------

 MUSTAFA KEMAL 
Bugün aramızda yaşayan
Bir öğrencidir Mustafa Kemal.
Yarın atölyede, fabrikada
Bir işçi, Emeğiyle çalışan…
Bir asker, bir subay Elinde silahı
Yurdunu koruyan…
Bir öğretmen, elinde ak tebeşir
Karatahta başında
Gençliğe ışık saçan…
Bir doktor, bir mühendis
İşi başında.
Bazen bir memur,
Var gücüyle çalışan,
Devlet kapısında…
Bir gün fedakâr, çilekeş
Polistir sokak başında…
Bu milletin hakiki efendisi
Bir ırgat, bir çiftçi, bir köylü
Pulluğuyla tarlasında…
Bir ışık gecenin karanlığında
Görülen her iyi, her güzelde
Mustafa Kemal’dir yaşayan.
Köprüdür, azgın suları aşan
Teldir haber ve enerji taşıyan
Her geriye, her kötüye dur diyen
Her güzele, her ileriye yol veren
Türklüğüyle öğünen
Milletine güvenen
İçi ilimle, fenle dolu
Her gönülde, her kafada
Mustafa Kemal’dir yaşayan…
Beyhan ERDOĞAN –AYDIN

----------------------------------------------

TÜRKİYE SEVGİSİ 

Toprağa abdestli bas, vatan olur;
Ülkeni çok sevmek imandan olur.
Resul hedef verir ordularına
Kağanın "En güzel kumandan" olur.
İlk duyduğun türkü işler içine,
Yol alırsın engin düşler içine,
Erkeklik akmaya başlar içine,
Surların üstünde bir Hasan olur.
Eser bâd-ı sabâ, gül elvan elvan;
Vadiler ıhlamur, kentler erguvan,
Gesi Bağları'nda dolanır bir can
İçinde hasretten bir çıban olur.
Sırattan incedir aşkın cabası,
İlle bir maniyi bulur çabası,
İstesen de vermez kızın babası,
Musa var oldukça bir Fir'avn olur.
Ahmet doldururken boş kesesini,
Nemçe'den getirir prensesini,
Dinler Ketrin Yenge ezan sesini,
Aydın'ın köyünde Müslüman olur.
Nifak kök salarsa bir gün kalplere,
Davranmak vaktidir eren-alplere;
Irmaklar ters akar o gün kelplere,
Rakipler yeniden cana can olur.

Levent TOPLUDAL - AYDIN

--------------------------------------------------

SEN KALBİMİN İÇİNDEN 

Sana olan bu aşkım koyudan daha koyu
Hiç yalan söylemedim davrandım sana mertçe
Yaşayalım seninle bütün bir ömür boyu
Sen kalbimin içinden çıkmadığın müddetçe. 

Sen yanımda durdukça hep ilham alacağım
Başka birinde değil ben sende kalacağım
Her zaman seninleyim seninle olacağım
Sen kalbimin içinden çıkmadığın müddetçe.

Her dediğim oluyor seni nasıl yereyim
Yabancı bir güzele neden, niçin göreyim
Senden başka birine nasıl gönül vereyim
Sen kalbimin içinden çıkmadığın müddetçe. 

Çobanlık yaşım geçmiş ben koyun güdemem ki
Dünya güzeli gelse peşinden gidemem ki
Ben sevdiğim güzele ihanet edemem ki
Sen kalbimin içinden çıkmadığın müddetçe. 

Yıllar yılı almışım o sıcacık busenden
Yaradan’dan izinsiz hiç çıkar mı can tenden
Gönlün müsterih olsun asla ayrılmam senden
Sen kalbimin içinden çıkmadığın müddetçe. 
            
       Albeni AKÇAY – NAZİLLİ

---------------------------------------------

NEDEN GİTMEYEYİM? 

Toplum dejenere olmuş
Aile bağları hepten kopmuş
Herkes başını almış gitmiş
Ben neden gitmeyeyim?

Biri der yaşamımız şöyle olsun
Biri der benimki böyle olsun
Biri der ben karışmam öyle olsun        
Ben neden gitmeyeyim?

Yıllarca bu hep sürmüş
İçimizi bu pislikler bürümüş
Sevgiler ise hepten çürümüş
Ben neden gitmeyeyim?

Varımı yoğumu ortaya koydum
Aile bağlarımı içten korudum
Karşılık görmedim çok yoruldum
Ben neden gitmeyeyim?

Bana diyorlar sen hep gidiyorsun
Bizleri de durmadan üzüyorsun
Sen bunları bilsen de yapıyorsun
Ben neden gitmeyeyim?

Yazı aynı, kışı aynı gidiyor
Yaşım olmuş yetmiş hayat bitiyor
Kimse bilmiyor Yaradan biliyor
Ben neden gitmeyeyim?

Hasan SÜRER  - AYDIN 

---------------------------------------------

DÖNÜŞ  
Çatlatırcasına bir ağustos sıcağında 
Çocukluğumun 
Annemin 
Babamın 
Vefalı vefasız dostlarımın 
Sevgililerimin 
kısacası yitirdiğim her şeyin 
Ziyaretine geldim. 

Annemi babamı Çocukluğumu
Eylül sarısı yapraklarda aradım 
Martı kanadındaki nemde buldum. 

Nasıl da değişmiş dost yüzler 
Bir yaşam pazarlığı almış yürümüş 
Arka sokaklarda değerler satılıyor 
Ekmek parasına. 

Değişen bir şey yok aslında 
Köprüler aynı köprü 
Sadece altından çok sular akmış.
Erkan ACAR – ÇİNE