Ay karanlıkken gökyüzüne çıplak gözle baktığımızda binlerce yıldız görürüz, çoğumuz bu yıldızların güneşten daha büyük güneşler olduğunu, onların da etrafında dönen gezegenlerinin olabileceğini düşünmeyiz bile. Belki de o yıldızların gezegenlerinin birinde bizim dünyamız gibi bir dünya olup, bizim gibi insanlar yaşıyordur. Onlar bizimle biz de onlarla iletişim kurmaya çalışıyoruz ama bir türlü  biri birlerimizle iletişim kuramıyoruz.
    Astronomi ilminin fevkalade ilerlemesi, yeni teknolojik buluşlar, başka yıldızların da gezegenlerinin olduğunun saptanması, başka dünyalarda hayatın var olabileceği umudunu kuvvetlendirmiş ama o UFO adı verilen gök cisimleri dünya insanları tarafından bir türlü yakalanamamıştır. 1970 li yıllarda Erich Von DANIKEN Tanrıların Arabaları adlı araştırma eseriyle uzaylıların dünyamızı ziyaret ettikleri tezini savunmuş, dünyanın çeşitli ülkelerinde kitapları milyonlar satmıştı. Ama bu tezlerin ispatlanması  günümüze kadar gerçekleşmemiş durumdadır.
    Kainatın milyonlarca galaksiden, milyarlarca yıldızdan, trilyonlarca gezegen ve uydulardan teşekkül ettiğini düşündükçe Yüce Yaratıcının  başka dünyalarda da bizim gibi canlılar yaratmış olabileceğine  kesin gözüyle bakıyorum. Bilimdeki yeni gelişmeler Kur’anın 1400 yıl önce söylediklerini Zülkarneyn ayetlerini astronomi biliminin ışığı altında, bununla ilgili olarak bugüne kadar yapılan bütün tefsir ve mealleri bir yana bırakan yeni bir yorum getirmiştir. Kitabın bir yıl içinde 10.baskısı yapılarak tirajının her geçen gün arttığı görülmektedir. Bu da kitabın kamuoyu tarafından kabul gördüğünün delilidir. Zülkarneyn uzaya seyahati sırasında “ Bir güneşi batarken gördüm.” demesi İskender TÜRE tarafından bir güneşin bir kara delik tarafından yutulmak üzere olduğu şeklinde yorumlanmasına İslam alimleri ve köşe yazarları tarafından aleyhinde yazı yazan olmamıştır. Türe’nin bu yorumu din adamları tarafından kabul görmüş durumdadır. Bu kitabın astronomi ve İslam ilimleri ile uğraşanlar tarafından mutlaka okunması gerektiğine inanıyorum. Zülkarneyn’in  “SEBEB” adı verilen bir cisimle üç kez uzaya seyahat ettiği, Ye’cüc-Me’cüc kavminin başka bir gezegende yaşadığı; Zülkarneyn seddinin bu dünyada değil, uzayda başka bir gezegende olduğu görülecektir.
    Başka dünyalarda hayat arayışı için Amerikalılar tarafından uzaya bir cisim gönderilmiş, altın plaka üzerine bir erkek ve bir kadın resmi çizilmiş, Samanyolu Galaksisinin, güneş ve dünya gezegeni astronomik dille plakaya yazılmış, bu araç halen uzayda yoluna devam etmektedir. Bir gün uzaylılar tarafından bu aracın yakalanması ümit edilmektedir.
    Kur’an 1400 yıl önce uzayda başka akıllı yaratıkların yaşadığını haber vermiş, bilim adamları bunu bugün ispatlamak üzeredirler. İslam ve Astronomi ilmiyle uğraşanların bunu başaracaklarına inanıyorum.

------------------------------------------------------------------------------ 

    SELİN 

Senin de en doğal hakkındır gülüm
Olacaksın bir gün mutlaka gelin 
Yüz yaşından önce gelmesin ölüm
Tüm kalbimle sevdim ben seni Selin. 
 
Şutlarımın çoğu döndü direkten
Kolay kolay geçmem kutsal erekten
Biliyorsun sen de candan, yürekten
Tüm kalbimle sevdim ben seni Selin. 

Her zaman ileri, kalmadan geri
Kalmışım aşkından bir kemik, deri
Beklentim olmadan yıllardan beri
Tüm kalbimle sevdim ben seni Selin. 

Geçmesin günlerim artık çileli
Değmesin tenine bir yaban eli
Seninle kendimi bildim bileli
Tüm kalbimle sevdim ben seni Selin. 

Suyunu içeyim ben kana kana
Daha çok bekleme evet de bana
Son sözümü tekrar diyorum sana:
Tüm kalbimle sevdim ben seni Selin. 

Albeni AKÇAY – NAZİLLİ

------------------------------------------------------------------------

           SENDEYİM 
 

Yaz güllerinin açtığı yerdeyim 
Yüzünden bugün kalbimle şerdeyim 
Sevgi rüzgarın alıp savurduğu 
Aç yüreğin geldim artık sendeyim. 

Yelken açmış maviliğine deniz 
Uğruna akan yaşla doldu geniz 
Sevdandan kalbimle her daim şeniz 
Aç kolların geldim artık sendeyim. 

Dağlar kadar yücedir bu sevdamız 
Bitmez mezara kadar bu sevdamız 
Yanar içinden sönmez kor sevdamız 
Aç sevgilim geldim artık sendeyim.

Yoluna yol tuttum ömrüne ömür 
Hasretinden oldum mangalda kömür 
Gel birazda kalbime gir de sömür 
Aç bir tanem geldim artık sendeyim. 

Aslanoglu der gönülden severim 
Ben ezelden hep aşklara yaverim 
Yolunu kaybetmiş bir avareyim 
Aç kapını gülüm artık sendeyim.

-------------------------------------------------------------

     Çetin ASLAN  - AYDIN

HADİ ŞİİR YAZALIM 

Şiir yazalım hadi gelin
Yaşamayı şiirleştirelim
Allı pullu dizelerle
Ömrümüzü edelim gelin.

Gelin şiir yazalım hadi
Kuyusunu kazalım
Kötünün çirkinin
Gönlü ferahlasın sevginin.

Hadi gelin şiir yazalım
Köprü kuralım güzelliğe
Başlasın saltanatı
Gülün karanfilin.

Hadi şiir olalım şiir
Dile gelsin sere serpe
Özlemlerimiz umutlarımız
Temizlensin içimizdeki kir.

Erhan TIĞLI – İSTANBUL

*----------------------------------------------------

GURBET 

Diyar diyar gezdim
Aradım her bir yerde
İçimde yanan kor gibi
Gurbet ellerinde
Kaygılarım arttı
Bir tebessüm aradım
Buldum sandım
Dondu şakayıklarda
Kar taneleri uçuştu
Yüreğime konduysa da
Eridi zavallı değmeden
Canım memleketim
Esen yelde
Karaçam kokusunda
Uçsuz düz ovasından
Elleri nasırlı bacısında
Üzüm veren her bağlarında
Gurbeti içime çektim
Doya doya bir oh diyerek

İlhan KORUYUCU – AKHİSAR

-------------------------------------------------------------

 ÖMÜR 

Ömür dediğin nedir ki 
Suyla ateş, bir anlık nefes
Bak geçti, gitti otuzlu yaşlar.
Dün gibi, serap gibi, sel gibi
Düşsel kurgular boş
Yakarışlar, avuntular boş.
Baharın renkleri hoş olan
Isıtan güneşi, yağmuru 
Gecede sevda türküleri 
Sarıl sımsıkı güzelliklere
Sev, solu doyumsuzca olanı.
Sensizlik, bensizlik ömür
Karmaşa, ağlaşı, acı yokuş
Günün sonunda her şey boş
Sokaklar, yollar, yıllar, yaşlar
Kayıp giden koca bir ömür
Duvarlarından dökülen tuğlalar 
Seviyorsan sev, sevebildiğince
Özlüyorsan özle delicesine 
Haykır sevdanı, haykır düşlerini 
Haykır, durma koş..!
Ağlatma yüreği 
Ağlatma güzel gözleri
Ömür dediğin, suyla ateş
Bir anlık nefes...

Melek MERAL – AYDIN

---------------------------------------------

SEVDAMDIR BENİM 
 

Gönül ehli olan, tutkuyla coşar 
Erdem deryasını, yüzerek aşar 
Yığılır sevgiler, yürekten taşar 
Hak izini sürmek, sevdamdır benim! 
 
İnancı olanlar, hor görmez kulu 
Ayırım yapamaz, sağıyla solu 
Edepli olmaktır, ahlâkın yolu 
Manaları dermek, sevdamdır benim! 
 
İkilikle nifak, uymaz adama 
El kaldırılamaz, asla kadına 
Tüm güzellikler de, Allah adına 
Erenlere ermek, sevdamdır benim! 
 
Gerçekleri görmek, yaşama konu 
Hırsına yenilmek, irade sonu 
Karun olan bile, burada kodu 
Azı yeter görmek, sevdamdır benim! 
 
Haz etmez Apaydın, şerlik dalından 
Lezzet de alamaz, haram balından 
Uzakta kalıyor, minnet halından 
Onur, hayâ sermek, sevdamdır benim! 
 
Sermet APAYDIN – AYDIN