“Fırat’ın kıyısında bir kuzu kaybolsa, gelin bunun hesabını bana sorun.” 

(Süleyman Demirel)

***

“Dicle’nin kenarında bir koyunu kurt kapsa, bunun hesabı bizim üzerimizdedir.”

(Recep Tayyip Erdoğan)

       Siyaset: Devlet işlerini düzenleme ve yürütme ile ilgili bir insan etkinliği olarak tanımlanabilir.

O halde Devlet nedir? Ya da diğer bir ifade ile “Devlet ne içindir” sorularını sorabiliriz…

İnsan topluluğu olmazsa, elbette devlet de olmaz… Topluluk halinde yaşayan insanoğlu, toplumsal bir sözleşmeyle kendi güvenliği, düzeni, sağlığı için, bir arada yaşamaya, birbirleri ile ilişkilerini düzenlemeye ve kendi adına çıkarılacak yasalarla kendini güvence altına almak için haklarını, kendi iradesiyle tarafsız olduğu düşüncesiyle“devlet” denilen siyasi bir güce tarihsel süreç içinde devretmesiyle ortaya devlet olgusu çıkmıştır…

Platon’a göre: “Devletin amacı, yalnızca toplumun bir kesimini mutlu kılmak değil, toplumu bir bütün olarak mutlu kılmaktır.” Ve yine Platon’a göre; “devlet düzenli toplum demektir”. Aristoteles de “ Bir bütün olarak toplumun mutluluğunu ve iyiliğini en yüksek amaç sayan Devlet iyidir” der.

Devletlerin varlığı günümüzde: etiğin temel kavramları olan Adalet, özgürlük, eşitlik gibi değerleri nasıl uyguladıklarına göre değerlendirilmektedir…

***

Bu kadar kısa bir girişten sonra gelelim ülkemizdeki “siyasi cinayetler” tartışmasına…

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Siyasi cinayetler” işlenebilir söylemiyle bir tartışma başlatmış durumda…

Ben, Siyasal cinayetler söylemine farklı bir yaklaşım getirmek istiyorum…

Toplumu yöneten siyasi iktidarlar, toplumun- bireylerinin can güvenliğinden, sağlığından, ekonomisinden kısacası yaşamsal değerdeki her şeyinden sorumludurlar. Yazımın başında belirttiğim, dönemin başbakanlarının söyledikleri gibi…

İnsanlar açlıktan, susuzluktan ölmüşse, hastaneye gidememekten, ilaç paralarını karşılayamadıkları için ilaçsızlıktan ölmüşlerse, ekonomik sıkıntılar yüzünden intihar etmişlerse, işkence tezgâhlarında ölmüşlerse, çürük evlerin altında kalarak ölmüşlerse bu ve buna benzer nedenler yüzünden ölmüşlerse bunların adı da bana göre birer “siyasal cinayettir”…

***

Şöyle arşivleri bir karıştırdığınız zaman; bu ve buna benzer çok sayıda siyasal cinayetlerle karşılaşırsınız… Tüm bunların sorumluluğu- suçlusu- da siyasi iktidarlara aittir… Fırat’ın ve Dicle’nin kıyısında kaybolan koyunun- kuzunun sorumluluğunu alan siyasi iktidarların; kendi başarısızları, becerisizlikleri yüzünden ölen insanların sorumluluklarını da almış olurlar…

Bu yönüyle ülkemiz siyasi cinayetlerle doludur… Bu cinayetlerin sorumluları da geçmiş ve mevcut siyasi iktidarlardır…

Ha, belge mi dediniz… Tarayınız gazetelerin arşivlerini, haber bültenlerini, yazdığım anlamda çok sayıda siyasi cinayetler göreceksiniz…