Bü­rok­ra­si Yu­nan­ca te­me­li Fran­sız­ca­dan Türk­çe ve bir­çok dile gir­miş bir kav­ram­dır. İşle­rin yü­rü­tül­me­sin­de uzun uza­dı­ya bir­ta­kım do­la­şık iş­lem­le­re baş­vu­rul­ma­sı yön­te­mi­dir. Bu iş­lem­le­ri ka­nun­la­ra uya­rak yü­rü­ten­le­re bü­rok­rat, bir da­ire­de veya bir iş­ye­rin­de bu­lu­nan yazı oda­sı­na da büro veya kalem, de­ni­yor.
Bü­rok­rat kanun, yasa ve ku­ral­la­rı uy­gu­la­ma iş­lem­le­ri­ni dev­let veya özel bir ku­ru­luş adına ya­zı­lı ola­rak yapar.
Bü­rok­ra­si uy­gu­la­nır­ken gayri in­sa­ni ol­ma­ma­lı. İnsan ha­ya­tı­nı zehir et­me­den uzak ol­ma­lı. Va­tan­da­şın ha­ya­tı­nı ko­lay­laş­tır­ma­lı, va­tan­da­şa hiz­met et­me­li.
Tür­ki­ye’de dev­let da­ire­le­rin­de zaman zaman zor­luk­la kar­şı­la­şı­lır. Aziz Nesin bir ti­yat­ro oyu­nun­da, Yaşar ne yaşar ne ya­şa­maz, yaz­mış­tı. Yaşar, ölen kar­de­şi­nin adını al­mış­tır. Ba­ba­sı­nın bor­cu­nu öde­mek için sağ ol­du­ğu kabul edi­lir­ken, miras ala­maz. Zira aile si­ci­lin­de ölü gö­rü­lür.
Didim Nüfus Da­ire­si’nde işlem ya­pıl­dık­tan sonra kim­lik hazır olun­ca eve kadar ge­ti­ril­di. Ber­lin Baş­kon­so­los­lu­ğun­da da Ko­ro­na do­la­yı­sıy­la 65 üstü yaş­lı­la­rın işi bek­le­til­me­den ya­pıl­dı­ğı gibi, bel­ge­yi eve gön­der­me ça­ba­sı­na da şahit oldum.
Ama her zaman böyle olum­lu uy­gu­lan­mı­yor. Bazen ha­ber­ler­de bir öğ­ren­ci veya bir aile­nin sınır dışı edil­di­ği Alman basın ve med­ya­sın­da du­yu­lu­yor. Li­se­yi bi­ti­ri­me sı­na­vı ba­şar­mış, yıl­lar­ca Al­man­ya’da ya­şa­mış, uyum sağ­la­mış insan ve aile ya­şa­ma­sı­na izin ve­ril­miş, ama otur­ma bel­ge­si ala­ma­mış. Zaman aşa­ma­sı ne­de­niy­le sınır dışı edi­le­bi­li­yor.
Bazı du­rum­lar­da bü­rok­ra­si gayri in­sa­ni ola­bi­li­yor. Başka bir ma­ka­lem­de yaz­mış­tım. Daha iyi an­la­şıl­ma­sı için tek­rar et­mek­te fayda var. Sek­sen yıl­la­rın­da Yu­gos­lav­ya’dan gelen konuk işçi aile­si­nin ço­cu­ğu do­ğun­ca, otur­duk­la­rı daire iki met­re­ka­re küçük ol­du­ğu için, be­be­ği Yu­gos­lav­ya’ya an­ne­an­ne­si­ne gön­der­mek zo­run­da ka­lı­yor­lar.
Bir dost ar­ka­da­şı­mın oğlu elli dört ya­şın­da, otuz beş yıl­dır Alman va­tan­da­şı, beş yıl­dır İsviç­re’de ya­şı­yor. Pa­sa­por­tu uza­tıl­mı­yor, fo­toğ­raf di­ji­tal ol­du­ğu için yeni pa­sa­port al­ma­sı ge­re­ki­yor. Genç Tür­ki­ye’de doğ­du­ğu için In­ter­na­ti­ona­le Ge­burt­sur­kun­de Form A, Ulus­la­ra­ra­sı Doğum A-Bel­ge­si T.C. Dı­şiş­le­ri ma­kam­la­rın­dan is­te­ni­yor. Doğum kâ­ğı­dı de­yin­ce aile­si Ber­lin’den Nüfus Cüz­da­nı ile il­gi­li bütün bel­ge­le­ri gön­de­ri­yor. Bern Alman El­çi­li­ği her se­fe­rin­de olmaz diyor. Meğer çok dilli bir belge var­mış, 1976 yı­lın­da Tür­ki­ye ile Avus­tur­ya ara­sın­da im­za­lan­mış böyle bir bel­ge­yi Ber­lin Baş­kon­so­los­lu­ğu on beş da­ki­ka­da ve­ri­yor. Ya­zış­ma­lar, pa­sa­port al­ma­sı Bern-Ber­lin ara­sın­da tam dört ay sü­rü­yor.

Pa­sa­port ha­zır­la­nıp is­te­nen belge ge­lin­ce doğum yeri ke­li­me­sin­de bu­lu­nan Ş, Ç Türk­çe harf­le­ri için, pa­sa­port ye­ni­den çı­ka­rı­lı­yor. Bern Alman el­çi­li­ği ikin­ci mas­ra­fı üst­le­ni­yor, hatta pa­sa­por­tu­nu pos­tay­la gön­de­ri­yor. Bu du­rum­da bir ay daha ge­çi­yor.
Kafka mi­sa­li, kim­lik­siz zor­luk çe­ki­yor oğlu. Ko­ro­na za­ma­nın­da her yer ve du­rum­da kim­lik gös­te­ril­me­si zo­run­lu­ğu var. Genç se­ya­hat ede­mi­yor, psi­ko­log ola­rak ça­lış­tı­ğı işine tek­rar gi­re­mi­yor.
Bü­rok­ra­si iş­lem­le­ri­nin iş­ken­ce ve zulüm ol­ma­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni Alman po­li­ti­ka­cı­lar far­kın­da, yeni ku­ru­lan hü­kü­met ko­nu­yu ele al­ma­yı plân­lı­yor. Gen­cin an­ne­si du­ru­mu bir mil­let­ve­ki­li­ne an­la­tı­yor.
Ber­lin’de va­tan­daş­lık bü­ro­la­rın­da ele­man ek­sik­li­ğin­den do­la­yı, iki aydan önce ran­de­vu alı­na­mı­yor. İzin za­ma­nı gel­me­den, oku­yu­cu­la­rı­ma du­yur­muş ola­yım, kim­lik bel­ge­le­ri­ni­zin ta­ri­hi­ne iyi bakın, zaman geç­me­den mü­ra­ca­at et­me­niz­de fayda var­dır. Al­man­ya dı­şı­na çı­ka­cak iş­ve­ren­ler git­ti­ği ül­ke­de zor­luk çe­ke­bi­lir. Kim­lik­siz se­ya­hat ede­mez ve iş­le­ri­ni yü­rü­te­mez.
Bü­rok­rat gö­re­vi­ni ya­par­ken yaz­dı­ğı bel­ge­nin in­sa­na ait ol­du­ğu­nu unut­ma­ma­lı­dır. Resmi dev­let da­ire­le­ri­ne göç­men kö­ken­li me­mur­la­rın da ça­lış­ma­sı artık şart ol­muş­tur.
Bü­rok­ra­si prob­le­mi çöz­me­li, çö­zü­me engel ol­ma­ma­lı­dır. Av­ru­pa’da bü­rok­ra­si zulmü şu sözle açık­la­na­bi­lir:

“Eğer bü­rok­ra­si böyle ge­niş­le­me­ye ve uy­gu­la­ma­da zor­luk çı­kar­ma­ya devam eder­se, dün­ya­nın so­nu­nu Tanrı tu­fan­la ge­tir­me­yecek, bü­rok­ra­si ge­ti­recek.”
[Cyrl Nort­co­te Par­kin­son, İngi­liz ta­rih­çi­si]

“Eko­no­mi ya­şam­da Tan­rı­ya ile­ti­len şi­kâ­yet­le­rin en kö­tü­sü bü­rok­ra­si­dir. Bü­rok­ra­si­yi hü­kü­me­tin ba­şa­rı­sız­lı­ğı ol­du­ğu­na ancak po­zi­tif dü­şü­nen­ler ina­nır. Dev­le­tin ken­di­si bü­rok­ra­si­dir.”
[Eph­ra­im Kis­hon, Macar/İsrail, hi­civ­ci]

Max Weber (1864-1920) Eko­no­mi ve Top­lum, Wirtsc­haft und Ge­sellsc­haft ki­ta­bın­da bü­rok­ra­si mo­de­li­ni yaz­mış­tır. Dev­let daire ve özel ku­ru­luş­la­rın­da ça­lış­mak is­te­yen genç­le­rin üni­ver­si­te­de ders ki­ta­bı ni­te­li­ğin­de­dir.
Dev­let ku­ru­luş­la­rı bir­bi­riy­le ahenk için­de ça­lış­ma­lı­dır. Da­ire­le­rin gö­rev­le­ri ay­rın­tı­lı ola­rak be­lir­len­me­li­dir. Bü­ro­da ça­lı­şan me­mur­la­rın yal­nız hak­la­rı yok­tur, so­rum­lu­luk­la­rı da var­dır. Me­mur­la­rın mes­lek­te yük­sel­me­si ça­lış­ma yı­lı­na bağlı ola­rak ayar­lan­ma­lı­dır.
Bü­rok­rat­lar iş­le­riy­le özel ha­ya­tı ayrı tut­ma­ya önem ver­me­li­dir. Dev­let me­mu­ru al­dı­ğı ma­aş­la ge­çi­ne­bil­me­li­dir. Başka ka­zanç yo­lu­na muh­taç ol­ma­ma­lı, emek­li­li­ği ga­ran­ti al­tı­na alın­ma­lı­dır.

Bü­rok­ra­si De­mok­ra­si sis­te­mi­ne uyum­lu ça­lış­ma­lı­dır. Gayrı in­sa­ni sonuç ve­ril­me­me­li­dir. Va­tan­da­şa, dev­le­te karşı görev ve so­rum­lu­lu­ğu ye­ri­ne ge­ti­ri­yo­rum. Dev­le­ti­min de bana karşı gö­re­vi var­dır, bi­re­yin hak­kı­nı ko­ru­yor duy­gu­su ve­ril­me­si ge­re­kir.
Bu du­rum­da kar­şı­lık­lı güven yurt­taş olma bi­lin­ci­ni sağ­lam ede­cek­tir.

Hoşça kalın!

Eko­no­mi ve İdare iş­le­ri­ni üni­ver­si­te­de oku­yan veya oku­mak is­te­yen öğ­ren­ci­ler mut­la­ka bu ki­ta­bı oku­ma­lı:

Max Weber, Wırtsc­haft und Ge­sellsc­haft, [Paul Si­ebeck Ver­lag, Tü­bin­gen 1972] von J.​Winkel­mann re­vi­di­er­te Stu­di­ena­us­ga­be, 5. Auf­la­ge 1985, J.​B.​C.​Mohr Ver­lag, Tü­bin­gen