Altmış yaşının üzerinde bir emeklisiniz. Haliyle süreç içinde sağlık sorunlarınız da artıyor.

Öncelikle yaşadığınız Didim ilçenizin Devlet hastanesinden yararlanmak istiyorsunuz…

Hastanenizde çoğu poliklinik doktor yokluğundan işlevsiz durumda…

Sağlık sorununuz Gastroenteroloji bölümüyle ilgili ama ilçenizde bu bölüm yok… Bu bölüm bir üst ihtisas alanı olduğu için başka il ve ilçelerden de doğrudan randevu alamıyorsunuz…

Öncelikle Dâhiliye bölümünden; Gastroenteroloji bölümüne gidebilmek için randevu sistemini açtırmanız gerekiyor. Bunun için İlçenizdeki Dâhiliye Bölümünden ancak bir hafta sonrasına randevu alabiliyorsunuz…

Dâhiliye bölümündeki doktora durumu anlatıyorsunuz, ; Gastroenteroloji bölümünden randevu almanızın önündeki engel kalkıyor…

Şimdi sıra; Gastroenteroloji bölümünden randevu almaya geliyor… Yakın Söke ilçenizde de bu bölüm yok…100 km uzaklıktaki Aydın İlinizden bu bölüme randevu almak istiyorsunuz ve ancak 15 gün sonraya randevu alabiliyorsunuz…

15 gün sonra Aydın’a yola çıkacaksınız ama bir emekli olarak yol hesabını ve planını yapmanız gerekiyor. İyi kötü bir otomobiliniz var ama gidiş geliş kaç liralık benzin yakacağınızı hesaplıyorsunuz. 300 TL’lik bir masraf çıkıyor. Son benzin- mazot zamlarından sonra artan maliyetler yüzünden ilçenizden Aydın’a dolmuşlar ve otobüsler çalışmıyor. Sosyal Belediyecilik anlayışıyla Aydın Büyükşehir Belediyenizin otobüsleri belirli saatlerde bu ulaşımı sağlıyor. 65 yaş üstündeyseniz ulaşımınız da parasız…

Ne olur ne olmaz düşüncesiyle randevu saatinizden çok önce Sarı Civciv olarak adlandırılan Aydın Büyükşehir Belediye otobüsüne binmek için otobüsün ilk kalkış noktasına gidiyorsunuz. Duraklarda bekleyerek yer bulamama korkusunu yaşamamak için… O da ne otobüs daha ilk kalkış noktasında dolmuş, Şansınızdan bir kişilik yer bulabilmenin sevincini yaşıyorsunuz…

Otobüs, her duraktan yolcu alarak devam ediyor, otobüs tıklım tıklım dolu… Yolcuların çoğunluğu da 65 yaşüstü ve çoğu ayakta yolculuk ediyor… Yolda okumak içi yanınıza aldığınız kitabı okumaya çalıyorsunuz ama bu kalabalık ve sıkıntılı ortamda okumanız olanaksız…

Haliyle yolcuların yarısının ücretsiz, bir bölümünün indirimli yolculuk yaptığını düşündüğünüzde mazotun çok pahalı bir duruma getirildiği bu dönemde; Belediyenin bunun nasıl altından kalkabildiğini düşünüyorsunuz… Lüks yatların indirimli mazot alabildiği ülkemizde; sosyal bir belediyecilik anlayışıyla halkı bedava, indirimli ve çok ucuz şekilde taşıyan Belediyelere indirimli mazot verilemez mi diye de düşünmeden edemiyorsunuz…

100 kilometrelik yolu ancak iki buçuk saatte almış olarak Aydın’a ulaşıp hastanenin yolunu tutuyorsunuz…

Randevu saatinizi doktorun kapısındaki ekrana bakarak takip ediyorsunuz… Randevu saatiniz geçiyor ama ekranda adınız gözükmüyor. Kapıda çoğunluğu yaşlı yoğun bir hasta grubu bekliyor ve bu durumda gecikmenin normal olduğunu düşüyorsunuz… Ülkenizde sağlık sisteminin git gide özelleştiğini ve parası olanın en iyi sağlık hizmetinden yararlandığı gerçeğini de biliyorsunuz…

Sıranız geliyor… Doktorunuz şikâyetinizi tüm yorgunluğuna rağmen dikkatle dinliyor. Sorular soruyor, sorularına da uygun yanıtları veriyorsunuz…

Endoskopi gibi çeşitli tetkikler yapılabilmesi için size 40 gün sonraya randevu veriliyor. Tüm olumsuzluklara rağmen doktorun çalışkan, size içtenlikle yardımcı olmaya çalışan tavırları hoşunuza gidiyor…

40 gün sonra tekrar geri gelmek umuduyla Didim’e dönmek için Büyükşehir Belediye otobüslerinin ilk hareket noktasına ulaşıyorsunuz. Otobüs yine dolu… Aydın içinde çok sayıda duraklardan yolcu bindirerek, indirerek yarım saatte ancak Aydın merkezden çıkabiliyorsunuz.  Yine yaşlı insanların çoğunluğu ayakta ve 100 kilometreyi ayakta yolculuk etmek zorundalar…

Bir Emeklinin güncesinde bunlar olurken “BÖYÜKLERİMİZİN” iki de bir çağ atlıyoruz, Avrupa bizi kıskanıyor” söylemlerine inanmaya başladım !...

Sağlıklı günlerde buluşmak dileğiyle…