Ça­lış­ma ve tem­bel­lik in­san­la­rın yanı sıra hay­van­la­ra da mah­sus bir özel­lik­tir. Ağus­tos bö­ce­ği ile ka­rın­ca hi­ka­ye­si­ni he­pi­miz bi­li­riz. İnsan­lar var­dır ka­rın­ca gibi ça­lı­şır, in­san­lar var­dır ağus­tos bö­ce­ği gibi tem­bel tem­bel lak lak dö­ver­ler. Gerek in­san­la­rın ge­rek­se hay­van­la­rın ya­şa­ya­bil­me­le­ri için mut­la­ka ça­lış­ma­la­rı ge­re­kir. Ça­lış­ma­dan karın do­yur­mak, gö­rül­dü­ğü kadar kolay de­ğil­dir.

Ata­la­rı­mız: “İşle­yen demir pas tut­maz.” de­miş­tir. De­vam­lı ça­lı­şıp ha­re­ket eden­ler daha sağ­lık­lı ve uzun ömür­lü olur­lar. Tem­bel tem­bel otu­ran­lar ise ha­re­ket et­me­dik­le­rin­den ça­lı­şan­la­ra göre daha az sağ­lık­lı olur­lar. Ça­lı­şan insan yok­sul olmaz, sı­kın­tı­lı olmaz, kö­tü­lük yap­maz; iyi­lik yapar, mutlu olur. Tem­bel­lik ise esa­re­ti ve ah­lak­sız­lı­ğı ge­ti­rir. Hz. Ali (R.A) : “ İnsanı vak­tin­den önce yıp­ra­tan bir şey varsa o da tem­bel­lik­tir.” de­miş­tir.

 Ata­la­rı­mız: “ Ça­lış­mak iba­de­tin ya­rı­sı­dır.” de­miş­ler­dir. Ki­şi­nin aile­si­ni ve bak­mak­la yü­küm­lü ol­du­ğu ki­şi­le­ri ge­çin­di­re­bil­mek için çok ça­lış­ma­sı ge­rek­mek­te­dir. Allah yo­lun­da ça­lış­mak ki­şi­yi kötü duy­gu­lar­dan arın­dı­rır. İyilik yap­ma­sı­nı sağ­lar. Ça­lı­şan kim­se­ler hem ken­di­le­ri­ne hem de top­lu­ma çok fay­da­lı olur­lar. Ça­lış­kan insan daha çok ça­lış­mak, tem­bel insan ise daha çok tem­bel olmak ister. Ata­la­rı­mız bu me­yan­da: “Tem­be­le iş buyur sana akıl öğ­ret­sin.” de­miş­ler­dir.

Gece av­la­nan hay­van­lar güneş bat­tık­tan sonra, gün­düz av­la­nan hay­van­lar ise güneş doğ­ma­dan ta­bi­ata ya­yı­lır­lar. Hep­si­nin de ga­ye­le­ri ka­rın­la­rı­nı do­yu­ra­bil­mek­tir. Aç kal­ma­nın ne­ti­ce­si ise has­ta­lık, has­ta­lı­ğın ar­ka­sı ise ölüm­dür. Ya­şa­mak için biz in­san­la­rın hem gece hem de gün­düz ça­lış­ma im­kan­la­rı var­dır. Yüce di­ni­miz hiç öl­me­ye­cek­miş gibi ça­lış­ma­yı, yarın öle­cek­miş gibi iba­det et­me­yi em­re­der. Ça­lış­kan mil­let­ler, başka mil­let­le­rin kö­le­si ol­maz­lar.

 Ül­ke­mi­zin de çağ­lar üze­rin­den sıç­ra­yıp çağ­daş uy­gar­lık dü­ze­yi­ne eri­şe­bil­me­si için daha çok daha çok ça­lış­ma­mız ge­rek­mek­te­dir. Minik yav­ru­la­rı­mız es­ki­den her sabah okul­la­rı­nın açı­lı­şın­da iç­tik­le­ri antta “Tür­küm, doğ­ru­yum, ça­lış­ka­nım” iba­re­si ge­çer­di. Bu anta bir ömür boyu sadık kal­mak ge­re­kir. Ulu önder Ata­türk : “ Türk öğün, çalış, güven.” di­ye­rek ça­lış­ma­nın ne kadar ge­rek­li ve önem­li ol­du­ğu­nu bu öz­de­yi­şiy­le vur­gu­la­mış­tır.

Biz fert ola­rak, mil­let ola­rak hem ken­di­mi­zin hem de mil­le­ti­mi­zin daha güçlü, daha ileri, daha çağ­daş bir hayat ya­şa­ya­bil­me­si için ta­ma­men tem­bel­lik­ten uzak­la­şa­rak de­vam­lı ça­lış­ma­mız ge­rek­mek­te­dir.
Sa­tır­la­rı­mı­za Bis­marc’ın şu güzel sö­züy­le son ve­re­lim.
“ Genç­li­ğe üç öğü­düm var : Ça­lı­şın, ça­lı­şın, ça­lı­şın.”

------------ŞİİR KÖŞESİ-------------

BI­RA­KIR DA GİDERİM

Hekim der­man bul­maz sı­zı­ma
Ha­tı­ra­la­rı­mı ka­le­me alır­da gi­de­rim
Küser da­rı­lı­rım der­man­sız acıma
Ka­deh­le­ri yere çar­par gi­de­rim.

Acı ha­tı­ra­la­rı­mın son çık­ma­zın­da
Ya­ra­la­rı­mı sarar sar­ma­lar­da gi­de­rim
Gön­lü­mün gön­lü­ne her dü­şü­şün­de
Akan göz­ya­şı mı siler de gi­de­rim.

Her kadeh dol­du­rup içi­şim­de
Da­mar­la­rım da her kan akı­şın­da
Öm­rü­mü ilmek ilmek iş­le­yi­şin­de
Nazlı gü­lü­şü­nü öz­ler­de gi­de­rim.

Her sev­da­nın bir bi­ti­şi var­dır
Gönül gül da­lın­da ahu zar­dır
Bu gönül sana har­dır
Gön­lü­mü sana bı­ra­kır­da gi­de­rim.

Hü­se­yin ZEY­BEK – DİDİM

--------------------------------------------

MİSALİ

Kalbi kötü, kalbi pak
Ka­ray­la ak mi­sa­li
Ken­di­ni bil­mez insan
Süzme ahmak mi­sa­li.

Dert var, gelip ge­çi­ci
Dert var, delip ge­çi­ci
Zaman, silip ge­çi­ci
İzle, ayak mi­sa­li.

Fark­lı, fark­lı­dır mizaç
İnsan var, gö­rür­sen kaç
İyiye kol, kucak aç
Suyla top­rak mi­sa­li.

Her fiil in­sa­na has
Ya­pı­da hırs, ih­ti­ras
Gen­ler­le gelen miras
Cesur, kor­kak mi­sa­li.

Duygu saklı gö­nül­de
Acı, tatlı söz dile
İyilik, kö­tü­lük me­yil­de
Dü­rüst, kay­pak mi­sa­li.

Gün tü­ke­nir, gelir gün
Geç­miş gün­dür olan dün
İnsan ol­mak­tır üstün
Kuşak, kuşak mi­sa­li.
Osman GÖKÇE – DİDİM

-----------------------------------

GÜL­LER

Gül­ler bah­çe­nin sü­sü­dür
Da­lı­na konan bül­bü­lü­dür
Kaçma ben­den sev­di­ğim
Bi­raz­cık yü­zü­mü gül­dür.

Bah­çe­le­rim özel­dir
Gül sev­gi­si ezel­dir
Benim sev­gi­li yarim
Ha­ki­ka­ten gü­zel­dir.

Bah­çe­nin gü­ze­li­ne
Gül­le­rin di­ke­ni­ne
Benim yarim gü­zel­dir
Bak­mam başka bi­ri­ne.

Sarı gülün di­ke­ni var
Ba­har­da her yeri sarar
Do­kun­ma­yın sev­di­ği­me
Benim yarim başka kokar.

Beyaz gül in­sa­nı açar
Kok­la­dık­ça neşe saçar
Ben ya­ri­mi çok se­ve­rim
Baş­ka­la­rı ben­den kaçar.

Sürer gül­le­ri çok sever
Bahar çabuk gel­sin ister
Ren­ga­renk gül­le­ri gö­rün­ce
Yal­nız sev­di­ği­ni bek­ler.

Hasan SÜRER – AYDIN

----------------------------------------

GÖÇ­SEM DİYORUM

Ba­ha­rı gör­me­dim yazı bil­me­dim
Öm­rüm­ce ağ­la­dım bir gün gül­me­dim
Mut­lu­luk na­sıl­dır tadıp ol­ma­dım
Öl­me­den bir kez tat­sam di­yo­rum.

Mem­nun ki Dert­le­rim terk etmez beni
Yâr olup ta sar­mış ,bütün be­de­ni
Ça­re­siz dert­le­re sahip edeni
Görüp de ba­şı­na atsam di­yo­rum.

Ek­me­ği ko­pa­rıp suyu içe­mem
Ca­nım­dan ge­çe­rim ondan ge­çe­mem
Dert­le­ri­mi dosta bile aça­mam
Dert­le­re sa­la­na açsam di­yo­rum.

Çe­ke­mem ki artık yâr taf­ra­sı­nı
Aya da var­maz bak, gör haf­ta­sı­nı
Son defa kursa da yer sof­ra­sı­nı
Dol­dur­sa zehri de ,içsem di­yo­rum.

Yoz­gat­lı ŞABAN'ım yaram ka­nı­yor
Diz­le­rim tut­mu­yor başım dö­nü­yor
Göz­le­rim ka­rar­dı feri sö­nü­yor
Bu yalan dün­ya­dan göç­sem di­yo­rum.

Şaban KAH­RA­MAN - YOZ­GAT

-------------------------------------------

KA­POR­TA­CI

Ye­di­ğim dar­be­le­rin haddi yok, he­sa­bı yok
Ne ben sana di­ye­yim ne sen sor ka­por­ta­cı
Al çe­ki­ci eline vur, göv­de­mi şekle sok
Gi­di­lecek daha çok yolum var ka­por­ta­cı.
 
Kimi usta şo­för­dü, kimi ca­hil­di, kördü
Kimi ih­ti­mam etti, kimi du­va­ra sürdü
Bi­lir­sin bu emek­tar öm­rün­ce neler gördü
Kimi bana yâr oldu kimi yar ka­por­ta­cı.
 
Ne­re­de kay­gı­sız­ca gez­di­ğim o za­man­lar
Ne­re­de ge­mi­si­ne kur­ban olan kap­tan­lar
Ne­re­de sağ­du­yu­lu, fe­ra­set­li in­san­lar
Sahi ne­re­de kaldı o diyar ka­por­ta­cı?
 
Ne bir eh­li­ye­ti var ne de bir me­zi­ye­ti
Takla at­tı­rır düzde za­ma­ne­nin gaf­le­ti
Gâvur olsa et­mez­di bana bu ezi­ye­ti
Şasim çat­lak, far kırık, rot bizar ka­por­ta­cı!
 
Söz an­lat­ma ca­hi­le, kelam etme ga­fi­le
Cüm­le­ler de­ğe­ri­ni bil­mi­yor­sa na­fi­le
Sür­dü­ler mi gi­der­sin ölüme bile bile
Âlem­de kral olsan kaç yazar ka­por­ta­cı.
 
İşte böyle ha­yat­ta kat­lan­dım her ce­fa­ya
Ha­ta­la­rın­da her an gel­dim kafa ka­fa­ya
Par­ça­lan­dım ve­lâ­kin pert düş­me­din say­fa­ya
Ayağa sen kal­dır­dın ve­fa­kâr ka­por­ta­cı.
 
Sevda yağ­mur­la­rın­da sı­rıl­sık­lam ıs­lan­dım
Yıl­lar­ca umut ettim ina­dın­da pas­lan­dım
Acıy­la çar­pıl­dık­ça oca­ğı­na yas­lan­dım
Ruhum kadim ör­sün­de bah­ti­yar ka­por­ta­cı.
 
Haklı mıyım, hak­sız mı çıkar beni tar­tı­ya
Sür boya sö­kü­cü­yü foyam çık­sın or­ta­ya
Özüm ahdi unu­tup baş­lar­sa abar­tı­ya
Aynam gurur ya­par­sa çek kopar ka­por­ta­cı.
 
Çü­rük­le­ri­mi kes­tin, ku­su­ru­mu ka­pat­tın
Taban tavan kop­tuk­ça us­ta­ca punta attın
Çat­la­yan bi­lin­ci­mi el­le­rin­le kay­nat­tın
Ol­ma­say­dın olur­dum ih­ti­yar, ka­por­ta­cı.
 
Ey­val­lah firen zayıf, motor bazen tek­li­yor
Ram­pa­lar, uçu­rum­lar yü­re­ği­mi yok­lu­yor
De ki bizi iler­de güzel gün­ler bek­li­yor
Bo­zu­lan ön dü­ze­ne ver ayar ka­por­ta­cı.
Salih ERDEM – DENİZLİ

-----------------------------------------

AĞ­LA­YA­CAK­SIN

Dolup ta­şa­cak­sın kimse bil­me­den
Giz­li­den giz­li­ye ağ­la­ya­cak­sın
Hıç­kı­rık­lar boğar daha gül­me­den
Giz­li­den giz­li­ye ağ­la­ya­cak­sın.

Git­ti­ğim yön­ler­de gözün ka­la­cak
İçine ta­rif­siz hüzün do­la­cak
Güneş de ba­ta­cak akşam ola­cak
Giz­li­den giz­li­ye ağ­la­ya­cak­sın.

Ne yana ba­kar­san anı­la­rım var
Üs­tü­ne ge­lecek dört yanın duvar
Uya­nıp, uya­nıp sa­ba­ha kadar
Giz­li­den giz­li­ye ağ­la­ya­cak­sın.

Göz­ya­şın içine her gün aka­cak
Her damla içini nasıl ya­ka­cak
Bir anda bey­nin­de şim­şek ça­ka­cak
Giz­li­den giz­li­ye ağ­la­ya­cak­sın.

Savaş SA­RI­KA­YA - AYDIN