“Cemaat-tarikat yurtları kapatılsın” talebi radikal bir talep olarak algılanabilir. Genel vaziyet hak verdirecek nitelikte.
Enes’in intiharıyla ilgili “Atatürk’ün Partisi” CHP Genel Başkanı bile “etik bulmadığı için” ilk ağızda görüş belirtmek istememiş.  Halk Tv Elazığ muhabiri olayla ilgili bilgi verirken; Enes’in intiharıyla ilgili olarak ildeki –muhalefet dahil-tüm siyasi partilerden açıklama yapılmamış, yalnızca yerel tek bir gazete haber yapmış.
Ülke sathını ağ gibi saran cemaatlerin karabasan olduğu böylesi bir ortamda cemaat yurtlarının kapatılması talebinin karşılanamaz olacağı ileri sürülebilir.  Ancak şu da var ki; yüz yıl önce değil bunların yurtlarını kapatmak, tümünün örgütlenmesini yasaklamış, ülkeyi bir süreliğine de olsa çağdışı zihniyeti karanlıklara gömmüşüz.  Masallardaki gibi bir arpa boyu yol gidememişiz, buna göre.  Nedenini “ses çıkarmayan” siyasete sormak lazım.
Cemaat-tarikat yurtları salt öğrenci bireyleri barındıran “yurtlar” değil.  Enes’in bıraktığından tekrar hatırlıyoruz; bu “yurtlar”da din ritüelleri uygulanıyor, “sohbet”adı altında sözde dinsel eğitim yapılıyor, kitap okuma diye ev ödevleri veriliyor.  Öylesine ki, bir tıp öğrencisi olan Enes, derslerine ayıracak vakit bulamıyor.
Bu “yurtlar” ötedenberi  Cumhuriyet Devrimini hedef alan siyasal İslam için bu amaca uygun insan tipi oluşturma yolunda faaliyet göstermişlerdir ve göstermektedirler.  Bilimsel bakış açısından yoksun, çağdaş değerlere düşman ve kendilerine körükörüne itaat eden bir taban edinmede epey mesafe katetmişlerdir.  Gencecik oğlunun intiharını kayıtsızca karşılayan bir baba, “Cinci Hoca”nın talimatıyla karısını oklavayla dövüp ölümüne sebep olan koca bu insan tipinin son örneklerindendir.
 Muhalefetin yasak savar misali bu “yurtlar”ın denetlenmesi talebi  çözüm değildir.  Birincisi, cemaatler bu konuda tecrübe sahibidirler; tüm denetlemelere karşın ne yapıp edip gençlerimizin varlığını ele geçirmenin bir yolunu bulacaklardır. İkincisi, Enes’in babası gibi çocuğunu cemaatlere teslim edecek yüz binlerce “onları yararlı bulan” vatandaş vardır.
Günümüzde cemaat-tarikat yurtları ve buralarda sözde barındırılan gençler/çocuklar devlet kurumundakilerden fazladır.  Ülkemizin geleceği olan genç kuşakları bunların pençesinden kurtarmak acil ve ivedidir.  Bilimi rehber edinen kuşaklar yetiştirmenin yolu öncelikle cemaat-tarikat yurtlarının kapatılmasından geçecektir.  Sonrasında; “...ülkemizin şeyhler, dervişler,mensuplar ülkesi” olmaktan tekrar çıkarmanın yolu döşenecektir.