Didim Derneği ve Didim Çevre Platformu tarafından yapılan açıklamada “Artık hepimiz biliyoruz!  Bilmekten öte yaşıyoruz… İklim adaleti için, doğa için, yaşam için… İstisnasız hepimize görev düşüyor.” denildi.
Yapılan açıklamanın tam metni ise şu şekilde;
Dünyanın her yanı yangın yeri, felaket bölgesi… Sanayi devrimiyle birlikte başlayan küresel ısınma artık iklim krizine dönüştü. Türkiye dahil, bütün dünyada atmosferdeki ısınmayı durdurup azaltamazsak, 2050’den itibaren istisnasız hepimizi felaketler bekliyor. Şimdiden yaşamaya başladık. Yazın ortasında seller ve baş edemediğimiz orman yangınları… Çok değil, 30 yıl sonrasına tarih veriliyor. Ya bilim insanlarının uyarılarına ve yönlendirmelerine kulak verilecek ya da “bizden sonrası tufan” denmeye devam edilecek ve sadece Türkiye’ye değil, bütün dünyaya zarar verilecek.
Başımıza neler geleceği çok çeşitli değişkene bağlı ama neler yapabileceğimizi artık biliyoruz.
-Bütün fosil yakıtlar ( Kömür, Petrol, Doğalgaz, vb.) bütünüyle terk etmek zorundayız.
-Yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeli ve binalarda ısı yalıtımını tamamlamalıyız.
-Açık havaları ısıtmak ya da serinletmek gibi bilim dışı uygulamaları terk etmeliyiz.
-Petrol türevi asfalt kaplamalarını bırakmalıyız.
-Toplu ulaşım araçlarını yaygınlaştırıp ücretsiz hâle getirmeliyiz.
-Mümkün olduğunca çok sayıda cadde ve sokağı motorlu trafiğine kapatmalıyız.
-Ormanları, denizi, su kaynaklarını ve doğal tarımı gözümüz gibi korumak durumundayız.
-Şehirleşme, Ulaşım, Tarım, Sanayi, Enerji politikalarının tamamına yakınını Bilimsel-Ekolojik temelde yenilemeliyiz.
Bunların hiç biri hayâl değil. Yapabiliriz.
Artık hepimiz biliyoruz ki,
Dünyanın ve insanlığın ihtiyacı hızlı ve radikal bir yol değişikliğidir. İklim krizini çözmek için bütün eşitsizlikleri ve adaletsizlikleri birlikte çözmemiz gerektiğine inanıyoruz. Üstelik sadece insan türü için değil, gezegenimizi paylaştığımız bütün türler için iklim konusunda duyarlılığa ihtiyacımız var. Gezegenin ve türlerin geleceği; yoksullara, yerlilere, kadınlara, canlılara ödetilen bedellerin daha da ağırlaşmasını engellemek için dünyanın dört bir yanından gelen sesleri ortaklaştırıp büyüterek ekolojik sorunların en önemli göstergesi olan iklim krizine karşı yerel ve merkezi hükümetlerin sorumsuzca davranışlarının ve ekolojik suçların üstünün örtülmeye çalışılmasını teşhir etmeliyiz.
Nerede olursak olalım iklim adaleti için mücadele etmek zamanı. Çünkü iklim krizi, ülkelerin sınırlarını aşıyor. Bu nedenle mücadelemizi küresel düzeye taşımak sorumluluğumuz. İklim adaleti için mücadele eden herkesi en küçük birimlerden başlayarak enternasyonalist dayanışmaya çağırıyoruz.
Artık hepimiz biliyoruz!  Bilmekten öte yaşıyoruz… İklim adaleti için, doğa için, yaşam için… İstisnasız hepimize görev düşüyor.
HABER: ELİF DİKBAŞ

Men­de­res ku­ru­du, yüz­ler­ce balık öl­me­ye baş­la­dı Men­de­res ku­ru­du, yüz­ler­ce balık öl­me­ye baş­la­dı