Dayanışma veya uzlaşma, farklılıkların varlığını yadsıyan değil aksine kabul edendir. Birbirimizin fotokopisi olmamız gerekmiyor! Aynı yöne gidenlerin yan yana durması ve öncelikli temel sorunun çözülmesine katkı sunmasında yadırganacak bir yan yok. Temel ve öncelikli sorun dikkate alındığında bir cephenin yaratılması akılcı bir yaklaşımdır. Zaten geniş bir yelpazeden söz ediyoruz. Farklı renklerden oluşturulan demette kendi bütünlüğünü korumuş olacaktır ve hiçbir kesim istemediği bir şeyi yapmaya zorlanmamış olacaktır!
Uzlaşmak, dayanışmak yani bir ilkeli koalisyon oluşturmak yaşamsal zorunluluklardan biridir. Koalisyon bünyesinde farklılıkları barındırır. Ama bu farklılıklar ülke gerçekliğinin bir yansımasıdır. Bir kentte, kasabada veya köyde koşulları farklı olan insanlar yaşar. Farklılık aynı mekânı paylaşmaya engel değildir.
 Aynı cephede olmak hep aynı düşünüyor olmak anlamına gelmez ama ortak düşüncesinin olmadığı anlamına da gelmez. Ortak paydada özgürlük, demokrasi, laiklik, halkların kardeşliği gibi değerler var. Bu temel haklar öncelikle temel haklara ilişkindir. Temel haklar dendiğinde soruna “TÜRCÜ” yaklaşmamak gerek. Yaşama hakkının tüm varlıkları kapsadığı unutulmamalıdır.  Bu varlıklar vurgusu, cansız diye nitelenen varlıkları da kapsar. Yaşamı farklı algılayıp algılatmak isteyen bir egemen kesim var. Bu kesim, kişisel çıkarları için doğayı tahrip etmekten geri durmaz. Tüm varlıkların hak ve menfaatlerini savunmak, duyarlı insanların öncelikli görevlerindendir.  Bilgilenme ve bilgiye erişim kolay ve yeterli olur ise, sorun çözülür. Çözüme planlı direnişler gündeme geldiğinde direnme kaçınılmaz olur. Direnmenin temel haklardan olduğu ve 1215 yılında Magna Carta ile insanlığın gündemine girdiği unutulmamalıdır. EYLEMİN KAPISI VE PENCERESİ SOKAĞA BAKAR! Eylem birleştirendir.
Eylem bir toplumsal bildirimdir. Bu bildirim, yetkililere ve sorumlulara iletilir. Yönetenler bu tür toplumsal talepleri dikkate almak zorundadırlar. Toplumsal bildirimler, dayanışmayı temel alan bir eylemliliktir. III. Kuşak temel hakların öznesi gruplardır. Bu haklar, “dayanışma hakları” olarak adlandırılırlar. Bu haklar:
1-Gelişme hakkı,
2-Barış hakkı,
3-Temiz bir çevrede yaşama hakkı.
Bu dayanışma haklarının belirgin olanları şöyle sıralanabilir:
-Destek, bağlılık ve karşılıklılık (yerelden küresele).
-Güç ortaklığı dolayımında dayanışma amaçlı katılım hakkı.
-Empati ile duyarlı yaklaşım(sempati).
-Özgürce ve iradi katılım.

İnsanlığın gelişim sürecinde, varlıklara ilişkin haklar görünür olmaya başlamıştır. Yaşamsal olan haklar birer birer güvenceye kavuşturulmuştur. Hakların güvenceye kavuşturulduğu yapılar, gelişmişliği görünür kılmıştır. İlerleyen ve gelişen toplumlarda hakların sınırları genişlerken, kurumsal güvenceleri de artar. Sorunlarını çözememiş olan toplumlarda, önce temel haklar ayaklar altında kalır. Ve ezilme önceliği, zayıf halkalardan başlar(!) Varlık sürdürme mücadelesinde; varsıllar, yoksulların omuzlarına basarak yollarına devam ederler(!)