2018 yılının Haziran ayında yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Millet ittifakı seçiminin üzerinden bir ay sonra 4 yıl geçmiş olacak ve son dakikada bir değişiklik olmadığı takdirde 50 milyonun üzerindeki seçmen yeni cumhurbaşkanını ve 600 kişilik TBMM üyelerini seçmek üzere 2023 yılının haziran ayında sandık başına gidecek.

Son yılları saymadığımız takdirde seçim öncesi yada seçim sonrası demeden en çok dolaşan en fazla miting yapan liderin Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan hemen herkes kabul edecektir, Erdoğan gece-gündüz-hastalık-rahatsızlık-uzak-yakın demeden her seçim öncesi en az 50 miting yapar seçim akşamı da bu çalışmasının mükafatını iktidar olarak alırdı.

Cumhur ittifakının diğer ortağı MHP Genel başkanı Devlet Bahçeli’nin öteden beri bırakın seçim sonrasını seçim öncesinde de mitingleri ve ziyaretleri sevmediğini herkes biliyor, ister yerel ister gelen seçim olsun Devlet Bahçeli’nin 10 miting yaptığını en azından biz hatırlamıyoruz.

Son dört yıldır biraz Pandemi biraz sağlık şartları birazda fazlalaşan yönetim yoğunluğu dolayısı ile Cumhurbaşkanı Erdoğan sözünü ettiğimiz mitingleri zaten yapmıyor, Programında olan açılış ve toplantılara ya çok az katılıyor, yada toplu olarak yapılan açılışlara internet bağlantısı üzerinden katılıyor, kalabalıkların arasında olmuyor.

Yukarıda belirttiğimiz gibi geçen dört yıllık zaman dilimi içerisinde MHP genel başkanı Devlet Bahçeli’nin de aklımızda kalan geniş katılımlı bir toplantıya katıldığını hatırlamıyoruz.

Cumhur İttifakı kanadında böyle bir durağanlık yaşanırken Millet ittifakı cenahında özellikle İYİ Partide var olan hareketlilik bundan sonraki seçimin ve seçim kaderinin ne yönde ilerleyeceği ile ilgili kanaatlerin oluşmasına vesile oluyor.

2018 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olan ancak kazanamayan İYİ Parti genel başkanı Meral Akşener o gün bu gündür durup dinlenmeden  il-ilçe-belde-kaza-köy-mezra-mahalle demden üstelik bunu zaman mevhumu gözetmeksizin Türkiye’yi bir baştan bir başa dolaşıyor, seçmen ile bir arada oluyor.

Ziyaret ettiği şehirlerin merkezlerinden çok o yerleşim bölgelerinin ilçelerini dolaşan orada yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarını birinci ağıdan dinleyen bunlarla ilgili çözüm önerileri sunan , bunlarla da kalmayıp her hafta çarşamba günleri TBMM’de düzenlenen partisinin grup toplantısında bir konuşmacıyı kürsüye çıkartıp problemi konuşmacının ağzından direk anlattıran Meral Akşener bu yapısı ile de bambaşka bir siyasetçi profili çiziyor.

Meral Akşener ile birlikte CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’da nerede ise her gün başka bir yerleşim merkezinde düzenlenen toplantılara katılıyor, STK’lar tarafından oluşturulan heyetlere misafir oluyor, Toplumun sıkıntılarının en üst noktada olduğu alanların seslerini duyurabilmek adına evinin elektriğinin kesilmesine kadar giden sorumlu bir muhalefet örneği gösteriyor.

Millet ittifakının diğer bileşenleri DEVA Partisi Genel başkanı Ali Babacan, Gelecek partisi genel başkanı Ahmet Davutoğlu, SP Genel başkanı Temel Karamollaoğlu  ve DP genel başkanı Gültekin Uysal’da “seçim kazanmanın yolunun seçmen ile bir araya gelmek” olduğunun farkına varmış olmalılar ki gece gündüz demeden tüm memleketi dolaşıp duruyorlar.

Bizim seçmen kendisine dokunan, kendi dertleri ile dertlenen en azından çözüm önerileri sunan siyasetçileri sever, Bu noktadan bakıldığında Millet ittifakına mensup partilerin liderlerinin epey bir mesafe aldıklarını söylememiz gerek.

Cumhur ittifakına mensup parti liderlerinin bu durağanlıklarının mutlaka bir sebebi vardır, bu durum ile ilgili bir stratejileri de vardır.

Bu stratejilerin ne kadar işe yarayıp yaramayacağını da sandıklar açıldığında hep birlikte öğrenmiş olacağız.