Arapça’dan Türkçe’mize giren irade kelimesinin lügat anlamı : “İsteme, dileme, merâm etme, buyrultu.” olarak geçer. İrade-i cüziye: “Allah tarafından insana bırakılmış olan istek ve seçme hakkı.”dır.
İnsan yaratılış itibariyle çok şeyleri arzu eder. Bu arzularının tamamının yerine getirilmesi hemen hemen imkansızdır. Arzular yerine geldikçe kişi mutlu; gelmedikçe de mutsuz olur. Ama bu arzu ve isteklerin yerine getirilmesinde iradesine hakim olur da az şey isterse mutluluğu yakalayabilir. Bununla ilgili olarak Stuart Mill: “ Arzularımı tatmin değil, sınırlandırmak sayesinde mutlu olmayı öğrendim.”demiştir.
İnsan nefsinin esiri olacak olursa, bulunduğu yerden yükseklere doğru çıkamaz, bedbahtlığa sürüklenir, süfli bir hayat sürer. İradesine hakim olursa özgür sayılır. Atalarımız : “İnsanın en büyük düşmanı kendi nefsidir.”demişlerdir. Nefsine hakim olamayan nice insan, beyaz zehir, alkol, kumar, fuhuş bataklığına sürüklenmişlerdir. Hz.Mevlana: “ Her rüzgarda sallanacak olursan, dağ kadar da olsan bir ota değmezsin.” demiştir. Onun için insanoğlu daima güçlü bir iradeye sahip olmalı, çeşitli olaylar karşısında karar vermeden önce akıl ve mantık süzgecinden geçirmeli ve ondan sonra kendi lehine olana karar verebilmelidir. Atatürk güçlü bir iradeye sahip olması sayesinde üniformasını çıkararak mensubu olmaktan büyük gurur duyduğu milletini kurtarmaya karar vermiştir. Vermiş olduğu bu karar sayesinde hem milletini hem de vatanını kurtarmasını bilmiştir.
Kişiye bazı arkadaşları tarafından kötü alışkanlıklara yol açabilecek teklifler gelebilir. Kişi bunlara balıklama atlayacak olursa ileride telafisi mümkün olmayan alışkanlıklara yol açabilir. İkram edilen bir bardak rakı veya viskiyi kabul eden kişi alkolizm bataklığına sürüklenebilir. Kuvvetimizi irademizden alacak olursak hiçbir kötülük veya düşman bize yanaşamaz. Bununla ilgili olarak Aleksis KİVİ: “ İrade kötü talihi yener.”demiştir.
Hayatta başarılı ve mutlu olabilmek için irademizin hakimi, vicdanımızın esiri olmalı, sınırsız arzu ve isteklerimize gem vurmamız gerekmektedir. Azla yetinmesini bilmeli, kanaat etmeli, kötü alışkanlıklara yol açabilecek teklifleri anında reddedebilecek bir iradenin sahibi olmalıyız.
Satırlarımızı Milton’un şu güzel sözüyle bitirelim.
“İradesi kuvvetli insanlar, en dayanılmaz şartlar altında dahi başarıya ulaşabilirler.”
-----------------------------------------
ŞİİR KÖŞESİ
-------------------------------------
DÜŞMANIN SANMA
Sabrımı zorlama bir daha düşün
Kabusa dönmesin, gördüğün düşün
Saçına ak düşüp, giderken yaşın
Elinden bir tutan bulunur sanma.
Herkesi kendime dosttur bilirim
Çağıran oldu mu, koşar gelirim
Dostmuş, düşmanmış nerden bilirin
Her yüze güleni, dost olur sanma.
Düşmandır senin, kuyunu kazan
Boşuna Şaban’ın sözüne kızan
Bilerek yazmıştır bu sözü yazan
Dostunum ben senin, düşmanın sanma.
Şaban KAHRAMAN – YOZGAT
-----------------------------------------------
PORTAKAL ÇİÇEĞİ
Güneş dağlara vurunca
Sabah, sitem eder gibi
Bir güzel uyanır bence
Hülyalara dalar gibi
Sürme çekmiş hilal kaşa
Sevgi bir aşktır çok yaşa
Güzellik iş açar başa
Kokular sürmüş mis gibi
Sırma saç, uzanmış bele
Haber yollamıssın telle
Sırrımızı verme ele
Rüyalara salar gibi
Yaradan övüp yaratmış
Portakal çiçeği misin
Aşk yüreğini dağlamış
Ünlü aşk ustası gibi
Mehmet Cem YİĞİT – AKŞEHİR
-------------------------------------------------
KAHRAMAN EFELER
Saatler uzundur, yıldan asırdan
Yoruldum usandım, yıldım nasırdan
Farkımız kalmadı köle, esirden
Davrandı dağlara koştu efeler.
Bulutlar yüzüme baktı, ağladı
Dereler derdimden aktı, çağladı
Yıldırım bağrımı yaktı, dağladı
Davrandı yollara düştü efeler.
Sevginin bağında karga eşindi
Eşindikçe, fâni ömrüm aşındı
Garipler ağladı, mertler düşündü
Davrandı dağlardan aştı efeler.
Efe’yim, Fâni’yim dinle sözümü
Derdimin zehiri yakar özümü
Arıttı alnımdan kara yazımı
Davrandı meydanda coştu efeler.
Yaşar UYAR – AYDIN
----------------------------------------
ARA SIRA
Ara sıra alo de de gezelim
Söz verince tutacaksın güzelim
Sorun varsa aramızda çözelim
Tutmayanlar parça parça bölünsün
İsimleri defterlerden silinsin.
Türkülerim sana şarkılar sana
İç artık sevdayı iç kana kana.
Kendin ettin kendin buldun elinle
Son demleri yaşıyorum seninle
Canımı çok yaktın acı dilinle
Tatlı dile gurbanım ben bilirsin
Acı dilin canı çıksın bölünsün.
Türkülerim sana şarkılar sana
İç artık sevdayı iç kana kana.
Abidin GÜNEYLİ - MERSİN
----------------------------------------------
SANA GELDİM
Yakın kıldım uzakları,
Geldim işte, sana geldim.
Kırdım bağlı zincirleri,
Geldim işte, sana geldim.
Sildim gündüzü geceyi,
Aldım içimdeki sevgiyi,
Dünde koyup her şeyi,
Geldim işte, sana geldim.
Yollarım karlıdır ırak,
Yağmur, çamur, suya batarak,
Her engelleri aşarak,
Geldim işte, sana geldim.
Aç kapını, al koynuna,
Dola kolların boynuma,
Sar o yana, bir bu yana,
Geldim işte, sana geldim.
Kalmasın arada engel,
Ara bul, sende bana gel.
Aktım ırmaklar, oldum sel.
Geldim işte, sana geldim.
Kanadımı açtım uçtum.
Sana gelmek için koştum.
Sevdamla yoluna düştüm,
Geldim işte, sana geldim.
Tut kalbimi ellerinle.
Bütünleşelim seninle.
Ruhum, kanım, bedenimle,
Geldim işte, sana geldim.
Bolat ÜNSAL – ANTALYA
-------------------------------------
GECE VE SEN
Erzurum’un kış geceleri gibi gönlüm
Kızıl siyah bir fırtına
Etraftaki karanlık ürkütüyor beni gülüm
Ayaz vuruyor alnıma
Üşüyor üşüyorum
Pencerem açılır sana
Uzaktaki odada
Ardı sıra ben gelirim
Ve gözlerim ardı sıra
İzler seni doyasıya
Verdiğin nefes omzumda
İçtiğin su boğazımda
Issız bir geceye dalar gözlerim
Uzun siyah bakışlarında.
Dr. Seval SARIKAYA – AYDIN
-----------------------------------------
MEVSİMLER GÜZ ARTIK
Bu aşk hikâyesi de böyle bitti
Ne ayrıldık ne de vuslata erdik
Hayallerimiz bir bir uçtu gitti
Ne ayrıldık ne de murada erdik.
Hani çok büyüktü bizim aşkımız
Gülle süslenmişti gönül köşkümüz
Yenildik kadere söndü coşkumuz
Ne ayrıldık ne de murada erdik.
Mevsimler güz artık gelmez ki bahar
Yapraklar döküldü savurdu rüzgâr
Kalbimiz sızlarken sonsuza kadar
Ne ayrıldık ne de murada erdik.
Sevmek sevilmek ne güzel duyguymuş
Hiç yaşamamıştım demek aşk buymuş?
Sensiz nefes almak inan çok zormuş
Ne ayrıldık ne de murada erdik.
Emin ÇELİMLİ - AYDIN
--------------------------------------------------
UNUTTUM SANMA
Unutulmuş ne varsa, unuttum sanma
Unutmak, sevmekten daha acıdır,
Gönülden sildiğin, takvime kanma
Hatıralar medyum, izler falcıdır.
Unutmak sözüne lügat bulunmaz
Unutulmak zordur, bunu bilirsin
Gizlemek istersin, bir yer bulunmaz
Ağlarsın, sızlarsın, bitti sanırsın.
Geçmişe bakınca isyan okursun
Kalbin yaralanır, umutlar biter
Albümler içinde mazi bulursun
Pişmanlık duyarsın, iş işten geçer.
Hiç unutulmaz ta, mahşere kadar
Boş yere avutma, dertli gönlünü
Teselli yetmiyor çaresiz, naçar
Unutmak hayatın gizli bölümü.
Melahat ÖZÇOBAN – ISPARTA
-------------------------------------