Karneleri o kadar gözünüzde büyütmeyin…

Avrupa ülkelerinin çoğunda ilk sınıflarda karne bile verilmiyor.

Biz de ise ana sınıflarında bile karne veriliyor…

Öğrencilerin  %80’nine takdir ve teşekkür verilerek, öğrenciler ve veliler bir ölçüde kandırılıyor… Bu durum da ilerde beklentileri boşa çıkarınca hayal kırıklığı yaşanıyor…

Oysa karnelerin her şeyi ölçmediği, ölçemediği gibi bir gerçek var…

Kimya dersinden geçerli notu zor aldı. "Kuduz aşısını" buldu. (L. Pasteur)

Şişkoydu, yaramazdı, dört yaşına kadar konuşamadı, yedi yaşına kadar okuyamadı. İzafiyet teorisinin formülünü yazdı. (Albert Einstein)

Bir öğretmeni tarafından, kabiliyetsiz olarak değerlendirildi. Üç bin deney sonunda ampulü buldu. (Thomas Edison)

Babası tarafından umutsuz vaka olarak nitelendirildi. Tüm zamanların en ünlü bestecisi oldu. (Beethoven)

İlkokulda ders notları zayıftı. Bir ağacın altında düşünürken, başına bir elma düştü ve yerçekimi kanunu keşfetti. (Isaak Newton)

İlkokulda sınıfta kaldı. Bir süre kötü alışkanlıklara bulaştı. İngiltere'nin Başbakanı oldu. (Wınston Churchıll)

Diğer taraftan Ali'nin:

Karneleri pekiyilerle doluydu. Babası çerçeveletti, duvarlara astı,

Her sınıfta takdir belgesi aldı. Babası çerçeveletti, duvarlara astı.

Liseyi bitirdiğinde, tüm duvarlar başarı belgeleriyle dolmuştu.

Ali, Üniversite sınavlarına girdi ve kazanamadı!

Görüldüğü gibi karneler, her şey demek değil, her şeyi de ölçmezler.

Annelere, babalara, eğitimcilere büyük görevler düşmektedir.

Öncelikle şunu bilmek gerekiyor. "Her çocuk farklıdır". Okuldaki derslerin genel kalıpları her öğrenciye uymayabilir.

Çocuklara uyan kalıpları bulmakta ise uzmanlık ister. Bu kalıpları bulamamaktan, binlerce değer yok olup gidiyor.

Çoklu zekâ kavramına göre çok sayıda zekâ çeşidi var… Her öğrencinin kalıbına uyan bir zekâ çeşidi var. Bu çeşitlerden biri veya bir kaçı baskın olabilir. İş, çocuğun zekâ çeşidini bulmakta… Bu eğitimcilerin işi ama okullarımızda bunlarla uğraşan kimse yok.

Hedefimiz, tüm çocukları matematikçi yapmak gibi bir kalıptan çıkarma yanlışı içindeyiz.

Öğrenci de, annesinin babasının ve öğretmeninin isteği doğrultusunda konuları ezberliyor, karne notunu yükseltiyor. Bu da bir başarı olarak karnelere yazılıyor.

Bu işte herkes yanılıyor.

Eğitim zor iş.

Eğitim ciddi bir iş.

Eğitim çok pahalı bir iş.

Eğitim, çağdaş anlayışları uygulama işi.

Eğitim, hükümetlerinin en önemli işidir… Eğitime çok önem veren ülkeler her yönüyle gelişiyorlar...

Pandemi dolayısıyla çocuklarımız doğru dürüst ders yapamadılar…

Yine de karne notlarıyla bir değerlendirmeye tabi tutuldular…

Karnelerdeki rakamları görmek için öğrenci velileri, çocuklarından daha çok heyecanlanırlar... Karnenin durumuna göre de tavırlarını gizleyemezler… Çocuklarınıza bu konuda ölçülü davranmanızda yarar var…

İyi tatiller diliyorum…