Kötülük, kötü kelimesinden türetilmiş Öz Türkçe bir kelimedir. Kötü kelimesi sıfat olarak :” İyi olmayan, fena, yaramaz, zararlı, tehlikeli, korku ve endişe verici, rahatsız eden, beğenilmeyen, kaba saba, kırıcı, insan veya topluluk üzerinde olumsuz tesir bırakan.” anlamlarında kullanılmaktadır.
Kötülük etmek iyilik etmeğe göre çok daha kolaydır. İnsan hayatının her safhasında çeşit çeşit kötülük veya iyiliklerle karşılaşabilir. Yapılması gereken şey her zaman, her yerde ve her durumda iyilik etmektir. Peygamber Efendimiz bir hadisi şeriflerinde: “ Bana iyilik edene ben iyilik ederim, bana kötülük edene ben yine iyilik ederim.” demişlerdir. Atalarımız da kötülük üzerine : “Kötü komşu insanı hacet sahibi yapar.”, “Kötü söz insanı dinden çıkarır.”, “Kötülük eden kötülük bulur.”, “Kötü söyleme eşine, zehir katar aşına.”, “Kötü komşunun yedi mahalleye zararı vardır.”, “Kötü söz ve kalp (sahte) akçe sahibinindir.” demişlerdir.
Kötülük bilgisiz, cahil, ilim tahsil etmemiş, kültürsüz kişiler tarafından daha çok yapılmaktadır. Kötülükten uzaklaşıp herkese iyilik yapabilmek için insanoğlu daima okumalı, bilgi hazinesini genişletmelidir. Münevver insanlar hiçbir zaman kötülük yapmazlar. Onlar daima kötülük yerine iyilik ederler. İyilik yapmasını seven toplumlar daima mutlu olurlar. Andre Gide bu meyanda: “Ademoğlu ne kadar mesut olurdu kötülüğü tanımamış olsaydı.” demiştir.
Aslında insana en büyük kötülüğü yine kendisi yapmaktadır. Nefsine ve iradesine hakim olamayan kişiler kumarbaz, alkolik, esrarkeş, eroinman olmaları kendi kendilerine yaptıkları en büyük kötülüktür.
İnsan ne kadar kıskanç ve korkak olursa aynen cahil kişiler gibi her zaman kötülüğe karşı bir temayülleri vardır. Bununla ilgili olarak Andre Maurois: “İnsanların kötülüğüne son yoktur ve bunun büyük kısmı kıskançlıkla korkudan meydana gelir.”demişlerdir.
Biz insanlar her zaman ve her yerde biribirlerimize, sair mahlukata ve tüm çevremize karşı daima iyilik etmeliyiz. Kötülük yapanlara veya yapacak olanlara bütün gücümüzle iyilik yapmaya davet etmeliyiz. Dünya malı dünyada kalır. Ama iyilikler bizimle gelir. Dünyada var olan eserler iyilerindir, kötülerin eseri olmaz.
Satırlarımıza Ferideddin Attar’ın şu güzel sözüyle son verelim.
“İyiliğe gücün yetmezse kötülük yapma.”
---------------------------------------------
YAZGI
Uzun, uzun yıllar sonra,
Yeryüzünden çekildikten
Uzun, uzun yıllar sonra…
Çağırırsa bir gün;
Zaman tanrısı Kronos.
Toprağın sessiz karanlığından sızıp;
Belki yine gelirim.
Yediemin deposu yüreğim
Gün ışığına çıkarır
Yitik bir zaman sevdasını
Ararım gözlerindeki gülüşü
Bulamam…
Kahrolurum.
Uzun, uzun yıllar sonra,
Yani; sen, ben, bizler…
Yeryüzünden çekildikten
Uzun, uzun yıllar sonra…
Çağırırsa bir gün;
Zaman tanrısı Kronos
Toprağın sessiz karanlığına saklanıp.
Bir daha gelmem yeryüzüne!
Erkan ACAR - ÇİNE
-------------------------------------------------
HAPSOLMUŞSUN KALBİME
Asla azalmaz sevgim yıllar geçse aradan
Yaslanmak istiyorum zevk verir bana döşün
Kalp damar cerrahları çıkaramaz oradan
Hapsolmuşsun kalbime gerisini sen düşün.
Dünyanın en şanslısı sana gönül verenler
Belki de deli derler beni ilk kez görenler
Kolay kolay çıkamaz yüreğime girenler
Hapsolmuşsun kalbime gerisini sen düşün.
Sevgi benim kutsalım düşürmem onu yere
Ne sel alır elimden, nede akan bir dere
İrademin dışında sevdim seni bir kere
Hapsolmuşsun kalbime gerisini sen düşün.
Ben sevgi pınarıyım gelin sizler de için
Ben hâlâ yanıyorum aşkınla için için
İnan ki çok mutluyum seni sevdiğim için
Hapsolmuşsun kalbime gerisini sen düşün.
Kalû belâda girdin yılları saymadım ki
Öylesine sevmişim ben sana doymadım ki
Kendiliğinden girdin ben alıp koymadım ki
Hapsolmuşsun kalbime gerisini sen düşün.
Albeni AKÇAY - NAZİLLİ
-------------------------------------------------------
BİLEMEM
Bölük pörçük bölündük, kan revan her yanımız
Aklımı da bin yerden yaracakmış bilemem
Her sözümüz bir hançer candan geçti canımız
Hangi tabip yaramı saracakmış bilemem.
Ruhumun gizlerinde eşkıyalar gezerken
Ayağının altında anıları ezerken
Can dediğim şu canım canından da bezerken
Anılar kurşun olup vuracakmış bilemem.
Nasıl bir dağım ki ben bütün karlar başımda
Bombalanmış sinem de kurşun kurşun taşımda
Kendi kanını içmiş serseri ayyaşımda
Sinemdeki kanama duracakmış bilemem
Sarmış ateş çemberi köze döndü solumuz
Uçurumlardan düştük kırık kanat kolumuz
Patikalar kayboldu meçhuldeki yolumuz
Şimdi hangi menzile varacakmış bilemem
Yar dediğim yarama türlü tuzlar bastırdı
Anamdan emdiğimi fitil fitil kusturdu
Ferman ferman üstüne en sonunda astırdı
Azatlık diyetimi verecekmiş bilemem.
Cehennemde kaynayan kazanları getirdim
Yakarken ben de beni benliğimi bitirdim
Bana mecnun diyorlar aklımı mı yitirdim
Genç Aşığa danışıp soracakmış bilemem.
Savaş SARIKAYA – AYDIN
------------------------------------------------------
YÜREĞİMİN PENCERESİ
Kızıl perdelerin arkasından
Doğan güneş!..
Kararan yüreğimi aydınlat
Sinemde duran hasretin
Tatlı karıncalanması
Boğucu sisi orta yerinden yarışın
Buz gibi kalbime girişin
Ruhumun ve aklımın çözülüşü
Gecenin hasretine inat
Kızıl perdeleri yırtıyor
Yüreğimin penceresinden doğan
Gün…
Nuriz GÖKMENOĞLU – KONYA
--------------------------------------------
ARZUHALİM
Tüm hazinelerin sahibi sensin.
Yâ Rab, kulunun kulu eyleme beni.
Sana isyan etmem îmânım sonsuz.
Kem pulunun kulu eyleme beni.
Türlü nimetini sayamaz diller.
Bol şükürden geri eyleme beni.
Kul yaratılmanın gayesi budur.
Gel zikirden beri eyleme beni.
Rızkı helâlden ver, istemem haram.
Darda koyup sefil eyleme beni.
İki cihanda ver, bırakma naçar.
Mekruh borca kefil eyleme beni.
Beni alıp benden bırakma sensiz.
Yalan dünya haris eyleme beni.
Verdiklerin beni getirsin sana.
İblis mülkün vâris eyleme beni.
Cenge girmek zordur, bilirim elbet.
Güç ver hasma ırgat eyleme beni.
Efe Fânî suçun dünyaya sığmaz.
Sev ahvâli berbat eyleme beni.
Yaşar UYAR – AYDIN
----------------------------------------------
YAŞAYAN BİLİR
Emanet korunmalı, hangi şartta olsak da
Bir parça huzur için çileyi çeken bilir
Sevgiyi özveriyi bakışlarda bulsak da
Yürekteki acıyı, ancak yaşayan bilir”
Dolaşırken cihanı, farkına varmak için
Düşünce ekseninde kafayı yormak için
İbret alınan yeri sevgiyle örmek için
Çekilen her mihneti , özde yaşayan bilir.
Bu can tende oldukça feryadı duymak gerek
Yaşayan her canlıyı bir tutup saymak gerek
Aşkı bilen gönüle, sevdayı koymak gerek
Ufuktaki maziyi, ancak yaşayan bilir.
Bir muamma içinde geçiyorsa yılların
Bir garibin elinden tutuyorsa kolların
Kurduğun düşten sonra çıkıyorsa falların
Yaşayan her nesneyi arza döşeyen bilir.
Gülser’i bekleyen tam hedefe varmalı
Gözlerdeki nefreti sabrederek kırmalı
Halden anlayan cana, paylaşmayı sormalı
Güzelliği içinde, ruhta taşıyan bilir.
Gülser HÜNÜK - ISPARTA
--------------------------------------