Irk kelimesi Türkçe’ye Arapçadan alınmıştır. 
Irk kalıtım yolu ile geçen karakterle ötekilerden ayırt edilen birey topluluğu, soy ve sülâle gibi.
Biyolojik nitelikleri sürekli olan ve soylarında korunan canlı topluluğu, insan, hayvan ve bitki gibi canlılar.
İnsan tek bir soydan geldiği halde, renklere göre ayırarak ırk çeşidi olarak tarihe geçmiştir. Bir ırktan olanları, başka ırklardan üstün görme yanılgısına düşen bilim insanları da kafa yormuştur. Bu konuda tezler yazılmış, kitaplar yayınlanmıştır.
Tarihte işlenen yanlış kavram Beyaz ırkın, Siyah ırktan üstün görülmesi normal sayılmış. Böylece sömürge ve köle cinayetleri insanlık tarihine, silinmesi imkânsız kara leke olarak yazılmıştır.
Tarihi yaşayan değil hükmeden yazıyor. Bu nedenle karşı koyan, isyan eden ezilen tarafın tarihi yazılmamıştır. 
Siyahilerin kazandığı hürriyet, adalet ve eşit insan hakları Beyaz toplumdan hediye edilmedi. Bugüne kadar ulaşılmış hakları için, Siyahî toplumu mücadele etmiş ve çok kurban vermiştir.
Geçmişe başka açıdan bakan belgesel yapımcısı Raoul Peck, sömürge ve köle tarihini yeniden işlediği dört bölümde Rottet die Bestien aus, Canavarları Yok Edin, başlığıyla film ARTE TV’de gösterildi. 
Tüm küremizde, sosyal bilim insanlarını, tarihçileri meşgul eden soru, tarihten bugüne etkileri ve yansıması. Belli bir grubu rengi, dini, geldiği ülkeye göre ayırarak küçük ve hor görmek. Buna bağlı olarak, eşit paylaşım uygulanmaması. Karar mercilerin, sorumlu ve gücü elinde olanların üstün saydığı insanlara kolaylık sağlamaları esas alınıyor.
Ayrımcılığa uğrayan grup pastadan eşit pay alamıyor. İstediği mesleği seçemiyor veya çalıştığı meslekte yükselme fırsatı verilmiyor.
Beyaz polislerin Siyahi George Floyd’u öldürmesine kadar 
Siyah Beyaz sorunu Amerika kıtasına ait sanılıyordu.
Bu olaydan sonra tüm kürede protesto yürüyüşleri yapıldı. Beyaz ırkın hükmettiği her yerde: başka yapılan, ayrımcılığa uğrayan halk grupları ortaya çıktı.
Dil Bilimcisi, Müzik tarihçisi ve Edebiyat Bilim insanı John Mc Whorter, artık protestolar neticesinde uygulamaya geçilmeli, diyor.
Bazı müzelerde siyah sanatçıların eserleri gösteriliyor, klasik müzik konserlerinde sanatçılara rol veriliyor, ama yeterli değil.
Ayrımcılık, hor görme siyasi değil dini kökene dayanıyor. Irkçılığa karşı olmak, trend ve moda olduğu için, çoğu Beyaz toplum öyle gösteriyor. 

Fakat günlük hayata uygulamada henüz çok eksik var. Bu modern anti ırkçılığın siyahi topluma faydası olmuyor.                                                                                 
Amerika’da siyah toplum, Avrupa’da siyah ve diğer göçmen grupları için okul sistemi, ders metotları ve öğretmen yetiştirme kurumlarında reform yapılması zorunluğu ortaya çıkmıştır.
Yukarıda bahsettiğim protesto gösterilerinden sonra dünyaya Korona virüsü yayıldı. Görsel medya ve basında siyah ve göçmen kökenli, söyleyecek, tahsili olan bilim insanlarına soru yöneltiliyor, bilgisine baş vuruluyor. Daha önceleri bu bilir kişiler görülmez, duyulmaz durumda bulunuyorlardı.
Çok düzelme var, ama hâlâ yeterli değil. Ayrımcılığın, başka yapılan bazı grupları yoksul sınıfa ittiği istatistiklerde tespit ediliyor.
Beyaz toplumun çoğul olarak yaşadığı ve iktidarı elinde tutan kıta ve ülkelerde tutucu, sağ parti üyelerin çoğu, koyu cilde ait olanların daha az zeki ve daha az yetenekli olduğuna inanıyorlar.
Profesör Whorter, yazdığı Die Erwählten, Seçkinler kitabı ile ilgili söyleşide, Irkçılığa karşı siyah toplum ile dayanışma gösteren Beyaz halkı eleştiriyor. Dine dayalı olarak, çevre ve zamana uyuyor, ama Siyah toplumun günlük yaşamda sorunların çözülmesine yardım etmiyorlar, diyor.
Örneğin, bütün meslek dalları hor görülen gruba açılmalıdır. Üniversite, okul firmalar ve diğer tüm kuruluşlarda idareci görevleri eşit paylaşılmalıdır.
Amerika’da en yüksek mahkeme kuruluna, siyah bir hâkim görevlendirmesi iyi bir örnek olabilir, ama yeterli değil.
Uyuşturucu mafyasında en fazla polis ile karşı karşıya gelen siyah gençler. Bu nedenle en fazla tutuklu olan da onlar. Yasak ticaret kaldırılsa ve gençlere iyi bir okul tahsili sayesinde meslek sahibi imkânı verilse, polisiye olaylar azalacaktır. Ayrımcılığa uğrayan çocuk ve gençlerin kendilerine güvenleri artırılmalıdır. Ona cilt renginden dolayı hakaret edenin, insan olmada nasibini almadığını düşünmeleri öğretilmelidir.
Almanya’da artık üçüncü nesil Türk toplumu, bir yandan başarmaya çalışıyor, diğer yandan hakkını almak için mücadeleyi elden bırakmıyor.
Kutuplara ayrılmayan, birlikte barış içinde yaşayan toplum sağlıklı olur. Bireylerin memnun ve huzurlu yaşadığı bir toplumda iyi şeyler üretilir. O ülkenin bireyleri, kimlik belgeleri de dünyada saygı görür.
Çocuk ve gençlere karşılaştıkları her durumda pozitif düşünme öğretilmelidir.
Anneanne torunun karnesinde Pekiyi İyi notları görünce sevincinden ağlıyor. Berlin’de lise 10. sınıfta böyle notları almak kolay değil elbette. Resim-İş dersinde Orta notu anneanneyi rahatsız ediyor. 
Hemen, bir Alman öğretmen gencin adı Türk olduğu için notu Orta vermiştir. Çünkü torunun resim yeteneği de çok güzel, annesine çekmiş. Dede ise, diğer derslere iyi hazırlanırken belki Resim-İş dersini ihmal etmiş olabilir, diyor.

Uzun bir süre ayrımcılığa uğrayan grubu ait olan bir insanın, önce olumlu düşünmesi zor olsa bile, denemeli.
Bu, çocuk ve gençlerin ruh sağlığı için çok önemlidir.

Sağlıkla kalın!