2021 yı­lın­da­yız, bilim in­san­la­rı­nın ya­şa­dı­ğı­mız dün­ya­dan başka var olan diğer ge­ze­gen­ler­de hayat olup ol­ma­dı­ğı ile il­gi­li hemen her gün yeni araş­tır­ma­lar ya­pı­yor tek­no­lo­ji­de çağ at­la­mış ül­ke­le­rin AR-GE ça­lı­şan­la­rı en azın­dan kendi va­tan­daş­la­rı­nın daha rahat bir hayat sür­me­si adına çok önem­li bu­luş­la­ra imza atı­yor­lar.

Ön­ce­ki gün bir ar­ka­da­şı­mız “-Yük­sel bey bizim ma­hal­le­de 13 sa­at­tir elekt­rik yok, elekt­rik ol­ma­yın­ca hayat du­ru­yor acaba elekt­ri­ğin ne zaman ge­le­ce­ği ile il­gi­li bil­gi­niz” var mı diye so­run­ca “-Ar­ka­daş 2021 yı­lın­da­yız böy­le­si bir zaman di­li­min­de 12 saat elekt­rik ke­sin­ti­si de nedir” diye sor­mak­tan ede­me­dik.

Böy­le­si bir zaman di­li­min­de bizim ül­ke­miz­de halen daha elekt­rik ke­sin­ti­si-su ke­sin­ti­si-in­ter­net ke­sin­ti­si sı­ra­dan ha­dis­le­re ola­rak bi­li­ni­yor, Öyle bir nok­ta­da­yız ki sabah uyan­dı­ğı­mız­da eğer hava biraz ka­pa­lı ise du­dak­la­rı­mız­dan “-Ey­vah bugün hava ka­pa­lı, nor­mal bir hayat sür­me­miz için ge­rek­li olan tüm ih­ti­yaç­lar bugün ola­bil­di­ğin­ce ya­vaş­la­ya­cak” en­di­şe­si duy­mak­ta­yız.

Si­ya­set bi­lin­di­ği gibi genel an­lam­da “İnsana hiz­met yo­lu­dur” ül­ke­si­ne hiz­me­ti dü­şü­nen her­han­gi bir si­ya­set­çi ar­ka­daş­la­rı ile bir­lik­te ha­ya­ta ge­çi­re­ce­ği bir si­ya­si or­ga­ni­zas­yon ile ik­ti­da­ra ge­le­rek o ana kadar dağ gibi yı­ğı­lan so­run­la­rın çö­zü­mü için çare ara­ma­ya baş­lar.

Çok par­ti­li ha­ya­ta geç­ti­ği­miz 1950 yı­lın­dan bu­gü­ne kadar ne yazık ki si­ya­set genel an­lam­da “Zen­gin­leş­me aracı” ola­rak bi­li­ni­yor, düne kadar son de­re­ce büyük zor­luk­lar ile bo­ğu­şan bir va­tan­da­şı­mız bir dönem mil­let­ve­kil­li­ği yada beş yıl be­le­di­ye baş­kan­lı­ğı yap­tık­tan sonra hiç kim­se­nin ta­hay­yül ede­me­ye­ce­ği bir ser­ve­te sahip olur çıkar.

Si­ya­set­çi asıl gö­re­vi olan “Va­tan­da­şın hayat stan­dar­dı­nı yük­selt­me” me­se­le­si­ne ik­ti­da­ra gel­di­ği andan iti­ba­ren yo­ğun­la­şa­ma­yın­ca ken­di­si ile bir­lik­te yola çıkan alt kad­ro­lar­da aynı hızla va­tan­da­şın değil ken­di­le­ri­nin zen­gin­leş­me­si­ne kafa yo­ru­yor­lar.

Ha­tır­la­yan oku­yu­cu­la­rı­mız var­dır bun­dan 4-5 yıl önce Suudi Ara­bis­tan’ın if­la­sın eşi­ğin­de ol­du­ğu ha­ber­le­ri ba­sın­da yer al­ma­ya baş­la­mış­tı.. Bütçe açığı hızla bü­yü­yen ve o ne­den­le ön­lem­ler almak zo­run­da kalan Suudi Ara­bis­tan’ın du­ru­mu­nun bo­zul­du­ğu­nu IMF, bir sü­re­dir dile ge­ti­ri­yor­du.

Es­ki­den beri pet­rol zen­gi­ni olan Suudi Ara­bis­tan ile yine pet­rol ve doğal gazın yakın geç­miş­te zen­gin et­ti­ği Nor­veç ile kar­şı­laş­tır­dı­ğı­mız­da or­ta­ya il­ginç so­nuç­lar çı­kı­yor.

Dün­ya­da 1,7 tril­yon varil pet­rol re­zer­vi ol­du­ğu tah­min edi­li­yor. Bunun 267 mil­yar va­ri­li Suudi Ara­bis­tan’da, 6,5 mil­yar va­ri­li de Nor­veç’te (Kuzey De­ni­zi pet­ro­lü) bu­lu­nu­yor. Bu re­zerv­ler­le Suudi Ara­bis­tan dünya pet­rol re­zer­vi­nin yüzde 16’sına, Nor­veç ise yüzde 0,4’üne sahip gö­rü­nü­yor. 2014 yılı ve­ri­le­ri­ne göre Suudi Ara­bis­tan sahip ol­du­ğu bu re­zerv­den günde 11.505 bin varil, Nor­veç ise sahip ol­du­ğu re­zerv­den günde 1.895 bin varil pet­rol üret­miş.

Dün­ya­da­ki doğal gaz re­zerv­le­ri­nin 187 tril­yon m3 ol­du­ğu tah­min edi­li­yor. Bu re­zer­vin 8,2 tril­yon m3’üne Suudi Ara­bis­tan, 1,9 tril­yon m3’üne Nor­veç sahip bu­lu­nu­yor. Dün­ya­da yılda 3,5 tril­yon m3 do­ğal­gaz üre­ti­li­yor. Suudi Ara­bis­tan ve Nor­veç’in bu top­lam do­ğal­gaz üre­ti­min­de 108’er mil­yar m3 pay­la­rı var.

Fark­lı mik­tar­lar­da olsa da aynı doğal kay­nak­la­ra sahip olan bu iki fark­lı ül­ke­nin 2015 yılı iti­ba­riy­le eko­no­mi­le­ri­nin gö­rü­nü­mü aşa­ğı­da­ki tab­lo­da gös­te­ri­li­yor.

Tablodan görüleceği gibi Suudi Arabistan, Norveç’ten yaklaşık 1,6 kat daha fazla GSYH’ya ve 6 kat daha fazla nüfusa sahip bir ekonomi. Norveç, kişi başına gelir olarak Suudi Arabistan’dan yaklaşık 3,8 kat daha zengin. Suudi Arabistan kendi tasarrufundan daha yüksek yatırım yapıyor.

O nedenle de cari açık veriyor. Buna karşılık Norveç, tasarruflarının oldukça yüksek olması sonucu cari fazla veriyor. Suudi Arabistan kamu gelirlerinin çok üzerinde kamu harcaması yaptığı için bütçesi açık veriyor. Oysa Norveç, kamu gelirlerinin altında kamu gideri yaparak bütçe fazlası veriyor.

Buraya kadar anlattıklarımızdan çıkan sonuç çok açık: Suudi Arabistan, Norveç’ten çok daha fazla petrol geliri elde ettiği halde bu geliri yönetememiş, bir anlamda har vurup harman savurmuş ve bütçesini ele güne muhtaç duruma düşürmüş.

Bir zamanlar IMF’ye borç veren Suudi Arabistan, IMF’ye muhtaç duruma gelmiş. Bunun temel nedenlerinden birisi Suudi Arabistan kamu gelirlerinin yüzde 90’a yakın bölümünün petrol gelirlerinden oluşması.

Buna karşılık Norveç’de kamu gelirlerinin yalnızca yüzde 25’i petrol ve doğalgaz gelirlerinden ibaret bulunuyor. Dolayısıyla petrol fiyatlarındaki düşüş Suudi Arabistan bütçesini alt üst ederken Norveç bütçesini çok daha az etkiliyor.

Bu aşamada akla şu soru geliyor: Petrol fiyatlarında yaşanan hızlı düşüşün yarattığı sıkıntılar Suudi Arabistan’ı daha da sıkıntılı duruma düşürürken Norveç’in durumu gelecekte ne olacak?

İşte bu aşamada Norveç Fonu diye adlandırılan bir fon karşımıza çıkıyor. Norveç’te 1967 yılında emeklilik fonu adıyla kurulan bir fona, 2006 yılından başlanarak petrol ve doğalgaz gelirleri aktarılmaya başlanmış. Bu fon, bu adımdan başlayarak Avrupa’nın en büyük emeklilik fonu haline gelmiş. Norveç Fonunda biriken para 900 milyar dolar düzeyinde.

Bu fonun işletilmesi son derecede sıkı kurallara bağlanmış. Çevreyi gözeterek ve yalnızca legal faaliyetlere para yatırarak büyüyor. Her gün 160 milyon dolar dolayında getiri sağlıyor. Hükümet, bütçe amaçlı olarak fondaki paranın yalnızca yüzde 4’ünü kullanabiliyor.

Geri kalan yüzde 96 ise biriktiriliyor ve getiri getirecek alanlara yatırılıyor. Norveç’e zenginlik sağlayan petrol rezervleri bir gün tükense bile bu fon döndürülerek gelecek kuşaklara refahı aktarmanın aracı olmaya devam edecek.

Suudi Arabistan da krallık Norveç de. İkisi de petrolün nimetlerinden yararlanıyor. Birisi günü kurtaracak şekilde yaşıyor, öteki geleceğe refah aktarmayı amaçlıyor.(Mahfi Eğilmez)

Bizim yaptığımız Suudi Arabistan –Norveç karşılaştırması aslında yöneticilerin kafa yapıları ile ilgilidir, ellerinde aynı imkan olan bu iki ülkeyi iki ayrı şirket olarak düşündüğümüzde aradaki  sıkıntının sadece ve sadece yönetim anlayışından kaynaklandığı kolaylıkla  görülecektir.

Türkiye artık bir karar vermek zorundadır, Bilime-teknolojiye-bilim insanına daha fazla değerin verildiği, şartlar ne olursa olsun 84 milyon vatandaşımızın kurtuluşunun bilim olacağının farkına vardığımız an elektriğimizde kesilmez-suyumuzda sorunsuz akar, İnternetimiz de daha hızlı çalışır.

Araştırın bakın Norveç’te petrol zengini bulamazsınız, zira petrol orada vatandaşa ortak paylaştırılıyor, Suudi Arabistan’da ise ülkeyi yöneten ailenin tamamen petrol zengini.

Kararı biz vereceğiz.