Osmanlı Beyliği'nin askeri gücü başlangıçta diğer Anadolu beylikleri gibi aşiret kuvvetlerinden oluşuyordu. Orhan Gazi devrinde (1324-1362) Vezir Alaeddin Paşa ve Çandarlı Kara Halil tarafından Türk köylülerinden vergi muafiyeti ve seferde günde 2 akçe maaş verilmesi karşılığında yaya ve müsellem (süvari) adı altında bir askeri teşkilat oluşturuldu.
Osmanlı fetihleri artıp, bu birlikler, ihtiyaca cevap vermeyince Hristiyan esirlerden istifade edilerek I. Murad devrinde (1362-1389) bazı Avrupalı yazarların, "şeytan icadı" diye adlandırdıkları Kapıkulu Ocakları kuruldu. Yeniçeri, kapıkulu süvarileri ve topçular gibi birliklerden oluşan kapıkulu askerleri tam profesyonel askerlerdi.
Osmanlı'da profesyonel askerlik varken Avrupa ordularında paralı askerler ve asillerin gönderdiği birlikler ağırlıktaydı. Osmanlı ordusu 100 bin kişilik bir büyüklüğe ulaşırken Avrupa ordularının çoğu 25-30 bin kişiyi geçmiyordu.
Devlet-i Aliye, Osmanlı Devleti’nde mecburi askerlik hizmeti Sultan II. Mahmud döneminde getirildi. Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasından (1826) Asakir-i Mansure-i Muhammediye (Türkçe: Muhammed'in zafer kazanmış askerleri) Osmanlı ordusu bünyesinde yer almış bir ocaktır. II. Mahmud tarafından Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasının ardından kurulmuştur. Ağa Hüseyin Paşa'nın komuta ettiği ocakta Koca Hüsrev Mehmed Paşa serasker olarak görev yapmıştır.  Daha sonra Harbiye kuruldu (1834). Bu askeri okuldan mezun olan subayların yanı sıra orduda mektepli olmayanların yani Alaylıların da sayısı küçümsenmeyecek kadardı.


OSMANLI DEVLETİ’NDE ASKERLİKTEN MUAF OLANLAR.
1-Osmanlı ailesi erkekleri askere alınmazdı
2-Hicaz'da doğanlar da askerlikten muaftı.
3-Arap Bedevileri, Girit ahalisi ve Arnavutlar, Suriye'nin bir kısmı, Doğu Anadolu'nun bazı vilayetleri bir kısmı askerlikten muaftı. 
4-Medrese âlimleri ve öğrencileri de askerlikten muaftı.
Osmanlı'da kadılar, müderrisler, imamlar, müezzinler, tekke şeyhleri, muayyen derslerini vermek şartıyla medrese talebesi, Kâbe-i Muazzama, Mescid-i Nebevi, Mescid-i Aksa hademesi, Peygamber kabirlerinin türbedarları ve hademesi askerlikten muaftı.
5-MÜSLÜMAN OLMAYANLARDAN ASKER ALINMAZDI- Bosna-Hersek, Arnavutluk, Doğu Anadolu, Dersim ve havalisi, Doğu Karadeniz sahilleri, Arabistan yarımadası memleketleri ve Trablusgarp gibi Müslüman bölge halkından asker alınamıyordu.
6-DOĞU ANADOLU'DA Gavurdağ, Akçadağ ve Dersim bölgeleri- Halep ve Güney Anadolu'nun bazı bölgeleri askere alınma çabalarına karşılık devamlı isyan halindeydi. 
7-İSTANBUL HALKI ASKERLİKTE MUAFTI. Başka yerde otursa bile İstanbul'da doğmuş olanlar askerlikten muaftı.
8-Ülkenin birçok yöresinde nüfusa kayıtlı olmayan aşiretler ve özellikle de Irak topraklarında nüfusa kayıtlı olmayan aşiretlerin çoğu askere gitmiyordu. 
9-Osmanlı da BEDELLİ ASKERLİK sadece Müslüman olmayanlar için değil, Müslüman olanlar için de geçerliydi.
9-1846'da zengin Müslüman ya yerine birini buluyor ya da 50 altın vererek muaf oluyordu. Eğer yine kura yani çağrılıma olursa en yakın istediği askeri birlikte 5 ay eğitim görmek şartıyla 50 altın yine vererek muaf oluyordu.Gayrimüslimler 65 altın verip Müslümanlar gibi 5 yıl değil de 60 yıl askerlikten muaf oluyordu. 
10-DEVLET MEMURLARI DA ASKERLİK HİZMETİNDEN MUAFTI. 
11-Bir ailenin tek oğlu askerlikten muaftı. 
12-Yetim bir kızla evlenen askerlikten muaftı.
13-Sonradan Müslüman olanlar askerlikten muaftı.
14-Beş seneden çok pranga cezası alan cinayet suçluları, askerlikte muaftı. Yetmiş yaşını geçen veya sakat birinin başka kimsesi yoksa askerlik çağına gelmiş ve işe yarar tek oğlu askere alınmayıp tecil edilirdi.
15-Medrese alim ve öğrencileri: askerlikten muaftı. Günümüzün Tarikat şeyhlerinin dedeleri askerlikten muaf oldukları için  tarikat üyeleri Çanakkale ve Kurtuluş Savaşında yoklardı.
16-Yerine bir başkasını göndermek (BEDEL-İ ŞAHSÎ) veya askeriyeye iki hayvan beslemeyi taahhüt etmekle de askerlik mükellefiyeti yerine getirilmiş sayılırdı. 
17-Askere kendi atıyla gelenlerin askerlik hizmetleri 4 yıldan 2 yıla düşürülüyordu.
 18- Balkan savaşlarında üst üste alınan yenilgilerde askere büyük ihtiyaç duyuldu. İTTİHAT VE TERAKKİ 1909 yılında çıkardığı AHZ-I ASKER (Asker Alma) kanununu gereğince gayrimüslimlerin de askerlik yapması zorunlu hale getirdi. Çanakkale cephesinde Rum, Musevi, Ermeni, Keldani, Yezidi ve Nusayri gibi gayrimüslimler geri hizmetlerde yazışma, terzilik ve marangozluk gibi işlerinde görevlendirilmek üzere askere alındı. 
19-1909 YILINDA REDİFLİK KALDIRILDI Müslüman-Gayrimüslim herkes için mecburî askerlik getirildi. Askerlik müddeti 3, bahriyede 5 sene oldu. Liseden yukarı tahsili bulunanlar ihtiyat zâbiti (yedek subay) edildi.
SONUÇ: Atatürk, Anadolu’nun yurt edinilmesi durumunu şöyle izah eder. “Milletimiz çok büyük acılar, mağlubiyetler, facialar görmüştür. Bütün olanlardan sonra yine bu topraklarda bulunuyorsa bunun temel sebebi şunlardır: Çünkü Türk çiftçisi bir eliyle kılıcını kullanırken diğer elindeki sabanla topraktan ayrılmadı. Eğer milletimizin büyük çoğunluğu çiftçi olmasaydı, biz bugün dünya yüzünde bulunmayacaktık. Türkiye’nin gerçek sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür.”


 

Faydalanılan Kaynaklar: 
Mehmet Arslan: Birinci Dünya Harbinde Çanakkale Cephesine Asker Alım İşlemleri
Enver Ziya Karal, Büyük Osmanlı Tarihi, Atatürk Kültür, Dil ve tarih Yüksek Kurumu Türk Tarih Kurumu yayınları, IV cilt, s.373.  cilt II., s.1160-166. Cilt III, 180- 183.
 İlhan Sungu, Tanzimat ve Yeni Osmanlılar, Tanzimat, cilt 2, s. 799-798. 
Kemal Karpat, 1830- 1914 Osmanlı Nüfusu, Çeviri, Bahar Tırnakcı, İstanbul-2003. 
Mustafa Ergün, II. Meşrutiyet Döneminde Medreselerin Durumu ve Islah Çalışmaları, 
Mehmet Arslan, Birinci Dünya Harbinde Çanakkale Cephesine Asker Alım İşlemleri ve Askerlerin Cepheye İntikalleri, 
Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı, Yıl 13, Bahar-2005, Sayı 18.
Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve Düşünceleri, İkinci Baskı, Atatürk Araştırma Merkezi. Ankara,2005, s. 399.