Arapça sabr kelimesinden Türkçe’mize sabır olarak geçen bu kelime en çok kullandığımız kelimelerden biridir. “Ya sabır” demeyenimiz yoktur herhalde içimizde. Başımıza gelen nahoş olaylarda öfkelenmeden sabır dersek, sabredersek başımızdan bir belayı defetmiş oluruz.
Sabır üzerine Türkçemizde birçok atasözleri ve özdeyişler mevcuttur. Bunların çok olması bu kelimenin ne kadar önemli olduğunun bir delilidir. “Sabır cennetin anahtarıdır.”, “Sabırlı kulunu Allah sever.”, “Sabırla koruk helva olur.”, “Sabreden derviş, muradına ermiş.”, “Sabreyle işine, hayır gelsin başına.”, “Sabrın sonu selamettir.” gibi sözler sabrın ne kadar gerekli ve önemli olduğunu gösterir. 
Bir hadisi şerifte : “Sabır güzeldir, fakat yoksullarda olursa daha güzel olur.” denmektedir. Başarıya ulaşmanın en önemli yollarından biri de sabretmektir. Sabrederek birçok başarısızlıklar başarıya, ümitsizlikler ümide dönüşebilir. Sabır sayesinde nice felaketler önlenir, mutluluğa dönüşür. Yani mutluluğu sabırla yakalayabiliriz. Sabırlı insanlar ileride hem manevi, hem de maddi olarak çok şey kazanırlar. Sabırsızlık ise fakirlik ve huzursuzluk getirir. Mevlana hazretleri bu konuda : “Sabır kurtuluşun anahtarıdır.” diyerek insanlığa yol göstermiştir. Ruh sabırla olgunlaşır, tekamül eder. Şiddet ve öfkeyle ise ruh gelişip tekamül edemez. Dengesizlik ve ruhsal bozukluk kendini gösterir. Bununla ilgili olarak Aşık Veysel : ” Kişi sabır ile bulur kemali.” diyerek tekamülün sabırla bulunacağını dile getirmiştir.
Sabretme alışkanlığını kişilerin mutlaka kazanması gerekir. Bu sayede kişi kendi iç dünyasını daha da zenginleştirerek huzura, selamete, kurtuluşa kavuşur. Sabırsızlık ve acelecilik insanı olgunlaştırmaz, sinirliliğini ve hamlığını devam ettirir.
Satırlarımıza Yunus Emre’nin şu güzel dizeleriyle son verelim.
        “Sabır saadeti ebedi kalır
        Sabır kimde ise o nasip alır.” 

----------------------------ŞİİR KÖŞESİ-----------------------------

   YIKTIN BÜTÜN DÜNYAMI

Şarkımızı dinlerken inleyen o kemanda
Oluverdin aniden başkasının özeli
Senden başka kimseyi sevmediğim zamanda
Yıktın bütün dünyamı ey güzeller güzeli.

Hasretini çekerek günlerim hep uzarken
Eski sevgililerle aramızı bozarken
Son sevgilimsin diye sana şiir yazarken
Yıktın bütün dünyamı ey güzeller güzeli.            

Beyazları çıkarıp karaları giyerek
Hiç haberim olmadan bir naneler yiyerek
İzin istemiyorum senden artık diyerek
Yıktın bütün dünyamı ey güzeller güzeli.

Yâd ellerden birine gonca güller dererek
Acı, tatlı günleri ayağıma sererek
Bodrum’da buluşmaya kesin karar vererek
Yıktın bütün dünyamı ey güzeller güzeli.

Eski bir sevgilinle yeni aşk yaratarak
Hayal kırıklığına son anda uğratarak
Ağrımayan başımı şiddetli ağrıtarak
Yıktın bütün dünyamı ey güzeller güzeli.
                
     Albeni AKÇAY - NAZİLLİ

---------------------------------------

      KARAR VERDİK 

Karar verdik ayrılmaya
Kol kırıktı yende kaldı
Hem resimler hem de dostlar                
Ayrılırken bende kaldı. 

   Engin ÇIR – İZMİR

-------------------------------------------

               KEMANCI 

Vur kemancı gönül telime biraz
Bir garip şairim anla halimi
Çek yayını şöyle acıklı biraz
Ne sen sor, ne ben söyleyeyim halimi. 

Her telinde bin ah çeken şu hicran
Nerelere alıp götürür beni
İçerime kor ateş düştü inan
Ne sen sor, ne ben söyleyeyim halimi.

Nerede işitsem bir keman sesi
İçimi ürpertir titretir beni
Bir derin yaradır telin incesi
Ne sen sor, ne ben söyleyeyim halimi.                

Fırtınalar koptu keman telinde
Bulutlar üstünde gezdirdi beni
Duygular çıldırdı senin elinde
Ne sen sor, ne ben söyleyeyim halimi.

Haydi kemancı çal, çal yavaş yavaş
Her vuruşta yaktın erittin beni
Bilmem neden başlar kalbimde telaş
Ne sen sor, ne ben söyleyeyim halimi.

İçerime efkar bastı bu gece
Ne olur kemancı çal, avut beni
Aşk hüsran perdesi çekti bu gece
Ne sen sor, ne ben söyleyeyim halimi.

Melahat ÖZÇOBAN - ISPARTA

---------------------------------------------- 

BIRAKIR DA GİDERİM

Hekim derman bulmaz sızıma
Hatıralarımı kaleme alırda giderim
Küser darılırım dermansız acıma
Kadehleri yere çarpar giderim.

Acı hatıralarımın son çıkmazında
Yaralarımı sarar sarmalarda giderim
Gönlümün gönlüne her düşüşünde            
Akan gözyaşı mı siler de giderim.

Her kadeh doldurup içişimde
Damarlarım da her kan akışında
Ömrümü ilmek ilmek işleyişinde
Nazlı gülüşünü özlerde giderim.

Her sevdanın bir bitişi vardır
Gönül gül dalında ahu zardır
Bu gönül sana hardır
Gönlümü sana bırakırda giderim.

Hüseyin ZEYBEK – DİDİM 

----------------------------------------

UÇUP GİDİYOR YILLAR 
 

Unutulmuyor hiçbir şey unutamıyor insan
Yalnızlığın başlarken dönmüyor veda eden
Umutların üstünde nice karabulutlar
Uçup gidiyor yıllar bir şey gelmiyor elden.

Kuru yaprak misali savrulurken düşlerin
Bir sızı ki içinde, vuruyor en derinden
Telafisi imkansız pişmanlıklar, keşkeler
Uçup gidiyor yıllar bir şey gelmiyor elden.             

Ne söylesem, ne desem anlamaz gönül
Ziyanda bak nefesler, bir bir düşer ömürden
Kapındaysa karakış, gün girmez pencereden
Uçup gider yıllar, bir şey gelmez ki elden. 

Yüreğine dokunur hayal, meyal sararmış hatıralar
Dinmeyen gözyaşları dökülür hep gözlerden
Gurbet kokar hasretler, vuslata eremeden
Uçup gider yıllar, bir şey gelmez ki elden. 

Tülay SARAYKÖYLÜ – SÖKE

---------------------------------------

BİR GÜVERCİN UÇUR

Bir güvercin uçur mezar taşıma
Yarınlar Toprak'ta güldü desinler
Bir yudum su damlat yanı başıma
Bahar'ı görmeden öldü desinler.

Toprak hangar olur yiğidi yutar
Ne ocağın yanar ne tütün tüter
Makam mevki para saltanat biter            
Gemi son Liman'da kaldı desinler

Bir yıldız sağılır sararır yaprak
Kızıl kuru olur üstünde toprak
Sevgili adresim çıkmaz bir sokak
Sevenler meçhule daldı desinler.

Şatafat la düşer yolcu yollara
Bir kaç çelenk boyun eğer sallara
Beyaz kefen rağbet etmez allara
Seven sevdiğini buldu desinler.

Bir karanlık çöker gözlerde fere
Eşin dostun öfke duyar kadere
Yunus'lara selam olsun bin kere
Şair'im vizeyi aldı desinler....

  Mehmet GÜVEN –İZMİR

----------------------------------------------------

İNSAN OLAN  

İnsanım diyen bir insan, kötülükler deremez
Başka birinin hürriyet sahasına giremez
İnsan olmanın verdiği, ağır mesûliyetten
Gölgesiyle de olsa, kimseye zarar veremez !..

Kendini bilen kimse, garibi küçük göremez
Başkalarını ezerek, zevk-ü sefa süremez
Her alanda; güçlü - kuvvetli, dev biri olsa da
Yaratan’dan ötürü, yaratılanı yeremez !..

Çünkü o, bu dünyanın fani olduğunu bilir
O, hayat baharının erken solduğunu bilir
Nice terk edip gidenlere, ibretle bakarak
Doymayan o gözlere, toprak dolduğunu bilir !..            
Bunu gören her beşer, ona göre davranmalı
Kul hakkı yiyen bir insan, için için yanmalı
Kalbinin derinliklerinden, binbir pişmanlıkla
O hakkı iade edip, Allah’a sığınmalı !..

Haramla âbâd olanın sonu berbat olurmuş
Merhameti olmayanın sonu imdat olurmuş
Haram helal ne bulursa götüren kişilerin
Nesillerine mirası, âh-u feryat olurmuş…

        Mehmet IŞILAK - AYDIN

--------------------------------------------------------

 USANDIM 

Dertlerin deryasına ırmak oldum çağlarım 
Düşe kalka yol aldım yürümekten usandım 
Taş çakıla çarpıldım yanardöner ağlarım 
Ummanlara ulaşan yaş dökmekten usandım. 
 
Feryadım ulaştı Arş’a kimseler duymuyor 
Bu bende ki figanı duyan halim sormuyor 
Yaralarım derinde tabip bile sarmıyor 
Zalimlerin zulmünü hep görmekten usandım. 
 
Dertler zalim olmuş zulüm eder dertli başa 
Bilmem ki gönül ne diye düştü bu ataşa 
Bu bende ki hevesle hadi gel de sen yaşa     
Gönlüm buruk bel kırık sürünmekten usandım. 
 
Dertliler dünyasında onca dert reva bana 
Gönlümde ki yaraya baldıran deva bana 
Mesken dağlar oldu çok görüldü ova bana 
Kabrime her daim duvar örmekten usandım. 
 
Gönül yaram derinde hiç kimseye açamam 
Kaderin yazgısından istesem de kaçamam 
Yaralı kuş misali gökyüzünde uçamam 
Her daim ölüp, ölüp dirilmekten usandım. 
 
Kırılsın çarkın felek Güner’e kastın niye 
Kurumadı gözyaşım güldürmedin ne diye 
Merhamet dilenmedim vurdukların hediye 
Efkârınla zarınla hep ölmekten usandım.                      
           Güner TEKİN - KARS