Sokağın Rengi Şerife Apaydın’ın yazdığı ilk romanının adıdır. Sayın Apaydın’ı edebiyat camiası Şerife Çınar olarak tanıyordu. Yasa gereği tekrar kızlık soyadına dönünce Apaydın soyadını aldı. Bugüne kadar Türk ve Dünya Klasiklerinden yüzlerce roman okudum. Yakın arkadaşlarımdan bazılarının da ilk romanlarını okudum. İlk romanları roman bile sayılmazdı. Daha sonra yazdıkça kalemleri tekamül etti. Türkiye’nin sayılı yazarları arasına girdiler. 
    Şerife Apaydın üniversiteden arkadaşımdır. 4 sene aynı hocalardan aynı dersleri okuduk. Şiir yönünü ve şiir kitaplarını çok iyi tanıyordum. Roman yazmağa başladığını da söylemişti. Merakla kitabın çıkmasını bekledik. Ayrı şehirlerde yaşadığımız için kendisinden değil de yayınevinden kitabı kargo ile getirttirdim. 247 sayfadan oluşan kitabı okumağa başladım. Masamda işaretleme kalemi vardı hataları ve yanlışları gördükçe bununla işaretleyecektim. Fakat o da ne işaretleme kalemini sadece iki yerde kullandım. Bir kişi ilk romanında ancak bu kadar başarılı olabilirdi. Serinde şairlik olduğu için cümleler de şiir gibi akıp gidiyordu. Kitabın yarısını okuyup ara verdikten sonra tekrar başlayınca kitabı elimden bırakamadım ve sonuna kadar okudum. Baştan sona zevkle okunuyor, insan elinden bırakmak istemiyor. Kurguladığı olaylarda abartma ve bilimsel yanlışlık yok. Her olayın gelişimi ve sonucuna göre uzmanından teknik bilgi alarak hataya düşmemiş. Üzerinde günlerce düşünülmüş, ona göre kurgulanmış ve sonunda dört dörtlük bir şaheser meydana gelmiş. Olayın geçtiği yerler çoğunluk İzmir ve çevresi ile İstanbul’da geçiyor. Bildik yöreler olduğu için insan daha fazla zevk alıyor. 
    Sokak çocuklarının maceraları, yaşamları, polisiye ve tıbbi kısım da içinde yer almış. Yazar her konu üzerinde ince elemiş sık dokumuş. Kitap her yaştan insanın zevkle okuyabileceği kalitede. Ben kitabı getirtince benden önce bir arkadaşım okudu. O da kitabı çok beğenmiş ve zevkle okumuş. Sonra ben okudum şimdi de başka bir arkadaşım okuyor. Tüm kitapseverlerin zevkle okuyacağı bir kitap kitapçılarda satışı bitmiş olabilir. O zaman bir arkadaşınızdan ödünç alarak mutlaka bu kitabı okumanızı ısrarla tavsiye ediyorum. Daha birinci kitabında bile böyle başarılı bir eser getirdiği için Şerife’yi canı gönülden en içten duygularımla tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyor, ikinci eserini dört gözle bekliyorum. Yazmaya devam et arkadaşım. 

-----------------------------------------------------------

                
OTAĞLAR KURULDU

Yürekler kabardı, namert kaçıyor
Otağlar kuruldu, alev saçıyor
Gamlanma ey gönül bizim günümüz
Neferler uyandı, devran dönüyor.

Pusatlar giyildi, hüzün bitiyor
Tarihler seslendi, cihan titriyor
Yas’lanma ey gönül, bizim günümüz        
Yokuşlar aşıldı, yiğit coşuyor.

Oyunlar bozuldu, hain şaşıyor
Ulular haykırdı, zafer geliyor
Oflanma ey gönül, bizim günümüz
Hesaplar dürüldü, mizan taşıyor.

Oğuzlar şahlandı, zulüm bitiyor
Âlemler şenlendi, mazlum gülüyor
Kükre be ey gönül, bizim günümüz
Kanatlar açıldı, âti bekliyor.

Bekir AYGÜL - AYDIN

 ---------------------------------------------    

                NERDESİN ?

Yine akşam oldu mor bahçelerde
Akan sular durdu çekildi perde
Yolunu gözledim hep aynı yerde
Gelmedin bir tanem nerdesin, nerde?

Kapılar kapandı ışıklar söndü
Saatler çekilmez bir hale döndü
Seni seven aşık ölüye döndü
Gelmedin bir tanem nerdesin, nerde?

Satılmaz dertlerim hep bende kaldı
Saçlarıma düşen kar rengini çaldı
Günbegün hasretim arttı, çoğaldı
Gelmedin bir tanem nerdesin, nerde?                

Her şeyimi feda ettim edeli
Görenler diyorlar delisin deli
Gönlüm hep yaralı gittin gideli
Gelmedin bir tanem nerdesin, nerde?

İnan sana değil bahtıma küstüm
Eşimle, dostumla selamı kestim
Hasret acısını bağrıma bastım
Gelmedin bir tanem nerdesin, nerde?

Ne olur ara, sor son bir defacık
Neyin varsa anlat bana apaçık
Bense zavallıyım kendimden kaçık
Gelmedin bir tanem nerdesin, nerde?

Uykusuz geceler göze çökerken
Gelirin sanmıştım şafak sökerden
Gün ola bu hasret tükenir derken
Gelmedin bir tanem nerdesin, nerde?

Melahat ÖZÇOBAN – ISPARTA

-----------------------------------------------------

SEVGİ DOLU YÜREĞİM

Hiçbir zaman hoşlanmam canlıya kin gütmekten
İyiliktir herkese ömür boyu ereğim
Sürekli uzak durdum kin ve nefret etmekten
Kin ve nefretle değil sevgi dolu yüreğim. 

Düşmanlık edenlere hayretle şaşmalıyız
Varsa eğer egomuz genç yaşta aşmalıyız
Muhtaç olan herkese yardıma koşmalıyız
Kin ve nefretle değil sevgi dolu yüreğim. 

“Hak bildiğim yollarda yalnız bile yürürüm”            
Zor durumda olanın yüzünü güldürürüm
Kim kin beslerse bana yine de hoş görürüm
Kin ve nefretle değil sevgi dolu yüreğim. 

Her geçen gün sevaba sevaplar katmalıyız
Çamura batanların elinden tutmalıyız
İyilik mutluluktur her daim tatmalıyız
Kin ve nefretle değil sevgi dolu yüreğim. 

İnsan olan her insan basit şeylere kızmaz
Allah yolunda olan yiyip içip de azmaz
İnandığım kitapta kötülük yapmak yazmaz
Kin ve nefretle değil sevgi dolu yüreğim. 

Vatan ve millet için askere gitmişimdir
Bütün ömrüm boyunca kendime yetmişimdir
Kötülük edene de iyilik etmişimdir
Kin ve nefretle değil sevgi dolu yüreğim. 
       
            Şükrü ÖKSÜZ

-----------------------------------------------------------

DİYEMEDİM 
 

Bu son şiirim artık tükendi hecelerim 
Umutsuz sevdaya ne yazılır diyemedim 
Şimdi bir başına kaldı uzun gecelerim 
Dert ortağım karanlığa bir şey diyemedim. 
 
Yaşamak hayalimdi nefesim yetmez oldu 
Aşkı bulduğum gözlerden yaşım gitmez oldu             
Yanıyor bu yüreğim dumanım tütmez oldu 
İçten içe yanarım kimseye diyemedim. 
 
Yârim derdin derdimdir acısı yüreğimde 
Tutuşmuş her bir yanım eriyor iliğimde 
Sevenler acı çekmez bilirim güldüğünde 
Gülerken de ağladım bilesin diyemedim. 
 
Kalmadı hevesim umut tükendi yürekte 
Dermanım bulunmuyor geçip gitti elekte 
Dertlerimin merhemi şimdi bekler kürekte 
Kabrimi derinlere kazmayın diyemedim. 
 
Dünya sevilmez mi Güner sevemedim işte 
Hayalinle uyurum kâbuslar boğar düşte 
Cehennem azabından hele ben gibi geçte 
Yanmış bu bedenimi yakmayın diyemedim. 
             
       Güner TEKİN - KARS 

-----------------------------------------------------------------

BİR BAŞKA OLSUN İSTEDİM... 

Baharım Ol İstedim!... 
Akşamların hüznünde ışığım 
Sabahlarımda aydınlığım 
Kışlarımı yaza çeviren 
Yaralı gönle dermanım ol istedim                 
İstedim...
Ama olmadı 
Baharım ol istedim 
Farklı olsun istedim 
Tüm sevdalardan farklı 
Hazanlarda gülümseten 
Sararan gönlü yeşerten 
Rüyalarda dermanım 
Hüznümü kucaklayan 
Baharım ol istedim. 
Tüm acılara, hüzne yol ver 
Beni unutma istedim...

Melek MERAL – AYDIN 

---------------------------------------------

  GEL 

Çekip gittin mutsuzmuşsun
Başın darda kalanda gel 
Yüreğinde pişmanlıklar
Hayal hayal dalanda gel. 

Ya bir sabah, ya bir akşam
Her hücreni sarınca gam
Zerre zerre birikip tam
Yaş gözüne dolanda gel. 

Usanmışsan hayalinden
Dil yorgunsa eyvahından
İnmişsen kibir atından                            
Durma hemen o anda gel. 

Sevgiye hasret kalınca
İçine özlem dolunca
Bakıp yollara dalınca
Gece yarı olanda gel.

Dolaşırsan aylak, şaşkın
Beden yorgun gönül taşkın
Küllenmemiş demek aşkın
Arayıp sor bulanda gel. 

İmkânsızsa silip geçmen
Kesilmişse yemen, içmen
Karasevda olmuşsun sen
Sıkıntıda, buhranda gel. 

Osman GÖKÇE – NAZİLLİ