Eskitildi yaşamlar ve kovuldu eski akarlarından.
Korkular tırmandı doruklara, can pazarında.
Hukuku katledenlere sunulduğunda makamlar;
Haksızlıklar, yolsuzluklar ve hırsızlıklar aldı yürüdü…
Sendeliyor bakışları geleceği düşünen insanların.
Yarın yok artık yarınsız bırakılanlar için.
Eli böğründe, sönen çocuklarını izleyen anaların;
Hayata teyelli insanlar sökülürken yaşamdan!
Renklerini soyunurken güller, solar kuş sesleri…
Acıların çağlayanında ve su uçurumlarındayız,
Çırpınır uçurumda yaşamaya tutunmaya çalışanlar!
İşsiz babanın boş filesiyle buluşur acıyla bakanlar!
İnsan öğütür yaşamın görmeyen, duymayan değirmeni.
Kanadı kırık kuşların yürek burkan çığlıklarıyla…
Arkasız ve çaresiz bedenler sürüklenir yerlerde!
Tükenir, kalmaz başka bahara aktarılacak umutlar!
Ve küser yaşama, hoyratça hayatlarından koparılanlar!
Kimler için söner bu ışıklar, kimler için yanar bu canlar?
Bir avuç çıkarcı ve yandaşları, birde çanak yalayanlar…
Her şeye karşın, onuruyla yaşamak isteyenler var;
Ve bir gün ve mutlaka dikilecek ayakları üstünde yaşamak!