Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin emriyle, 24 Şubat 2022 tarihinde Ukrayna’yı işgale başlandı. Ukrayna Başkanı Wolodymyr Selenskyj direnme kararı alınca da sıcak savaşa dönüştü.
Daha önce devlet başkanları arasında görüşmelerde barış sağlanamadı. Bu felaket gelmeden önce, otuz yılda Batı ülkelerin ve Rusya’nın yaptığı hatalar tarihçi ve sosyal bilimciler tarafından analize edilecek. Çok değerli makaleler yazılıyor, ilgiyle okuyorum.
Ülkelerin de insanlar gibi dostluklara ihtiyacı var. Küresel yaşamda silah satışları ve güç yarışı maalesef buna engel oluyor. Çıkarların üstün olduğu bir sistemde, barış ve huzur bulmak oldukça zorlaştı.
Savaşın başladığı tarihten itibaren, Almanya’da ve Avrupa’da görülen yardım ve dayanışma örneği tarihe geçecek, emsali görülmemiş nitelikte.
Tüm Avrupa Birliği üye ülkeleri Meclis toplantılarında Ukrayna ile dayanışma gösterildi. Avrupa Birliği’ne üye yapılması gündeme alındı.
Hemen Türkiye aklıma geldi. Üye olmak için bekleyen ülkeler sayıldıkça, televizyon tartışmalarında ve basında hiç adı geçmiyor. Türkiye sıra beklerken yirmiden fazla ülke üye oldu.
Berlin’de yarım milyon insan protesto yürüyüşüne katıldı. Beğenerek, ilgiyle izledim. Aziz Nesin’in sözünü hatırladım.
“Siz politika yapmazsanız Sizin adınıza politika yaparlar.”
Savaş kapıya dayanınca uyanan bu insan topluluğu, otuz yılda ilgilenseydi, yapılan yanlışlarda, hatalarda sokağa çıkıp dur deselerdi, bu savaş belki önlenebilirdi.
Ukrayna’dan bir haftada bir milyon sığınmacı Avrupa Birliği komşu ülkelere geldi. Televizyonda gördüğümüze göre hepsi çok iyi giyimli, seyahat bavulları elinde, fakat perişan psikolojik durumları insanı çok üzüyor.
Almanya yardımda seferber olmuş durumda. 2015 yılında Suriye’den gelenlere de Almanya ve zamanın Başbakanı 
Dr. Angela Merkel böyle davranmıştı. Yedi yıldır sığınmacı politikacı gündeme her gelişinde, o zamanki hata yapılmasın, denirdi. “Biz çok şey başardık, bunu da başarırız, sözü hata olarak bulundu. Sırf sığınmacı ve İslâm karşıtlığı programıyla Almanya için Alternatif Partisi AfD kuruldu. Çok sayıda sığınmacıya Ege ve Akdeniz mezar oldu. Bu parti Ukrayna’dan gelen sığınmacılara karşı şimdilik sessiz. Böyle kalmaları arzu edilir.


Hiçbir ayrıntıya girmeden, Suriye ve Kuzey Afrika’dan gelen sığınmacılara kapısını kapatan, Avrupa Parlamentosuna zıt düşen Polonya ve Macaristan da Ukrayna’dan gelen sığınmacılara kapılarını açtılar, örnek dayanışma gösteriyorlar. Ukrayna’da yaşayan Afgan göçmenleri ve Afrikalı Üniversite öğrencilerini
AB sınırlarından geçirmedikleri sosyal medyada ve Hürriyet Gazetesinde duyuruldu. Araştırmak lâzım, o takdirde insanlar kurtarılmıyor, yalnız Ukrayna vatandaşlarına kucak açılıyor, yardım ediliyor.
Batı kenetlenmiş dayanışmayla Rusya’yı Dünya’da izole ediyor. Yurt dışında Batı ülkelerinde Yaşayan Rus vatandaşlarını da zor günler bekliyor. Dünyaca tanınmış Rus orkestra şefi işinden oldu. İşten çıkarma baskısı davam edeceğe benziyor. 
Ukrayna’ya gösterilen bu yoğun yardım ve dayanışmayı BATI keşke Irak, Suriye, Afganistan ve diğer Kuzey Afrika savaşı yaşayan ülkelere de gösterseydi. Silah satma amacıyla karşıt grupları kışkırtıp, kutuplara ayırma İkinci Paylaşım Savaşı’ndan sonra da barışı küremize getirmedi.

Anadolu bize çok uzak, orada insanlar birbirini kırsa bile bize ne, anlamına gelen bir söz söylemişti. J.W.v. Goethe

Ama Bertolt Brecht ve Nazım Hikmet gibi Dünya vatandaşı olan şair ve yazarlar bütün insanlara aynı değeri verirler, mağdurun, fakirin yanında oldular. Şayet politikacılar böyle edebiyatçıları ve sanatçıları dinlemekle kalmayıp, sözlerini uygulasalardı gezegenimiz cennet olurdu.
Savaş nerede ve ne zaman olursa olsun, her dünya vatandaşı karşı olmalıdır. Savaşta mağdur olanlara ülke, din, dil ve renk ayırımı yapmadan yardım eli uzatılmalıdır. 
Şu anda Avrupa Birliği ülkelerinde gösterilen yardım ve dayanışma devam etmeli. Bu örnek davranış küremizin geleceğine  ders olarak yol göstermeli.
“Bir tehlike yaklaşınca insan ruhunda hemen kuvvetli iki ses duyulur. Birisi tehlikeyi nasıl atlatacağını, kurtulacağını etraflı olarak düşünür. İkinci ses ise daha mantıklı davranır. Tehlike üzerinde düşünmek zor ve can acıtıyor. Düşünmekle insanın elinden bir şey gelmiyor. Her şeyi önden görmek de imkânsız, kurtarmaya gücün yetmiyor. Bu durumda en iyisi zorluğu düşünceden uzaklaştırarak, tehlike gelene kadar iyi şeyler düşünmek.”    Lew Tolstoi, Savaş ve Barış

Savaş kapıya dayandı, buna rağmen olumlu düşünmeye çalışalım. En azından mantık duygudan önce gelsin.

Umutla kalın!