Türkiye 1950 yılından beri bilindiği gibi çok partili sistem gereği genel ve yerel seçim yapıyor, genel seçimin tarihi zaman zaman erkene alınıyor olsa da yerel seçimin beş yılda bir yapılması gerçeği hiçbir zaman değişmedi.
En azından bundan 20 yıl 25 yıl önceki seçimlerde yapılan propaganda metodu şimdilerde yok, Hatırlayanlar varır o zamanlar milyonlar ile ifade edilen mitingler binlerce araç ile yapılan konvoylar şimdilerde yerini dijital propagandalara bırakmış durumda.
Teknolojinin gelişmesi var olan iletişim araçları dolayısı ile tüm dünyanın “akıllı” denilen cep telefonları içerisine sıkıştırılması, dünyanın başka biri ülkesinde meydana gelen bir hadiseden saniyeler içerisinde bizimde haberdar olmamız ister istemez seçmen profilinin de değişmesine vesile oldu.
Yaşı 55 ya 60 civarında bulunan seçmenin dünyaya ve dünyada meydana gelen olaylara bakışının pek değiştiğini söylemek zor, Sağda ve solda siyaset yapan seçmenin o cenahlarda siyasi partilerin çoğalması ile ortaya çıkan alternatifler bu seçmen kitlesini biraz daha rahatlatmış olsa da belirtiğimiz gibi bu yaş grubundaki seçmenin tercihlerinde olağanüstü bir değişim olmuyor.
Geriye kalan seçmen kitlesi yani 40 yaş ve altı seçmen kitlesi kelimenin tam anlamı ile ustalık devrini yaşayan hemen her seçim öncesi kılı kırk yaran araştırmalar sonunda oy kullanan bir kitle olarak karşımıza çıkmış duru8mda.
Üst yaş grubunun aksine daha çok genç diye tanımladığımız bu seçmen grubunun olaylara ideolojik olarak bakmadığını en sağdan en sola kadar olan partilerin tamamı biliyor.
Bu genç diye nitelendirdiğimiz seçmen grubun nerede ise ortak beklentisi sadece daha iyi bir hayat.
Söz konusu genç kitlenin yüzde doksanlık bölümü üniversite eğitimi almış, en az birkaç ülke gezmiş, gezdikten sonra da orada yaşayan insanlar ile bizim ülkemizdeki hayat standartları arasında mukayese yapma imkanı olan geniş bir seçmen kitlesi mevcut.
Bize göre asıl usta siyasetçiler bu seçmen grubudur, Körüne oy vermeyen oy vereceği parti ve o partinin adayı ile ilgili gerekli bilgilere ellerindeki akıllı telefonlar vesilesi ile saniyeler içerisinde ulaşabilen seçmen bu kadar araştırma sonunda kararını en doğru şekilde verebiliyor.
Bu seçmen grubunu yönlendirebilmek hatıra gönüle göre oy kullanmalarını istemek mümkün değil zaten böyle bir yönlendirmeye gerek te yok.
Önümüzdeki dönemlerde yapılacak yerel yada genel seçimlerde bugün yapılan propagandalardan eser kalmayacağını hepimiz biliyoruz, propaganda teknikeri değişecek, bütün vaatler halkın daha iyi bir yaşama kavuşması için şekillenecek adaylarda kendilerini bu duruma göre yeniden konumlandıracaklar.
İdeolojilerin artık karın doyurmadığı, asıl olanın insanın mutluluğu olduğu, kuru hamaset ile artık bir adım bile atılacak yolun kalmadığını biz bilsek te yukarıda anlatmaya çalıştığımız yaşı 55-60 civarında olan ve olup bitenlere sadece ideolojik pencereden bakanların sayısının arkadan gelen genç nesillere göre daha az kaldığı bir dünyada şu an var olan siyaset anlayışı da mecburen değişecektir.
Seçmenin ustalık devri dediğimizde zaten bundan başka bir şey değildir.