Bölge halkı ve yazlıkçılar, yıllardır bu durumu defalarca ilgili mercilere bildirmelerine rağmen kalıcı bir çözümün hayata geçirilmediğini belirtiyor. Özellikle halkın yoğun olarak denize girdiği noktalarda ortaya çıkan bu kirlilik, “Nereden geliyor, kim sorumlu?” sorularını beraberinde getiriyor.
Sağlık ve Turizm Tehlikede
Denizde oluşan bu kirli tabakanın kaynağı resmi olarak açıklanmış değil. Ancak kanalizasyon sızıntısı, atık su deşarjı ya da kontrolsüz endüstriyel faaliyetler ihtimaller arasında sayılıyor. Kaynağı ne olursa olsun, bu kirlilik hem insan sağlığına hem de Akbük’ün turizm geleceğine büyük darbe vuruyor. Tatil için gelen misafirler sabahları bu manzarayla karşılaştığında hayal kırıklığına uğruyor; Akbük’ün “doğal cennet” imajı hızla zarar görüyor.
Yetkililerin Sessizliği
Halk, yıllardır aynı şikâyeti dile getiriyor: “Defalarca bildirdik, kimse ilgilenmedi.” Ne belediyeden ne de ilgili bakanlıklardan somut bir adım gelmedi. Oysa sorun, sadece çevresel bir kirlilik değil; insan sağlığını doğrudan etkileyebilecek bir tehdit. Çocuklar, gençler, yaşlılar bu sularda yüzüyor; risk her geçen gün büyüyor.
Akbük Bu Kaderi Hak Etmiyor
Akbük, doğal güzellikleri, sakin koyları ve temiz havasıyla Didim’in gözbebeği. Ancak bu eşsiz miras, ilgisizlik yüzünden yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Denizimizi kirleten kaynak acilen tespit edilmeli, gerekli önlemler alınmalı ve kalıcı bir çözüm uygulanmalı.
Halkın temiz bir çevrede yaşama hakkı görmezden gelinemez. Akbük, günübirlik çözümler değil, kararlı ve şeffaf bir yönetim anlayışıyla korunmalı.
Soruyoruz: Akbük’ün denizine sahip çıkmak için daha ne bekleniyor? HABER : ERGUN KORKMAZ