Kapitalizmin, tüketim toplumunun ve politik popülizmin ortaklaştığı en kurnaz yöntemlerden biri; yoksunlukları örtmek için umut dağıtmaktır. Ozan Orhon Murat Arıburnu "Dünya döndükçe / Umut, fakirin ekmeği / Ye Mehmet ye / Ye Mehmet ye!.." dese de dizelerinde... Ne yazık ki boş umutlar karın doyurmuyor; boş tabağa ekmek, yemek ve boş bardağa da su doldurmuyor.
Siyasetçiler, şirketler ve bazı medya figürleri, umudu bir bakıma ürün gibi satıyor. “Her şey çok güzel olacak” ya da “Birlikte başaracağız” gibi söylemler, içi boşaltılmış birer telkin olarak karşımıza çıkıyor. Umudu sürekli olarak ‘geleceğe havale etmek’, bugünün adaletsizliklerini örtbas etmenin bir yolu biçimine geldi. Oysa gerçek umut; bugünün gerçeğiyle yüzleşmeyi, onunla mücadele etmeyi gerektirir.