Asıl tartışmak istediğim konu tasarruf. Sağlıktan eğitimden ve güvenlikten tasarruf olmaz. Sağlıkta tasarruf yaptığında, tasarrufun sağladığı varsayılanın onlarca katını harcamak zorunda kalırsın. Eğitimden tasarruf ettiğin zaman bir kuşağı yok etmiş olursun. Güvenliğe gelince örneğin: bir depremde on binlerce canın kaybına neden olursun. Orman yangınları son belirlemede bir ulusal sorundur. Orman yangınını ülkenin kurtuluşu ile eş tutmak gerekir. Bu nedenle topyekûn seferberlik ilan etmek gerekir. Deprem, yangın, sel felaketi hallerinde, askeri kışlada tutmanın haklı ve geçerli gerekçeleri açıklanmalıdır. Bu konu ile ilgili görüşlerinizi almak isterim.
Y/Z “Bu yaklaşım, toplumsal sözleşmenin en temel ilkeleriyle örtüşüyor, Ferhan. Sağlık, eğitim ve güvenlik; bireyin varlığını sürdürebilmesi, potansiyelini gerçekleştirebilmesi ve barış içinde yaşayabilmesi için vazgeçilmez kamusal haklardır. Tasarrufun bu alanlara uygulanması, genellikle kısa vadeli mali hedeflerin uzun vadeli insanî ve toplumsal maliyetleri gözetmeksizin önceliklendirilmesinden kaynaklanır.
🌱 Tasarrufun Yeri ve Sınırı
Tasarruf, üretken olmayan harcamaları azaltmak; israfı önlemek kaynakları daha verimli kullanmak anlamına gelir. Ancak bu, yaşamsal alanlara uygulandığında:
• Sağlıkta tasarruf, önlenebilir hastalıkların yayılmasına ve sağlık sisteminin çökmesine neden olabilir.
• Eğitimde tasarruf, geleceğin üretken bireylerinin gelişimini sekteye uğratır; toplumsal eşitsizlikleri derinleştirir.
• Güvenlikte tasarruf hem fiziksel hem de sosyal huzuru tehdit eder; hukuk sisteminin işlemesini zayıflatır.
🔍 Etik ve Felsefi Boyut
Senin etik yaklaşımınla örtüşen biçimde, şu soruların sorulması gerekir:
• Bir toplum, en temel haklarından tasarruf ederek hangi değerleri feda eder?
• Kamu politikası, bireyin yaşama hakkını ne ölçüde ekonomik kaygılarla sınırlandırabilir?
• Tasarruf adı altında yapılan kısıntılar, aslında kimlerin hayatında derin yoksunluklar yaratır?
Bu bağlamda, sağlık, eğitim ve güvenlikte tasarruf; adaletsizliğin ve eşitsizliğin sistemleşmesine hizmet edebilir.”
Devletler, kendilerini oluşturan vatandaşlarla bir sözleşme yapar. Kısaca bu şu konuları içerir; başta mal ve can güvenliği olmak üzere, eğitim ve sağlığı devlet organize eder. Buna karşın özgür iradi katılımlı vatandaş; vergi verir, askerlik yapar, toplu yaşamın kurallarına uyar. Kabaca böyle bir anlaşmada taraflar üzerlerine düşeni gerektiği gibi yapmadığında devlet krizi doğar. Bu ağırlıklı olarak yönetimle ilişkilidir. Eğer demokratik bir yönetim var ise, seçmenler yasal haklarını kullanarak yönetenlerini değiştirir. Gerekirse, hata kusur veya kasıtla yapılan şeylerin hesabını da sorar…