1922 yılının 9 Eylül’ü,
Ta Afyon Koca tepeden kopan bir gürültünün önünde canını kurtarma peşinde olan YUNAN palikaryası, Rum çeteleri önlerine gelen her yeri yakarak, yıkarak çocuk demeden, kadın demeden, yaşlı demeden hunharca katlederek kaçarken,
Soluğu İzmir’in rıhtımında bekleyen gemilerine binebilenler bindi, binemeyenler ise Körfezin derin sulara atlayarak can hır aşhane kaçmak ta bulmuşlardı.
İşte O gün 9 Eylül’dü,
9 EYLÜL Türk ulusunun kurtuluş günü Kutlu olsun.
İzmir’e giren Süvari birliği doğruca Hükümet konağına giderek Vilayet binasındaki Göndere yunan bayrağını indirerek TÜRK Bayrağını çekmişti,
İzmir’in kurtuluşu tüm ulusun emperyalizmin işgalinden kurtuluşu oldu,
Cephede savaş bitmişti belki ama
Esas savaş yeni başlayacaktı kurucular için,
Kurtulan yenlerden birisi de içinde yaşadığımız AKBÜK de vardı, Didim de vardı.
Eski bilgilere göre Akbük’ den , Didim’den ayrılan Rumlar ağlayarak gitmişler,
Neden mi,
Bölgenin tüm ticaretini ellerinde tutarak hayatlarını sürdürmekte oluşlarındandır, ya TÜRK’ ler ne mi yapıyorlarmış dağlarda çobanlık
Adamlar ticareti ellerinde tutarak ülkenin kaynaklarını Adalardan Yunanistan’a aktarıyorlarmış, mutlularmış, kazançlılarmış,
Kaybedenler ise yerli halk, TÜRK Köylüsü. Bir yerde Rumlara çalışan TÜRK köylüsü imiş,
Böyle bir ortamı bırakıp gitmek elbette zordu, elbette giderlerken ağlayacaklardı, üzüleceklerdi.
Sonuçta 9 Eylül tüm ülkenin bağımsızlığının kazanıldığı gün olmasıdır sadece İzmir’in kurtuluşu değil.
9 Eylül İZMİR ‘in önemi işgalci Yunan palikaryası’ nın, çeteci Rumların son neferine kadar sürülmesi ve İzmir’den denize dökülmesidir.
Bu kurtuluş İzmir kadar Aydın’ının kurtuluşu, Söke’nin kurtuluşu, Ödemiş’in kurtuluşu da önemli ancak niye İzmir’in kurtuluşu önemlidir,
Çünkü İzmir körfezinden son Rum’un dahi kalmamışçasına kovalanmış olması, denize dökülmüş olmasıdır.
9 Eylül böylece Türk tarihinde yeni bir sayfanın açılışının ilk günüdür,
9 Eylül tarihinden sonra büyük önder Mustafa Kemal e arkadaşları biliyorlardı ki esas en büyük bundan sonra başlayacaktı,
Bunun bilinci içinde olan Kurucular kolları sıvamışlar durmak yok, yola devam diyerek yeni bir devletin temellerini atmaya başlamışlardır, işte bu nedenle kurtuluştan Kuruluşa diyerek başladım yazıma.
Yoktan var etmen,
Yok olmaya yüz tutmuş bir Milletten dünyanın en saygın milletine getirilen TÜRK Milleti işte böyle yoldan gelmiş,
Yok olan Osmanlının külleri arasından fışkırtılmış
Bağımsız bir devlet olarak günümüze kadar varlığını sürdürmüş ve bundan böyle de sürdürmeye devam edecektir.