Kuş Beyinliler, Mezbaha Felsefecileri ve Kadınsız Akılcılık

Dahası; "kuş beyinli insanlar" mı, "insan beyinli kuşlar" mı?

ne ilginç değil mi? Günümüzde magazin haberlerine bolca yer veren Cumhuriyet gazetesinde, 90'lı yıllarda bilimsel yeniliklerin, buluşların, deneylerin sonuçları yayınlanıyordu, o yıllarda gazete bir okul gibiydi.

Ve kadını bütünüyle yok sayan alan; Felsefe:

Paradigma değişti, ey filozoflar, ey kutsal otoriteler...

Aklın cinsiyeti yok. Bilincin türü yok. Ama kendini tüm yaratılanlardan üstün görme kibri; ne yazık ki bazı ahmak insanlara özgüdür.

*Descartes, meşhur “Cogito, ergo sum” (Düşünüyorum, öyleyse varım) önermesiyle özbilinçli düşünmeyi varlığın temeli olarak tanımlar. Buradan hareketle:

“Hayvanlar düşünemez, çünkü konuşamazlar ve düşüncelerini akıl yoluyla biçimlendiremezler. Bu nedenle onlar yalnızca reflekslere sahip canlı makinelerden ibarettir.”

Bu yaklaşımıyla Descartes, hayvanların ruhu olmadığını, acı çekmediklerini, onların yalnızca otomatik tepkiler veren et-yığınları olduğunu öne sürer.