Tüm Emeklilerin Sendikası Didim Şube Başkanı Haydar Pınarbaşı, 12 Eylül 1980 faşist askeri darbesinin üzerinden 43 yıl geçtiğini ifade ederek, “Askeri rejimin yaptığı ve " referandumla" yürürlüğe soktuğu "82 anayasası" birçok maddeleri değiştirilse de mevcut sistemin temel taşlarını döşediği sır değildir. En azından zihniyet olarak bugünkü otoriter rejimden farklı değildi.” dedi.

Pınarbaşı tarafından yapılan açıklamanın tam metni ise şu şekilde;

Esasında o dönem koşullarında ABD'nin başını çektiği emperyalist ülkelerin; SSCB 'ne karşı oluşturulan yeşil kuşak projesi kapsamında halkın geneli müslüman olan bölgelerde siyasal islamı körükleyerek SSCB'yi kuşatma stratejisi uygulanıyordu.

Bu saikle Türkiye'de de siyasal İslamcıların sırtı sıvazlanarak, din argümanları kullanılarak halk ikna edilmek isteniyordu. FETÖ gibi cemaatlerin bu dönemde palazlanmaları ve devletin her kademesinde etkili güç olmaları başka nasıl izah edilebilir ki...

AKP 'de, ekilen bu tarlada yeşermiştir.

SSCB'nin dağılması sonrası ise bugün nükleer bir güç olan Rusya'yı ve son yıllarda büyüyen ekonomisi ile kendilerine tehdit olarak gördükleri Çin'i kuşatma projesi uygulanmaktadır.

UYUŞTURUCU BARONLARININ BİR NUMARALI ADRESİ TÜRKİYE OLDUKÇA, BU SORUN BÜYÜYECEKTİR! UYUŞTURUCU BARONLARININ BİR NUMARALI ADRESİ TÜRKİYE OLDUKÇA, BU SORUN BÜYÜYECEKTİR!

Bu projenin en kolay otoriter rejimlerle hayata geçirileceği biliniyor.

Yani 12 Eylül faşist diktatörlüğü; bir taraftan 24 Ocak kararları diye bilinen NEO LİBERAL ekonomi politikaların hayata geçirilmesinin bir aracı ( o dönem neoliberal politikalara karşı toplumda çok büyük bir direnç vardı. Askeri rejim bu direnci de kırdı.), hem de yeşil kuşak projesinin bir bileşeni olarak rolünü oynamıştır.

Askeri faşist diktatörlük o dönemki anayasayı kaldırmış, mahkemelere asker atamış, yargıyı kontrol etmiş, bütün kurumlar ya kapatılmış ya da askerler tarafından yönetilmiş, işkencenin, gözaltında kayıpların ,idamların, yargısız infazların velhasıl her türlü hukuksuzlukluğun gölgesinde yeni bir rejim inşa edilmiştir. Bu yeni rejim siyasal İslama kapılarını açarken, Özal, Mesut Yılmaz, Demirel, Erbakan, Çiller dönemlerinde de sürekli bu kesim oy hesabıyla hep korunmuştur. O dönemde kendilerinin sosyal demokrat olduğunu söyleyen partilerin ortak bir cephe kuramamaları, işbirliği yapmamaları da bugünün yaratılmasında sorumludur.

Hâlâ da ders alınamamıştır.

AKP'nin bir dönem ortaklık yaptığı FETÖ ile iktidar paylaşımında anlaşamayınca, FETÖCÜ darbe girişimini bertaraf ettikten sonra açıktan kendi rejimini inşa etti. Yani kendi darbesini gerçekleştirdi.

İşte bugün içinde bulunduğumuz otoriter rejim; 12 Eylül askeri faşist diktatörlüğün taşlarını döşediği siyasal sürecin bir sonucudur.

Bu siyasal sonuç biz emeklilere, emekçilere yoksulluk, ülkeye daha çok işsizlik getirmekle kalmıyor, insanların yaşam tarzına da müdahale ediyor.

Başka bir deyişle 12 Eylül kılıf değiştirerek devam ediyor. Emekliler 12 Eylül zihniyetine, yoksul-sefil yaşama karşı insanca yaşamak için mücadelesini kesintisiz sürdürecektir.

HABER: ELİF DİKBAŞ 

Editör: Ergun Korkmaz