Didim, topyekûn satışa çıkarılmış gibi…

Ayrıca bir düzensizliğe, kargaşaya doğru da yelken açmış rotasını şaşırmış bir gemi gibi…

Rantiye avcıları, parti farkı gözetmeden yerel siyaseti arkalarına alarak sürekli av peşindeler.

Önemli oranda hazine arazisine sahip olan Didim’in sürekli kıyıları, makilikleri, oyun alanları, meraları Ankara’da masa başında satışa çıkarılıyor…

Planlarıyla birlikte satılan araziler de kısa sürede beton yığınına dönüşüyor…

Tüm bunlar yetmiyor, Denizköy, Yalıköy, Akköy. Akyeniköy, Balat, Batıköy. Akbük gibi tarıma yönelik mahalleler de beton yığınına dönüştürülmek üzere büyük boyutta imara açılmasının planlamaları yapılıyor şimdilerde…

***

Didim, Beton yorgunu zaten, artık taşıyamaz hale geldi sırtındaki betonu… Bu yoğun betonlaşma Didim’in iklimini, havasını değiştirir hale geldi… Artık güneş ışınları toprağa ulaşamıyor, beton yapıları ısıtıyor bu durum da nemli bunaltıcı bir hava oluşumuna neden oluyor… Didim’in eski havasına hasret kalmış durumdayız zaten…

Şimdi de tarıma yönelmesi gereken alanların imara açılması için girişimler yoğunlaşıyor…

***

Kentler canlı varlıklardır ve bir ruh taşırlar… Estetiği, güzel görünmeyi çok önemserler… Bozuldukça güzellikleri ve havaları dolayısıyla psikolojileri de bozulur. Bunun acısını da kendilerini bu hale getiren insanlardan çıkarırlar ve göç etmeye zorlarlar insanları… Tarih böyle göçlerle doludur zaten…

Didim, yeter artık zorlamayın beni diye basbas bağırıyor… İçim dışım beton yığını oldu, naylonlaştı etrafım, naylonlaştı ilişkilerim… Şimdi de sizleri besleyen tarım alanlarımı betonlaştırmak için imara açmayı düşünüyorsunuz…

Selam olsun ve duysunlar, bu topraklarımda yaşamış olan yedi bilgeden biri, felsefenin babası Thales’e, selam olsun topraklarımda yaşamış felsefeci bilim adamı Anaksimandros’a, Anaksimenes’e…

Ve selam olsun düzenli kentler kurmayı amaçlayan tarihin ilk kent planlamacısı Hippodamos hemşerimize…“Hippodamos’un çağdaş yöntemi, düzenlilik ve çekicilik üzerinedir… Görünüş çok önemlidir… Hippodamos’a göre kentlerin düzenliliğinin demokrasi ve eşitlikle de yakın ilişkisi vardır… Özellikle caddeler çok düzenli olmalıdır…

***

Böylesine; tarihsel kökene- hikâyeye- sahip Didim, ne yazık ki günümüzde talan boyutundaki bir sıkıntıyla birlikte yoğun bir betonlaşmayla; geçmişini ve geleceğini büyük sıkıntıya sokuyor…

Didim, ağırlıklı olarak inşaat sektörleri bağlantılı rant lobileri tarafından yönetiliyor… Didim, Didimlilere bırakılmıyor… Büyük ölçüde Ankara’dan İstanbul’dan yön veriliyor Didim’in geleceğine… Bu gelecek de çıkar ağlarının kurduğu rant dayanışmasından başka bir şey değil…

***

Didim gibi kıyı kentleri, genellikle çekim alanlarıdır. Bu yönüyle yoğun olarak göç alırlar… Kıyı kentlerinde yaşamı olumlu ve olumsuz yönlerde etkileyen bir neden de diğer kentlere göre çok sayıda mevzuatlara sahip oluşlarıdır… Her mevzuatın da farklı kurumların kontrolünde olması karmaşıklıkları ve birçok gecikmeyi beraberinde getirerek ortak karara varmayı çok geciktirebilmektedir. Bu durum da fırsatçıların işine yarıyor, yoğun bir çarpıklığı da beraberinde getirmektedir…

BU BETONLAŞMA HIZI NEREYE KADAR…

Dayanacak gücü kalmadı Didim’in…

İçecek kullanacak yeterli suyu da yok zaten…

Bu kadar betonlaşmaya alt yapısı da yetmiyor zaten…

Makilikler, zeytinlikler, tarım alanları, su havzaları da büyük zarar gördü betonlaşmadan…

Açın gözlerinizi de görün artık, kıyıların yağmalandığını, Didim halkının yaşam alanlarının daraldığını, çok yönlü sıkıntılarının arttığını…

Tüm bunlar yaşanırken yerel yönetimde olanlar, bu konuda neler düşünüyor…Yoksa Didim’de her şeyi güllük gülistanlık görüp, yeni imar alanları açmak için mi çalışıyorlar…Belediye meclis üyelerinin çoğunluğunun inşaat kökenli olması bu yöndeki kaygıları da beraberinde getiriyor…

Dinlensin, biraz mola versin Didim… Çok yordunuz Didim’i ve Didim halkını…

Zaten betonlaşan kentlere turistler de gelmemeye başlarlar…

Şimdiden feryat halindeler Didimliler, “Durdurun Didim’i inecek var diye…

Ey, merkezi ve yerel yönetim, sesimize kulak verin...Didim’i “kaçanlar kurtulur” hale getirmeyin…

Görüşmek üzere…