Seçilerek yetkilendirilen kişilerin önceliği, kamu yararını koruyup kollamaktır. Kamu yararı içinde bağımsızlığı, demokratikliği, laikliği ve temel hakların gözetilmesi gerekliliğini barındırır. Temel haklar, inanma ve ifade özgürlüğü ile başlar ve yaşama biçimiyle devam eder. Bunun için inançlara ve yaşama biçimine müdahale her koşulda suç içeren zorbalıktır.

Seçilen kişiler öncelikle kendilerine tanınan yetkilerle milli iradenin istem ve beklentilerini gerçekleştirir. Hiçbir yetkili, kazanmış olmak gerekçesiyle her istediğini yapamaz. Seçilenlerin yapabileceği şeyler anayasa ile ve yasalarla belirlenmiştir. Tüm yetkililerin yaptıkları denetime açık olmalıdır. Yapılan her şeyin hesabi sorulmalı ve verilmelidir. İlk kez karşılaşılan bir sorun söz konusu olur ise; sorunla ilişkili olan tüm tarafların görüşleri alınarak karar üretilmelidir. Üretilecek kararlarda kamu yararı ve ülke çıkarı belirleyici olmalıdır. Temel hakların korunup kollanmasında hukukun üstünlüğü ise her koşulda gözetilmelidir.

Bugünkü köşe yazımı en son yazdığım şiir ile sürdürmek istiyorum:

GÜNLER KARARDI!...

Gün kara gün;

Çaresizlik oturmuş açmazına.

Cennet gibi bir ülkenin cehenneminde…

Aş yok, iş yok, umut hiç yok.

Açlığın dişleri sızılı tenlerde!

Korkular çifte kavrulmuş, 

 Yaşam düşmanları gülleri vurmasınlar!

 Yürekler yangın yeri.

Korkunç bir yağma eşliğinde.

Sardım yarama geceyi, kanadı yalnızlığım.

Buzullar çöreklenmiş her yere…

Zemherisindeyiz ağustosun.

 Gün kara gün;

Sönen gün silme karanlık.

Eli- kolu bağlanmış yaşamlarla.

Acı bulur çöreklenecek ana yüreği…

Tutsaklığa yol veren veda eder özgürlüğe!

Bozar eşitliği, ilkeleri çiğner ayrıcalıklılar;

Hasret çimlenir, höykürür yalnızlıklar.

Her öğün kendimi yemektir işsizlik!...

Dökülür kanadı kuşların, özgürlük uçamaz!

Zor anlayanlara anlatmanın güçlüğüyle,

Hüzün acıya banar gündelik beklentisini.

Yapışır gözlerimize kuru derelerin çığlıkları;

Yokluk düş bırakmaz yarınlara…

Ve kesilir soluğu suların,

Can çekişirken yaşamak.

 Gün kara gün;

Kayacak ayaklarımızın altından, bastığımız toprak!...