Bu söylem Hallacı Mansur’a ait. Bunu söylediği için çok büyük bir cezaya çarptırılmış. Cezası şöyle: “Önce kamçılanmasına, sonra bedeninin dilim dilim edilmesine daha sonra bir darağacına asılarak teşhir edilmesine ve en sonra da kellesinin bedeninden ayrılarak yakılmasına karar verildi. (….) Hallaç’ın cezalandırılması yoksul halka silah zoru ile seyrettirildi. Açlık, kıtlık, yoksulluk denizi içindeki Bağdat halkı, Hallacı Mansur’un katlini tekbir sesleriyle uğurladı.
Hem de;
“Onun idamı, İslam’ın kurtuluşudur, kanı bizim boynumuza olsun şahitlere bu ifadeyi bağırta bağırta okutarak…
Mansur kendisi için uygulanmak istenen cezanın infazı sırasında, kendisini izlemeye zorlanan halka şöyle hitap ediyor; “Allah’ım! Şu topluluk senin kullarındır. Dinlerine olan bağlılıkları yüzünden sana aklanmak ümidi ile beni öldürmek için toplanmışlar. Onları affet! İyi biliyorum ki bana açtığın sırları onlara açsan yahut onlardan gizlediğin şeyleri benden de gizleseydin, bu hal başımıza gelmezdi. Yaptığın şeyler için yine sana hamt olsun Allah’ım! ...” (Lois Massingnın. Hallac-ı Mansur. Derleyen, Niyazi Öktem, say 5,6- Aktaran Ferhan Ercan, DİNSEL ŞİDDET, say 78,79)
ENEL HAK.
Tarih tiksinirken tanıklıklarından;
Darağacında rüzgârın utancı asılı…
Mansur’un utanca kattığı ses bu;
“Enel Hak” titretir tenini yaşamın.
Ve hakikatin sesi unutur susmayı!
Ortaya çıkmaktır gerçeğin ayrıcalığı…
Hiçbir cellat gerçekleri yok edemedi ki!
Sorular hayata açılan pencere,
Beyaz aydınlık yüzüdür insanlığın!
Dokunur yüreğime ok gibi Mansur’un fırtınası…
Sürerken yarattıklarına tutsaklığın esareti,
Yaratılmış olana yaratanının diliyle konuşur.
Değişip serpilirken geriye düşmektir tutuculuğun çelmesi!
Haksız hüküm, sadece onu verene yakışır(!)
Gökkuşağını Karartanlara Yanıt
Gökkuşağına uzanan eller, karanlığın zincirini taşır. Ama renkler, celladın hükmünü tanımaz; her damla yağmur, ışığa borçludur.
“Enel Hak” diye haykırır rüzgâr, darağaçlarının gölgesinde bile. Hakikat, susmayı bilmez; çünkü susmak, insanlığın yüzünü karartır.
Sorular, göğe açılan merdivendir; cevaplar, özgürlüğün ilk adımı. Ve hiçbir cellat, gökkuşağının şarkısını susturamaz!
“Gökkuşağını karartan, kendi karanlığında boğulur.”
“Enel Hak: Hakikat, celladın ipini ve hükmü verenlerin hükmünü aşar.”
“Sorular, insanlığın beyaz yüzüdür; cevap, gökkuşağıdır özgürlüğün.”
Mansur; “Enel-Hak” dediği için akla hayale gelmeyen işkence ve eziyetlerle öldürüldü. Oysa Mansur ben hakkım derken Allah’ın sıfatlarını taşıdığını söylemek istemişti kendisini anlamak istemeyen yobazlara!...