Geçtiğimiz hafta sonu olağan genel kurulunu gerçekleştiren TİP, yeni yönetiminde genç işçi ve emekçilere yer verdi.
Parti binasında gerçekleşen genel kurulda yeni yönetim belirlenirken, yönetimde genç işçi, emekçi ve kadınlar yer aldı. Genel kurulla ilgili TİP İlçe Başkanı Eren Tüylü ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızda yeni yönetimi tanıyarak, gelecek dönem çalışmalarıyla bilgi aldık.
35 yaşında bir kargo firmasında çalışan Eren Tüylü, yeni yönetimi kurduklarını ifade ederek, “Yeni yönetimde gençlerin sorumluluk almasını istediğimiz için gençlere ağırlık verdik. Didim’in basın emekçilerinde Umut Kaşan, genç emekçi arkadaşımız Mustafa Sorkulu, Alphan Koca, Melek Erbaş daha önce sendikal faaliyetlerde bulunmuş Hacı Çoban yer alıyor.” dedi.
Tüylü, yönetimi oluştururken özellikle dünyaya sınıf bakış açısıyla bakan emekçi arkadaşlardan oluşturduklarını ifade ederek, “Hani ilerleyen dönemlerde ilk olarak bizim önceliğimiz mahalle meclisleri kurmak O mahalledeki yaşayan yurttaşların sorunlarını bizzat kendilerinden dinlemek. Ona göre çözüm bulmak. O yurttaşlara dokunmak. Onun dışında aynı şekilde yönetime geldiğimizde kadın örgüt sekreterliği, eğitim sekreterliği, kültür sanat gibi bürolar kurduk. Özellikle kadınlar konusunda TİP’li kadınlar zaten Türkiye'de de çoğu şeye ön ayak olmakta. Burada da biz aynı şekilde parti genel merkezindeki TİP’li kadınların nasıl siyaset yürütüyorsa o siyaseti Didim'de de yerelleşerek niyetimiz var.” dedi.
SORUNLARI MUHATTABLARINDA DİNLEYECEĞİZ
Yerel seçimlerde sosyalist parti olarak adaya çıkartabileceklerini ifade eden Tüylü, “Tabii ki hani bir sosyalist parti olarak aday çıkarmak istiyoruz. Hani biz sırf ama aday çıkarmak için de aday çıkaralım düşüncesinde değiliz. Hani biz Didim'in sorunları nasıl çözülür? Sorunun muhattabına gitmeyi düşünüyoruz öncelikle. Hani Didim'de mesela sokak hayvanlarıyla ilgili bir sorun mu var? Gidelim Sokak Hayvanları Derneği'yle konuşalım. Kadınlarla ilgili bir sorun mu var? Kadın dernekleriyle konuşalım. STK'larla konuşalım Önce bir hani halkı bir yoklayalım istiyoruz. Halklarla görüşelim. Didim'de yaşayan yurttaşlarımızla. Onların fikirlerini alalım. Sorunlarını dinleyelim. Bunlara ne çözüm üretebiliriz? Bunları tartıştıktan sonra Hani öyle bir düşüncemiz var. Adaylık veya belediye meclis konseyine üye çıkarma düşüncemiz var. Mahalle meclislerini kuracağız. Oradaki sorumlu arkadaşlarımız o mahallenin dertleriyle yurttaşların sorunlarıyla ilgilenecek, dinleyecek onları. Hani ona göre bir plan yapacağız. Muhtarlık düşüncemiz var. Aslında ilk konuştuğumuz konulardan biri oydu. Bir muhtar adayı çıkartalım, belirleyelim. Hani bizim partimizin düşüncesini yansıtacak, partinin tavrını, tutumunu bir sosyalist bir aday bulduğumuz takdirde öyle bir niyetimiz var.” dedi.
ÇÖZÜMÜ SOSYALİST BİR TEMELDEN ALIYORUZ
Tüylü, mahalle meclislerine ve birim çalışmalarına önem verdiklerini belirterek, “Özellikle seçim sürecine girdiğimiz bu süreçte Elbette ki Didim'in bir sürü sorunu var. Hangi vatandaşa dokunursak dokunalım, kendine göre bir sürü sorunlar anlatabiliyor. Herkes sorunları bilmesine rağmen çözüm noktasında bizi diğer siyasi partilerden ayıran onlardan farklılaştıran bir nokta var. Biz çözümü gerçekten halkçı, sosyalist bir temelden alıyoruz. Bunu yaparken de özellikle parti olarak birim çalışmalarına önem veriyoruz. Partinin ilçe örgütünün altında birim dediğimiz her mahallede örgütlenecek küçük parti büroları oluşacak. Bu parti bürolarını asıl görevi seçim süreci değil bütün süreçlerde ve ajitasyondan hareket edebilecek, mahalle meclislerini kurmak. Geçen seçim sürecinde de mahalle meclisleri gündeme geldi. Bütün siyasi partilerin gündemindeydi. Hatta sosyal demokrat partililer de bunu gündemlerine aldılar ama dediğim gibi yerde AK Parti'ye 250 tane mahalle meclisi kurdu. Şimdi AK Parti'nin mahalle meclislerine bakışıyla bizim bakışımız arasında uçurumlar var. Onlar sadece onlara oy potansiyeli olarak görüyorlar. Çözümü biz hallederiz diyorlar. Sorunu da biz biliyoruz diyorlar. Ama biz diyoruz ki sorunu bilenler de beraber sorunu tartışmak onların kendi sorunlarına sahipleneceği bir örgütsel yapıdaki bir mahalle meclislerini düşünüyoruz. Aramızdaki bütün fark bu. ” dedi.
DİĞER PARTİLERLE DE ARAMIZDA HİÇBİR FARK OLMAZDI
Didim’in, Türkiye'nin en pahalı suyunu tükettiğini söyleyen Tülyü, “ Yani burada bir emeklinin aylık 250-300 lira suya sadece para vermesi onun yarım kilo etten mahrum ediyor. Su normalde anayasa bir haktır. Herkes doğanın ürünlerini kullanmak zorundadır. Ve ücretsiz olmak zorundadır. Ekmekte en pahalı ürünlerden birisi. Yani fakirin lokmasını küçülttüler. Bir ekmek yedi buçuk lira. Belediye Halk Ekmekleri daha da genişleterek en ucuz ekmeği üretebilir. Et ürünlerinden, süt ürünlerinden halka yönelik ucuz, kooperatiflerde geliştirerek çiftçilerin de önünü açarak daha ucuz tarım ürünleri elde edebilirler. Ama diyeceksiniz ki bu kadar Gübrenin fiyatının yüksekliğine, mazotun pahalılığında belediye nasıl işin içinden çıkacak? Belediye özel sektöre vermeden bunu kendi üretme çiftliklerinde ürettikleri takdirde Hem işçilikten düşecek hem maliyetten düşecek. Ata tohumları çok rahatlıkla ucuza bu tarım politikası yürütülebilinir. Zeytin ve incir bu bölgenin Olmazsa olmaz ürünlerden bir tanesi. Yaşam kaynakları. Ekonomileri bunun üzerine. Yani bundan 20 önce sadece İncir kurusuyla çocuğunu üniversiteye bitiren annelerle tanıştık. Ama şimdi inciri para etmiyor. Çünkü incir üretimi yok. Özellikle bu bölgede jeotermal etkisiyle yani çevre katliamıyla madenlerin açılmasıyla, çevre katliamıyla, zeytinlikler bitirildi. İncirler bitirildi ve köylünün burada yaşama hakkı elinden alınmış oldu. Elbette ki bu Didim'in sadece Didim'in sorunu değil, bu bölgenin sorunu. Bu Türkiye'nin sorunu. Ama bizim çözüm noktamız şudur. Halka en ucuz vergisiz rahat ulaşabileceği bir yaşam hakkı tanımaktır. Bizim parti olarak parti programında da bunlar yaşamı standart hale getiren yaşanılabilir hale getiren bir parti programına sahibiz. Yoksa diğer partilerle de aramızda hiçbir fark olmaz. ”ifadelerini kullandı.
HABER: ELİF DİKBAŞ
