Makalenin başlığını Prof. Dr. Cihat Karaali kitabından aldım. Kitap Günü makalemde böyle değerli bir kitaba sahip olduğumu ve buna dair sevincimi sevgili okuyucularımla paylaşmıştım.

Her seçim kampanyasında Alman basın ve medyası, Almanya Türk Toplumunu genelleyerek uyumsuz Türkleri konu eder, oy avcılığı yapardı.

Bu nedenle uyum (Integration) kelimesi zihnimde tek bir anlamla negatif iz bırakmıştı. Bu kitapla kavram hürriyetine kavuştu. Hakkında kitap yazılacak kadar geniş ve çeşitli daireler oluştu.

Kitabı, kitap seven herkes okumalı. Ama Sosyoloji, Psikoloji ve Felsefe konularında doktora çalışması yapan üniversite öğrencileri mutlaka kaynak olarak kullanmalı.

Kelimenin kökü olan uymak kavramının anlamı oldukça geniş. Ölçü yönünden birbirine uygun olmak, birbirini tutmak, yakışmak, bir kimsenin veya bir şeyin isteğine göre davranmak, elverişli olmak gibi çeşitli anlamları sıralamak mümkündür.

İkamet ettiğim binanın tam karşısına IKEA mağazası binası inşa edilince, piknik yaptığımız avlunun, komşuların ızgara grubunun önü tamamen kapanmıştı. Okur yazar sizin evde diyen, komşuların ricasıyla mektup yazdık, imza topladık. Mobilya mağazası olumlu cevap verdi, duvarına paralel olarak tel duvar inşa edildi ve sarmaşık bitkiler ekildi.

Yıllar sonra bu bitkiler yeşil bir duvar olarak, kuş ve kelebeklere ev sahipliği yapıyor. Gerek mutfak penceresinden gerekse avluda bu doğa uyumluluğuna hayran oluyordum. Ama içimde bir ses, duyuyorum ama anlatamıyorum, diyordu.

Aradığım şiirsel ifadeyi bu kitabın önsözünde bulunca rahatladım. Uyumluluk hayatımızın her alanında gerekli. Örnek alacağımız doğadan uzaklaşmakla insan evlâdı çağımızda uyma sorunu yaşıyor. Tarihte kişisel gelişim ve doğayı gözleme sayesinde bugün ulaştığımız tıp ve teknolojide icatlar sağlanmıştır.

Akar su yolunu buluyor, sarmaşık bitkileri güneş, toprak ve suya erişirse tırmanacak tel örgü bulamazsa, yerde dallarını uzatıyor.

Saksıda orkideyi gözlüyorum, yapraklar ve çiçeği sıraya göre var oluyor ve sırayla soluyor. Tüm canlılarda olduğu gibi ilk açan çiçek ve yaprak ilk önce soluyor. Güneşe doğru büyüyüp gelişerek birbirlerine mesafe bırakıyor, kavga etmeden nefes ve ışık alıyorlar.

Kitabın içindekiler listesinde sıralanan her alt başlık bir makaleyi içeriyor. Bu nedenle tek bir makalede tanıtım yazmak ve özetlemek kolay olmadı.

Fakat daha iyi anlaşılması için, beynimizin kendi bölümleri içinde uyumluğu örnek olarak verince, kolay olur. Duygu, düşünce ve hareket kumandası hızlı bir şekilde vücudumuzun diğer organlarına iletiliyor. Organlarımızdan birisi görevini

yerine getiremezse hasta oluyoruz. Aynı şekilde toplumun yapıtaşları, tüm sosyal organlarda uyumluluk sağlanmazsa, netice negatif olur.

Yazım yönünden edebiyat eleştirmenleri oldukça zorluk çekerler. Fevkalade bilimsel bir anlatım ifadesi var. Kafasında düşünceden düşünceye uçanları uyarıyorum, dikkatinizi toplayarak bu kitabı okumanız gerekir. Zira cümleler yan cümlelerle uzuyor, başlangıcı kaybetmeden okumak zaman kaybını önler. Bilimsel anlatımı okuyan okuyucu Türkçe diline bir kere daha aşık olacaktır.

Bu kadar merak uyandırdıktan sonra alt başlıkları sıralamakta fayda var. On yedi alt başlık şöyle sıralanıyor; Toplum Kültürüne Uyumluluk, Uyumluluğun Çocuk Eğitimindeki Önemi, Uyumlulukta Konuşma Gerekliliğinin Önemi, Sevgi ve Sevmekte Uyumluluk, Kişide Saldırgan (Agresif) Davranışlar, Bilinçsizliğin Randımanı ve Öncülere Uyum, Çağdaş Aydınlanmada Öncülük, Ulusal Birlikteki Uygulamalar, Önder Neden Anılır? Eğitimin Yaşamdaki Önemi, Tabiata Bağlılık, Hurafelikte Cahillik, Mülkiyet ve Sefalet, Adalet ve Demokrasi, Saygınlık, Uyumsuzluk, Doğa Evladı.

Kitap 130 sayfadan ibaret, ama roman veya hikâye gibi okunacak bir kitap değil, bilimsel başucu kitabı.

Kitabın yazarı Cihat Karaali 1954 yılında Antakya’da dünyaya geliyor. İyi ki gelmiş, yoksa gelecek nesillere, bilhassa Almanya’da örnek gösteremezdik. Antakya Fen Lise tahsilinden sonra okuma amacıyla Almanya’ya geliyor. Kiel Christian Albrecht Üniversitesi İletişim Yüksek Mühendisliği Fakültesi’nden mezun olduktan sonra da tahsiline devam ederek Berlin Teknik Üniversitesi Elektronik Fakültesi’nde Yüksek Mühendislik Bölümünü de bitiriyor.

SIEMENS ve Biotronik firmalarında çalışıyor. Doktora çalışmasını Berlin Teknik Üniversitesi Elektronik Fakültesi’nde tamamlar. Yazar ve doçent olarak çalışmaya devam ediyor. Patentleri, bilimsel çalışma metinleri ve kitapları bulunmaktadır. Jena Üniversitesi’nde Elektro Teknik, Kontrol Tekniği ve Mikroişlemci Teknik bölümlerinde profesör olarak çalışıyor.

Berlin ADD’de konferans verdiği bir toplantıda kendisini tanıma fırsatım olmuştu. Başarılarının devamını diliyorum.

Uyumluluk, alt başlıkta sıralandığı gibi her konuda başarı, huzur ve barış demektir. Uyumsuzluk insanda duyguların katılaşmasına sebep olur. Doğadan uzaklaşan insan gelişemez hem kendisine hem de çevresine faydalı olamaz. Her türlü hastalığa açık olur. Polisiye olaylar da son yıllarda sık sık duyuluyor. Katil, hırsız veya şiddet uygulayanlar, ruhsal hasta olanlardan çıkıyor.

Barış içinde yaşamayan insan uyumlu olamaz. O halde öncü düşünürlere sorumluluk yükleniyor, Ülkeleri idare eden hükümet üyeleri öncü düşünürlerin söz, uyarı ve önerilerine kulak vermeli, iyi dinlemelidir.

 Uyumsuzluk ailede, okulda, toplumda ve tüm gezegenimizde şiddet ve savaşlara sebep olur. Sanatların en zoru insan olma sanatıdır. Bu nedenle, çocuk ve gençleri eğitime ve öğretme yolunda eğitmen, öğretmen, öğretim üyelerine ve ailelere çok önemli görev düşüyor.

Nobel Ödül sahibi Albert Schweitzer’in küçükken annesinin iyi geceler dileğinden sonra ettiği dua uyumluluğuna katkı sağlıyor.                        

“Tanrım, nefes alan herkes inayet ve koruman altında olsun, onları her türlü kötülükten muhafaza et ve rahat uyumalarını sağla.”

Ben de torun ve öğrencilerime duamı, temennimi bıkmadan tekrar ediyorum. Protestan dinine ait bir dergide okuduğumdan esinlenerek yazmıştım.

“Tanrım, karşılaştığım ve değiştirmeyeceğim şeyler için bana sabır, değiştirebileceğim şeyler için bana güç ve cesaret ver. İyi ve kötüyü ayırabilmem için, aklımı mantığımı kullanmaya izin ve huzur ver.”

Çoğunluğu teşkil eden toplum uyuma kapı aralamazsa, azınlık gruplar kendine yakın, aynı ve benzer paralel toplumda huzur bulur. Bu küçük gruplar, toplumla kesit noktalarında birleşirse ülkede uyumluluk sağlanmış olur. Yani uyumluluk tek tarafla mümkün olamaz.

Ayrımcılığın ve maalesef ırkçılığın olduğu bu ülkede ve tüm gezegenimizde çocuk ve gençleri tesadüfler, kadir kıymetini bilen, öğrenmeye teşvik eden insanlarla karşılaştırsın.

Uyumla kalın!

Kaynak olarak kullandığım, tanıtmaya çalıştığım ve mutlaka okunmasını önerdiğim kitap:

Cihat Karaali, Uyumluluk – Kişisel Gelişim, Cumhuriyet Kitapları, İstanbul, Şubat 2024

Alıntı sayfa 118

ISBN: 978-625-6503-28-1

www.cumhuriyetkitap.com.tr