Türkiye-Yunanistan nüfus mübadelesi, 1923 yılında Lozan Barış Antlaşması'na ek olarak yapılan sözleşme uyarınca Türkiye Cumhuriyeti ve Yunanistan Krallığı'nın kendi ülkelerinin yurttaşlarını din esası üzerine tehcir ve zorunlu göçe tabi tutmasına verilen addır. Göçe tabi tutulan kişilere ise mübadil denir. Mübadele ile 1.200.000 Ortodoks Hristiyan Rum, Anadolu'dan Yunanistan'a; 500.000 Müslüman Türk de Yunanistan'dan Türkiye'ye göç etmek zorunda kalmıştır. (1)

Mübadele din esasına göre yapıldığı için Müslüman Balkan Romanları da mübadeleye tabi tutulmuşlardır. Yunanistan’a Rum kökenlilerin yanı sıra Türkçe konuşan Karamanlı Ortodokslar da göç ettiler. Türkiye’ye de Rumca, Arnavutça, Ladino(bir Yahudi lehçesi), Bulgarca, Slav dilleri ve Roman dilleri(Romanes) konuşan çeşitli Müslüman topluluklar göç ettiler. Yeni Türk devleti din açısından aynı olan insanlar topluluğu kurmaya çalışırken farklı kültürler ve kökenlerden insanların bir arada yaşayacağı bir sürece girdi. Anadolu nüfusu ile Türk kimliğine dayalı ulus inşası önemli bir hedefti. Ortak olan din temeli sayesinde bu hedefe yönelik politikalar yürürlüğe kondu.

Genç Türkiye Cumhuriyeti mübadele kapsamı içine aldığı Romanları; tarımsal işgücü, zanaatkâr ve niteliksiz emek gücü olarak gördüğü için hem kırsal alanlara ve hem de şehirlere yerleştirdi. Türkiye’ye gelen mübadil Roman göçmenlerin çoğu Makedonya ve Selanik’in Kavala, Drama, İskeçe gibi tarımla uğraşan bölgelerinden gelen mevsimlik tarım işçileriydi. Toprak sahiplikleri de pek yoktu. En çok uğraştıkları tarımsal faaliyet tütün işçiliğiydi. “Hane reislerinin meslekleri bölgedeki tarımsal ürün çeşitliliğine uygun olarak çiftçi, rençper, amele, tütün ziraatçısı, tütün amelesi, orakçı, ipekçi, bağcı olarak kayıtlara geçmiştir. Köylü hane reislerinin küçük bir kısmı ise tarımın yanı sıra demircilik, kalaycılık, saraçlık ve sepetçilik gibi çeşitli zanaatlarla geçimlerini sağlamaktaydı”. (2)

Mübadil Roman tütün işçilerinin yoğun olarak geldikleri Yunanistan, krallık karşıtlığının yaygın olduğu bir ülkeydi. Bu kapsamda halk arasında barış, özgürlük, kardeşlik, işçi hakları, sendikacılık konularındaki söylemler yaygınlaşarak yoksul geniş kitleler arasında benimsenmiştir. Balkan Savaşı’nda, Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı sırasında Yunan aydınları Türklerle savaş yapılmasına engel olmak üzere önemli direnç göstermişlerdir. Hatta 200 kadar solcu Yunan askeri Türklerle savaşa karşı “Anadolu’nun işgali Britanya emperyalizminin bir oyunudur. Britanya mazlumların kanıyla yeni sınırlar çiziyor. Biz bu oyuna alet olmayacağız. Anadolu halkı bizim kardeşimiz. Biz onları öldürmeyeceğiz”cümlelerini içeren bildiriyi imzalamış savaşa ve işgale karşı çıkmışlardır. Yaklaşık 200 Yunan astsubay ve askeri Anadolu’nun işgaline karşı çıktıkları için  4 Ocak 1921 tarihinde İzmir’in Balçova İlçesinin İnciraltı sahilinde kurşuna dizilmişlerdir. (3)

Yunanistan’da Krallık karşıtlığı ile güçlenen fikirler kapsamında sendikal mücadeleler, eşitlik, emeğin kutsallığı gibi kavramlar o dönemde Yunanistan’da geniş kitlelere yayılarak güçlenmiş kırsal alanında özellikle tütün işçiliğinde çalışan işçiler arasında yer alan Romanlar da bundan etkilenmişlerdi. Bu özellikleriyle Mübadil Romanlar, Ülkemize gelince Türk sendikacılığının yerleşmesi için önemli rol oynadılar. Bunun tarihi ve  sosyolojik kökeninde Yunanistan’da 1890’lar ve 1900’lü başında özellikle Avrupa’da tahsil gören eğitimli kitlenin öncülüğünde gelişen ve işçiler arasında da yayılan aydın düşüncelerin rolü vardır.

Mübadil Roman tütün işçileri işçi hakları, çalışma yaşamı, eşit işe eşit ücret ödenmesi, tatil ve dinlenme hakları gibi konularda bilinçliydiler. Özellikle tütün tarımının yapıldığı bölgelerde yerleşen işçilerin zamanla sendikal mücadele içinde yer alması Türk sendikacılığının gelişmesi için önemli olmuştur.

Balkan coğrafyasında özellikle de Yunanistan’ın tütün üretim bölgelerinde genel olarak tütün işçilerinin son derece yüksek bir politikleşme düzeyi söz konusudur.  Müslüman Roman tütün işçileriyle üretim birimlerinde birlikte çalıştıkları ve politik olarak daha aktif oldukları anlaşılan Müslüman olmayan işçilerin, Roman tütün işçilerinin politikleşme süreçlerinde belirgin bir etkileri olduğu anlaşılmaktadır.(4)

1923-1945 dönemi Türkiye’de nüfusun az, işin çok olduğu bir dönemdir. Yunanistan'da grevi öğrenen, sendikal mücadele ile haksızlıkları önlemeye alışık olan tütün işçileri bir çok faaliyet yasak olmasına rağmen Romanların yoğun olduğu İstanbul, Samsun (Bafra) ve İzmir’de tütün üretiminde politik ve sendikal deneyimlerini hızlı bir biçimde yeni kuşaklara da aktarırlar.

Savaş şartlarının sona erip 1946’da çalışma mevzuatının değiştirilmesi ile Roman tütün işçileri İstanbul Ortaköy’de Tütüncüler Sendikası'nı kurarlar.  Başkanı da Roman bir tütün işçisidir. Ancak, sendika kısa bir süre sonra kapatılır, tütün işçilerinden önde gelenleri de içinde olmak üzere çok sayıda insan  tutuklanır, ceza alırlar.

Beş yıl sonra 1951 yılında yapılan TKP tevkifatında tütün işçileri de tutuklanmıştır. Davalar sürerken 1953 yılında hükumet bir pişmanlık yasası hazırlar. Yasanın özü, pişmanlığı ifade ederken davadan dönme anlamına gelen bir pişmanlık cümlesinin kurulmasıdır. Bu yasadan Partinin eğitimli kesimi yararlanır. Roman tütün işçilerinden hiç kimse o cümleyi kurmaz ve dolayısıyla pişmanlık yasasından yararlanmaz.

Romanlar ve Roman tütün işçileri konusunda çok sayıda araştırmaları olan sosyolog Egemen YILGÜR; aynı tevkifata uğrayan Orhan SUDA’nın hatıralarında “Tütün işçiliğini ve hapishaneciliği kader bellemişler. A be, bu da geçer deyip kasap havası oynuyorlar, devrimci marşlar söylüyorlar ... Biz okumuşların ince hesapları yok onlarda. Bodoslama girmişler hayatın içine. Köklü bir geleneğin umut yüklü simgeleri olmuşlar. Azla yetinmesini biliyorlar. ..” şeklinde yazdığını belirtiyor.(4)

Roman tütün işçilerinin Türkiye’de işçi hareketlerinde etkin olmalarını açıklarken, Balkanlarda edindikleri politik kültürün etkisinin daha yüksek olduğu söylenebilir.

Yararlanılan Kaynaklar:

(1) https://tr.wikipedia.org- Türkiye-Yunanistan nüfus mübadelesi başlığı 28.07.2023

(2) Nurşen GÜRBOĞA, Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi ve Devletin Mübadil Romanlara İlişkin Söylem ve Politikaları Sosyal Bilimler Dergisi/Journal of Social Sciences Cilt/Volume IX Sayı/Number 1 Nisan/April 2016

(3) Yıldırım KOÇ, ‘Türkler kardeşimizdir’ dediği için idam edilen Yunan askerleri (ilkkursun.site) 15.04.2020

(4) Egemen YILGÜR: Türkiye Solunun Unutulmuş Özneleri: Roman Tütün İşçileri. Academia.edu