A C I 
Acı öz Türk­çe bir ke­li­me olup dert, keder, elem, ağrı, sızı, yas an­lam­la­rın­da kul­la­nıl­mak­ta­dır. İnsa­noğ­lu doğar doğ­maz acıy­la kar­şı­la­şır ve ağ­la­ma­ya baş­lar. Acı­nın bü­yü­ğü var­dır, kü­çü­ğü var­dır. Büyük acı­la­rın geç­me­si uzun zaman alır ve derin izler bı­ra­ka­bi­lir. Kişi her an bir acıy­la kar­şı­la­şa­ca­ğı­nı ak­lın­dan çı­kar­ma­ma­lı ve daima ha­zır­lık­lı bu­lun­ma­lı­dır.
Acı­la­rın en acı­sı­nı ki­şi­nin kendi ken­di­ne çek­tir­di­ği acı­dır. Bu da in­sa­nın en büyük kö­tü­lü­ğü ken­di­si­nin ken­di­si­ne yap­mış ol­ma­sın­dan ileri gel­mek­te­dir. Bu dün­ya­da hemen hemen acı çek­me­yen kişi yok de­mek­tir. Zen­gi­ni acı çeker, yok­su­lu acı çeker, se­ve­ni acı çeker, se­vi­le­ni acı çeker. Ama en büyük acıyı kar­şı­lık­sız se­ven­ler, he­de­fe ula­şa­ma­yan­lar çeker. Fer­hat’ın Şirin için çek­ti­ği acı­nın, Mec­nun’un Leyla için çek­ti­ği acı­nın ne demek ol­du­ğu­nu sa­de­ce se­ven­ler bilir. Nice in­san­lar var­dır sev­dik­le­ri için acı çe­ker­ler. Zen­gin­lik­ten fa­kir­li­ğe sü­rük­le­nen­le­rin çek­tik­le­ri acı­lar da büyük acı­lar­dan­dır. Bu me­yan­da Dante : “ Se­fa­let için­de, mesut an­la­rı ha­tır­la­mak­tan daha büyük acı ola­maz insan için.” de­miş­tir. Dos­to­yevs­ki de: “ Büyük in­san­lar şu dün­ya­da büyük acı­lar çek­mek zo­run­da­dır.” de­miş­tir. Se­ven­le­rin daha çok acı çek­tik­le­ri doğ­rul­tu­sun­da Vic­tor Hugo ise : “ Öğ­ren­dik­ten, sev­dik­ten sonra daha çok acı çe­ke­cek­si­niz.”, Ge­or­ge Sand ise : “ Hangi acı sev­me­nin ver­di­ği acı­dan daha asil, daha de­ğer­li­dir ? “ de­miş­tir. “Zaman bütün acı­la­rı unut­tu­rur” der­ler. Mutlu olmak için acı veren şey­ler üze­rin­de fazla dur­ma­mak, ondan bir an önce kur­tul­mak ge­re­kir. Acı çe­ken­le­re te­sel­li ver­mek ga­ye­siy­le Sop­hok­les : “Ölüm­lü­ler ara­sın­da acı gören bir sen de­ğil­sin.” di­ye­rek mut­lu­lu­ğu ara­ma­nın doğru ola­ca­ğı­nı öner­mek­te­dir.
İnsan­la­rın çoğu hemen hemen her gün acı çek­mek­te­dir­ler. Kişi bu acı­la­ra da­yan­ma­sı­nı bil­me­li me­ta­ne­ti­ni kay­bet­me­me­li­dir. En büyük acıyı se­ven­ler çek­tik­le­ri için bun­la­rın ira­de­le­ri­ni kul­lan­ma­la­rı, daha sa­bır­lı ol­ma­la­rı ge­rek­mek­te­dir. Bu gu­rup­ta sık sık in­ti­har­la­ra veya ak­lı­nı kay­bet­me olay­la­rı­na rast­lan­mak­ta­dır.
Acı­lar bazen üst üste, biri bit­me­den di­ğe­ri baş­la­ya­bi­lir. Her ha­lü­kar­da me­ta­net­li, sa­bır­lı, ira­de­li ve za­ma­na bı­rak­ma­sı­nı bil­me­li­yiz. Yoksa acı­lar içe­ri­sin­de bi­te­vi­ye kıv­ra­nı­rız. Mut­lu­lu­ğu asla ya­ka­la­ya­ma­yız. Sa­tır­la­rı­mı­zı Bal­zac’ın şu güzel sö­züy­le son­lan­dı­ra­lım.
“İnsan ya acı­la­rı­nı unut­ma­sı­nı, ya da kendi me­za­rı­nı kaz­ma­sı­nı bil­me­li.”
 


YETİMLERİ SEVİNDİR
Ya­şa­dı­ğın müd­det­çe dün­ya­da olma cimri
Ağ­la­yan ye­tim­le­rin göz­yaş­la­rı­nı din­dir
Kalû be­lâ­dan beri Yüce Allah’ın emri
Her zaman ve her yerde ye­tim­le­ri se­vin­dir.

Allah rı­za­sı için aşk ile vecde dalıp
Ge­ce­nin geç vak­tin­de huşu için­de kalıp
Haz­re­ti Mu­ham­med’i ken­di­ne örnek alıp
Her zaman ve her yerde ye­tim­le­ri se­vin­dir.

O masum hal­le­riy­le gö­nül­le­re hep dolan
Reşit olun­ca­ya dek yurt­lar­da huzur bulan
Vatan, mil­let uğ­ru­na ba­ba­sı şehit olan
Her zaman ve her yerde ye­tim­le­ri se­vin­dir.

Ba­ba­sız ço­cuk­la­ra kol ve kanat ge­re­rek
İmkân­la­rı kul­la­nıp ye­tim­le­ri gö­re­rek
Sağ­lı­ğın ye­rin­dey­ken çok se­va­ba gi­re­rek
Her zaman ve her yerde ye­tim­le­ri se­vin­dir.

Ök­sü­ze ve ye­ti­me yar­dım benim ni­ye­tim
Yetim yur­du­na gider kes­ti­ğim kur­ban etim
“Şey­tan asla yak­laş­maz sof­ran­da varsa yetim”
Her zaman ve her yerde ye­tim­le­ri se­vin­dir.

Bu­lû­ğa gir­me­miş­se sorma sakın ya­şı­nı
Elin­le ok­şa­ya­rak ye­tim­le­rin ba­şı­nı
Bun­lar­la pay­laş dos­tum ek­me­ği­ni, aşını
Her zaman ve her yerde ye­tim­le­ri se­vin­dir.

Öksüz, yetim di­ye­rek te­pe­ler­den süz­me­den
Ömrün bo­yun­ca koru, kim­se­si­zi üz­me­den
Çev­ren­de­ki ye­ti­mi hiç­bir zaman ez­me­den
Her zaman ve her yerde ye­tim­le­ri se­vin­dir.

Adım at­ma­dan önce düşün sen derin derin
Se­va­bın fazla ise cen­net­tir senin yerin
Bir yetim ol­du­ğu­nu unut­ma Pey­gam­ber’in
Her zaman ve her yerde ye­tim­le­ri se­vin­dir.

Asla hak­sız­lık etmez, Müs­lü­man’ım ben diyen
Öl­dür­se­ler ay­rıl­maz Hak yo­lun­dan ka­ti­yen
“Ateş yemiş de­mek­tir, yetim ma­lı­nı yiyen”
Her zaman ve her yerde ye­tim­le­ri se­vin­dir.

En az yılda bir defa hatim meali indir
Yolda kalan ye­ti­mi ara­ba­na al bin­dir
Fani olan bu dünya senin fani evin­dir
Her zaman ve her yerde ye­tim­le­ri se­vin­dir.
Şükrü ÖKSÜZ
 


TÜRK KI­ZI­LA­YI­NA
El­bet­te do­yu­rur­sun biz­le­ri kana kana,
Bir teh­li­ke olur­sa ya­şar­ken ca­nı­mız­da.
Min­net­ta­rız he­pi­miz mil­let­çi inan sana,
Her türlü afet­ler­de olur­sun ya­nı­mız­da.

So­kak­ta ka­lan­la­ra zor olur soğuk çek­mek
Evsiz kalan her­ke­se gö­re­vin çadır dik­mek
Ki­mi­ne giysi ver­din, ki­mi­ne aş ve ekmek
Her türlü afet­ler­de olur­sun ya­nı­mız­da.

Ayı­rım yap­ma­yı­şın, ya­kı­şı­yor şa­nı­na
Ara­yan bulur elbet, tak de­yin­ce ca­nı­na
Kan ara­yan her kimse, gelir senin ya­nı­na
Her türlü afet­ler­de olur­sun ya­nı­mız­da.

Ça­re­siz sen­sin yal­nız, dağ­lar­dan gelen selin
Du­ru­lur mu önün­de tay­fun ve esen yelin
Ya­ban­cı ül­ke­le­re gi­di­yor yar­dım elin
Her türlü afet­ler­de olur­sun ya­nı­mız­da.
Al­be­ni AKÇAY - NAZİLLİ
 


ERZİNCAN’DAN MARAŞ’A
Şu­ba­tın al­tı­sı sa­ba­ha karşı
Sav­rul­duk uy­ku­da yerle bir olduk
Can­hı­raş fer­yat­lar dö­ver­ken arşı
Bak yine top­ra­ğın al­tı­nı bul­duk.

Birer kum yı­ğı­nı paslı bi­na­lar
Enkaz dağ­la­rı­na dönen şe­hir­ler
Ça­re­siz ba­ba­lar, dert­li ana­lar
Göz­ya­şıy­la çağ­lar yaslı ne­hir­ler.

Asır­dan uzun­dur du­yu­lan acı
Gö­çü­ğün ba­şın­da her geçen saat
Ka­na­yan yü­re­ğin nedir ilacı?
Ca­nı­nı ke­fen­siz gö­mer­ken hey­hat.

Acı­dan mil­le­tin pa­yı­na düşen
Ru­hu­mu­zu sar­san ka­çın­cı dep­rem?
Bağ­rı­nı de­le­rek der­di­ni deşen.
Ka­çın­cı ız­dı­rap, ka­çın­cı elem?

Kim dü­şür­dü bizi pe­ri­şan hâle?
Ya­şa­nan ger­çek mi yoksa yalan mı?
De­se­ne al­la­señ bakıp ah­va­le
Ölen mi kur­tul­du arda kalan mı?

Mem­le­ket üs­tün­de kesif bir gaf­let
Bil­mem ha­va­sın­dan bil­mem su­yun­dan
Ders olur mu der­sin bu son fe­la­ket?
Vaz­ge­çer mi acep huylu hu­yun­dan?

San­ma­yın sa­hip­siz, san­ma­yın garip
Yü­re­ğin­de sevgi, şef­kat, mer­ha­met
Dün ol­du­ğu gibi el ele verip
Bu zor gün­le­ri de aşar bu mil­let.
(11.02.2023)
Salih ERDEM - AYDIN

 


YÂR DENİNCE
Ney­ler­se bu gönül sev­da­ma eyler
Kalbe sarar hüzün ha­zan­dan eyler
Aşka bül­bül olmuş da­lın­da gülüm
Yâr de­nin­ce yürek der­di­ni söy­ler.

Yok­lu­ğun içim­de bit­me­yen yara
An­dık­ça is­mi­ni ka­nı­yor yara
Nere git­sem alıp ba­şı­mı gülüm
Yâr de­nin­ce yürek der­di­ni söy­ler.

Gül yüz­lüm res­mi­ni du­va­ra astım
Ge­lir­sen ki­li­di ka­pı­ma astım
Ben seni gö­nül­den sev­miş­tim gülüm
Yâr de­nin­ce yürek der­di­ni söy­ler.

Kı­rıl­dı ka­le­mim si­ne­ye yaz­dım
Tü­ken­mez sev­da­ma mıs­ra­lar yaz­dım
Göm­sem de ma­zi­ye unu­ta­mam gülüm
Yâr de­nin­ce yürek der­di­ni söy­ler.

Daha ben öl­me­den me­za­rım kaz­dın
Ben sana değil de ka­de­re kız­dım
Aş­kı­na dağ­la­nıp yan­dım bak gülüm
Yâr de­nin­ce yürek der­di­ni söy­ler.

As­la­noğ­lu bırak aş­kı­nı dur­sun
Kal­bin­den çıkar at mey­dan­da dur­sun
Sev­me­sen de canın sağ olsun gülüm
Yâr de­nin­ce yürek der­di­ni söy­ler.
Çetin ASLAN – AYDIN
 


RAST GELMİYOR BANA
Vay şu benim dert­li başım
Geçip gi­di­yor bak yaşım
Ne uğ­ra­şım nede işim
Neden rast gel­mi­yor bana.

Bir ga­ri­ban kulum işte
Kor ateş­tim külüm işte
Ger­çek olmaz bari düşte
Giden rast gel­mi­yor bana.

Ant iç­mi­şim inan gülüm
Sen­siz yaşam cana zulüm
Ra­zı­yım gel­sey­di ölüm
Eden rast gel­mi­yor bana.

Bakar durur yüzüm azgın
Hiç bir işim git­mez düz­gün
Bu can ya­şa­mak­tan bez­gin
Güden rast gel­mi­yor bana

Yoz­gat­lı ŞABAN'ı soran
Ka­na­yan ya­ra­sın saran
Demek ki gel­me­di sıram
Ecel rast gel­mi­yor bana.
Şaban KAH­RA­MAN - YOZ­GAT
 


DUVAK
Boz bu­la­nık­tı gök­yü­zü,
Göz gözü gör­mez bir za­man­dı…

Ba­lık­la­ma at­la­dı­ğım şehir
Çamur ko­ku­yor­du.

Ah! Kekik ko­ku­lu dağ­la­rın
Ber­rak de­re­le­rin­de çi­mer­ken
Duy­du­ğum kuzu me­le­me­le­ri
Hangi sön­müş yıl­dız­da kaldı?

Göz­le­ri ayak­la­rım­da
Otur­du­ğum yeri ya­dır­ga­yan biri
Geç­mi­şin iz­le­ri­ni sü­rü­yor
Oysa bir tur­na­nın seyir def­te­rin­de ka­yıt­lı
Işık hı­zın­da geç­ti­ğim yıl­dız­lar.

Götü gö­be­ği­ne ka­rış­mış
Ço­rap­la­rı hiç kok­ma­mış
Si­mit­çil mar­tı­lar
İşçi sır­tın­da güneş turu atı­yor.

Çocuk yaşta kir­len­di
Yı­kı­lan ta­pı­nak du­va­rı­na sı­kış­mış
Beyaz duvak

Ba­lık­la­ma at­la­dı­ğım şehir
Çamur ko­ku­yor.
Erkan ACAR - ÇİNE