Sevginin, saygının, dayanışmanın, güvenin ve güvencelerin olmazsa olmazıdır birliktelik. Aynı zamanda toplulukların, kurumların ve örgütlü yapıların temelidir. Zaten devlet oluşumu her koşulda birlikteliklerin ürünüdür. Birliktelikleri ayakta tutan şey; eşitlik, güven ve adil paylaşımdır. Her kayırmacı veya ayrıcalıklı yaklaşım birliktelikleri zedeler! Bu gibi oluşumlar maddi ve manevi olarak güç kaybına neden olur. Hatta potansiyel gelişmelere engel olabilir.

Birlik, bütünlük ve beraberlik gerekli mi, bu oluşum nasıl sağlanır? Bu sayılanlar millet olmanın olmazsa olmazlarıdır. Bunların yaşama geçirilebilmesi için; üzerinde paylaşımcı ve güvenilebilir bir vatanın olması gerekir. Manevi değerlerin korunarak daha da geliştirilebileceği en somut olan dayanak vatandır! Vatanın anlam ve önemini kavrayamayan kişilerin veya toplulukların geleceği olamaz. Vatanı “ana” olarak niteleyen saygın bireylerin duyarlığı anlaşılmalıdır.

Vatan, sınırları belli olan ve güvencelere kavuşturulmuş olan bir toprak parçasıdır. Bir adım daha ileriye giderek bu toprakların, üzerinde yaşayanlar için kutsal olduğunu söyleyebiliriz. Kutsallık kendiliğinden olabilecek olan bir şey değildir. Kutsalını belirleyenler; özgür iradi katılımcı bireylerdir. Normal bir birey, ülkesine normalin üstünde bir değer atfeder. Kendi ülkesinin topraklarını kutsayan birey, başka ülkelerin vatanlarının da onlar için kutsal olduğunun bilincindedir. Bu bilinçli farkındalık olumlu bir ayrıcalıktır. Kutsalı yaratan bireyler, ne yaptıklarının farkında olan bilinçli bireylerdir. Bilinçli bireylerin yarattığı kutsallar, soyut görünümlü somut olgulardır. Nedeni, dayanağı ve arka planı olan somut olgular, doğanın olanaklarıyla donatılan yaşamsal kutsalları yaratır. Bu somutu soyutla sarmalamak özünde yaşamsal bir duyarlılıktır. Bu sözü edilen olumlu kutsalların, mistik kutsallardan farkı, güncellenebilir olmalarıdır. Yani, değişim ve dönüşümlere duyarlı bir yapıya sahip olmalarıdır. Duyarlı yurtsever bireyler, kendileri için istediklerini öteki insanlar içinde isterler ki; işte birliktelik budur.

Kış günü yalınayak çocuk gördüğümde,

Sancılı kanamalarla sarsılır yüreğim!

Geleceksiz kalır kanadı kırılan düşlerim…

Yaşam yetimi olarak ne yapacağımı bilemem!

Birlikteliğin temelinde ortak yaşama iradesinin beyanı var. Bu aynı zamanda, devlet olmanın gerek koşullarındandır. Ortak yaşamın unsurları; din, dil kültür, adetler, ortak yaşanmışlıklar ve ritüeller var. Ortaklık havzasında ne kadar çok değişken yer alırsa, birliktelik bağı o oranda artar ve güçlenir. Paylaşılan yaşamla birlikte ortak gelecek düşünün paylaşılması önemli etkenlerdendir. Ortaklığın temelinde yer alan unsurlarla bireyler arasındaki bağlar hangi nedenle olursa olsun, koparılmamalıdır. Birliktelikleri tahrip eden şey, ortaklığa konu olan varlıkların özelleştirilmesi veya satılmasıdır. Unutulmamalı ki, toplumun ortak değerleri (maddi ve manevi) artırıldığında, birliktelik bağı pekiştirilir. İşin özü şu; birlikteliğin en temel bağı yurtseverliktir. Anti emperyalist ve anti kapitalist olmak; insanların ve tüm varlıkların varlık bilincine sahip olmakla olanaklıdır. Olay, olgu ve tüm oluşumların farkında olarak ve bilinçli bir biçimde hareket etmek gerekir. Ortak payda arttığında, birliktelik güçlenir. Bu nedenle milli bayramlara ve ortak değerlere gereken önem verilmelidir. Farklılıkların yarattığı zenginlikler göz ardı edilmemelidir. Her farklılığın bir artı değer olduğunun bilinciyle hareket edilmelidir.