Didim Cemevi bahçesinde yapılan açıklamaya, Cemevi üyelerinin yanı sıra kitle örgütü temsilcileri de katıldı. 
Basın açıklamasını Didim Alevi Bektaşi Kültür Merkezi ve Cemevi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Yüksel Tuncer okudu. 
Tuncer açıklamasında “ Torba yasa değil, cumhurbaşkanlığı kararnamesi değil, eşit yurttaşlık istiyoruz.” dedi.

DENİZ AKTAŞ: AÇIK AÇIK SUÇ DUYURUSUNDA BULUNUYORUM DENİZ AKTAŞ: AÇIK AÇIK SUÇ DUYURUSUNDA BULUNUYORUM

Tuncer, açıklamasında siyasi iktidarın ve AKP hükümetinin Aleviler üzerinde yürüttüğü asimilasyon politikalarının hız kesmeden devam ettiğini belirterek, “Cumhuriyetin birinci yüzyılında eşit yurttaş olarak görülmeyen Aleviler, ikinci yüzyılda tamamen köklerinden koparılarak inançları yok edilmek isteniyor.” dedi.

Tuncer, açıklamasında “Alevi toplumunun sorunlarını gerçekten çözmek istiyorsanız;  Alevi toplumunun temsilcilerini mutlaka dinlemelisiniz dedik. Alevisiz bir alevi açılımı yapmayın dedik. Bu kanun ile İbadetimiz olan Cem ve İbadethaneleri olan Cemevlerimiz bir sorun olarak gösterilmektedir. Sorundan yana değil çözümden yanayız dedik. Alevilik torbaya sığmaz dedik. Bunları söylediğimiz günün gecesi Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı Kültür Ve Turizm Bakanlığı Bünyesinde Kuruldu.

AKP’nin bu yasa tasarısı ve Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, Alevi İnancı ve Kimliğini zinhar inkâr etmek ve tanımamakla birlikte üstüne üstlük kendi zihniyetine göre bir Alevilik tanımı yapmaktadır. Bu yasa ile Aleviliği Sünni Geleneğin altında kültürel bir öge olarak göstermekte, İnancımıza ve kimliğimize hakaret etmektedir. 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararları, Alevi halkının talepleri onlarca yıldır ortada dururken, bu yasa tasarısı ve Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile AKP Hükümeti çözümü betonda, demirde görmektedir. Yıllardır dile getirdiğimizi buradan bir kez daha haykırıyoruz,
Siyasi iktidarda artık bunu görmek, anlamak ve uygulamak zorundadır. Aleviler var, Aleviler burada ve Alevilik haktır. Ve bir kez daha Analarımızla, Pirlerimizle, Dedelerimizle, yoluna Sıtk-ı Sadaketle bağlı çekilen onca eza, cefa ve çileye rağmen yolundan dönmeyen binlerce talibiyle halkın meclisinin önünde haykırdık.” ifadelerini kullandı. 

Tuncer açıklamasının devamında şunları kaydetti: 
Eşit yurttaşlık istiyoruz.  Eşit yurttaşlık hakkımızdan vazgeçmiyoruz. 
Biz Aleviler Kadimden bu yana, yetmiş iki millete bir nazarla bakmış, El- Ele, El-Hakka düsturu ile bu inancımızı bizden önceki ulularımızdan, pirlerimizden emanet almış ve inancımızı bizden sonrakilere teslim etmenin sorumluluk ve bilincindeyiz. 

Devraldığımız bu tarihsel bilinç ve sorumluluğumuzla, 8 Kasım 2022’de Meclis önünde bu yasa tasarısını neden kabul etmediğimizi, son derece barışçıl bir gösteri ve basın açıklamasıyla kamuoyu ile paylaştığımız günün gecesi, Alevilere gözdağı vermeye çalıştılar. 

Biz Aleviler;
Kerbela’da Şah Hüseyin, Anadolu’da Hünkar, Banaz da Pir Sultan, Nurhak’ta Şah Kalender gibi ne inancımızdan geçeriz ne de yolumuzdan döneriz. Şah Hüseyin’in kanıyla çizidiği sınıra sahip çıkma zamanıdır. Kerbela’dan bizlere miras kalan Hüseyni duruş, bizim omurgamızdır.
Biz Aleviler Cemevlerimizde, Cem ibadetimiz ile birbirimize niyaz olur, görür, görülürüz. Bin yılların birikimi inanç gerçeğimiz bu şekilde yaşamış ve yaşamaktadır. İnancımız El Ele- El  Hakka düsturu ile rıza temelinde Hak ile Hak olmak gerçeğidir. Bu mana bağı ile her varlık birbirine niyazdır. Kimsenin inancını ve ibadethanesini tarif etmeyeceğimiz gibi, kimse de bizim inancımızı ve ibadethanemizi tarif edemez. 

OCAKLARIMIZA, DERGAHLARIMIZA, İNANCIMIZA DOKUNMAYIN

Binlerce yıldır bu toprakların vazgeçilmez bir gerçeği olan Alevi- Bektaşi inanıcın temel değerlerini bugüne kadar yok saydınız.  Tarihi inanç köklerimiz olan ocak ve dergahlarımıza dönük baskılarınızın farkındayız.  Alevi – Bektaşi dergahlarının birçoğuna el koydunuz ya da kontrol altında tutularak işlevsiz hale getirdiniz. Aynı zamanda dedelerimizi zapturapt altına alarak, ocaklarımızı yok etmek istiyorsunuz. 

İktidar Sünni – Hanefi inancına biz Alevileri de ekleme amacındadır. Bizleri tarif etmeninizi ve tanımlamanızı kabul etmiyoruz. 

Ve tekrar tekrar ifade ediyoruz ki;

CEM İBADETİMİZ, CEMEVLERİ İBADETHANEMİZDİR.

Bir kez daha, yine, yeniden belirtmek istiyoruz ki;
Bizler, Anadolu’nun çok kültürlü ve çok inançlı çeşitliliğini tekleştirmeyen, Laik ve Demokratik bir ülkede, birlikte yaşama sevdamızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Demokratik Mücadelemizi, Yasal ve Hukuki zeminlerde aramaya ve savunmaya devam edeceğiz. 

HABER: ELİF DİKBAŞ