Ağlama sevincini bulutların ve düşlerin özgürlüğünü,
Yapraklarını dalların, güllerin renklerini çaldılar!
El atıp doğanın rahmine, kuluçkaladılar ucubelerini;
Kısırlaştırdılar tüm üretenleri, cehaleti örgütlü kıldılar(!)

 Zindan gözlerinde,

Ellerinde zindan….

Umudun bataklığında,

Yüreğin silme kan!..

Arınsın karanlıklardan gül gibi yaşamlar,

Dur demesinler al yeşil çiçek açımına ve doğuşuna güneşin…

Dur demesinler filizlerin gülümseyen sürgünlerine!

Barış için özgürlüğün kavgasına dur demesinler!

Derelerin ırmaklara ve ırmakların denizlere yürüyüşüne…

Dur demesinler emekçilerin onurlu yaşama uyanışına!

Duysunlar şarkıların yaşama seslenişlerini,

Çalmasınlar umutlarını gül açacak gonca gençlerimizin!

Ve bugünden el koymasınlar geleceğin yarınlarına(!)

Şehirlere kasabalarıyla, köyleriyle geldiler!

Hayallerini, inançlarını kinleriyle bilediler.

Yandaşlık kuytularında kaynakları kemirdiler!

El ele verip, efendileriyle; geleceği geçmişe çevirdiler!

Bugün yok edilirse, yarınlar hiç olamaz ki;

Ey geleceğin sahipleri, görünür kılın yarınlarınızı.

Kavrulmasın gelinlik düşler, akıl almaz kırımlarla…

Bizler adına üflesin yaşamın közlerine yarınlarımız.

Susmasın baharları üreten yürekler sonsuza kadar!...

Bu yarınlara yürüyen gül açımıdır,

Uyanır direşken sevda sürgünlerle…

Çeker ansızın renklerin tetiğini;

Çiçeğe durur umut yarınlar için!

Selam olsun söyleyemediğimiz şarkıları söyleyeceklere.

Yeter ki gün mevsimsiz yaprak dökmesin gün ortalarında!

Kendi haline bırakmayın canı yanan canlarımızı

Devrimci yüreğini közde dağlarken, umudu kurtuluştur!

Yaktığında bedenini gerçek acıların ateşi,

Bıçak kemiğe dayandığında seçeneksiz kalanlar;

Silah yapar bedenini, karışır yaşamın kavgasına!

Barış yaşamın en görkemli ve olmazsa olmazıdır…

Bulutlar tükenir, yağmurlar söner…

Gelinlik kız olur alev soluklu fidanlar.

Kurtuluşun kokusu sarar özlemli tenleri…

Güneş gülümsedikçe, yangınlardadır sevda!