Kendinizi hiç “yapmalıyım” (ya da yapmamalıyım) ya da “yapmalıyım” derken ya da düşünürken buldunuz mu? Yapmamız gerektiğini hissettiğimiz veya yapmak istediğimiz bir şey olduğunda bunu kendimize söyleyebiliriz.
Olması gerekenler ve zorunluluklar dediğimiz bu düşünce kalıbı, her insanın zaman zaman meşgul olabileceği yararsız bir düşünme tarzıdır. Yararsız düşünme stilleri, bireylerin içinde bulunduklarını fark etmeyebilecekleri otomatik alışkanlıklar haline gelebilir. Bu düşünceler, kaygıda artışa ve ruh halinde düşüşe neden olduğunda bu sorunlu hale gelir. Bu düzenli ve tutarlı bir şekilde gerçekleştiğinde, bireyin sosyal, akademik, mesleki ve kişisel yaşamı üzerinde zararlı bir etkisi olabilir. Anksiyete bozukluklarında ve depresif bozukluklarda, bireyin semptomlarının yapılması gerekenler ve zorunluluklar gibi yararsız düşünme stilleri tarafından sürdürülmesi yaygındır.
Yapmam gerektiğini ya da yapmam gerektiğini söylemek ya da düşünmek, gerçekçi olmayan beklentiler oluşturabileceğinden genellikle kendimize baskı yapar. Bu daha sonra ertelemeye ve hayal kırıklığına yol açabilecek strese neden olabilir.  
Olması gerekenler ve olması gerekenler düşüncelerine sahip olduğunuzu fark edebilecek biriyseniz, düşüncelerimizi filtrelemeye başlamanın yolları vardır. Bu, düşüncenin gerçekçi ve adil olup olmadığını belirlememize yardımcı olabilir ve bu, düşüncenin neden olduğu bazı sıkıntıları hafifletebilir. Bu düşünceyi bir kağıda yazıp kendinize sormanız faydalı olabilir:
Kendime daha fazla baskı yapıyor muyum, kendimle ilgili neredeyse imkansız olan beklentiler mi kuruyorum? Daha gerçekçi ne olurdu?
 Stresli veya yorgun olduğumuzda, yapılması gerekenler ve yapılması gerekenler gibi yararsız düşünme stillerine girmeye daha yatkın olabiliriz. Bu, özellikle egzersiz, gevşeme aktiviteleri, stres giderme teknikleri ve dikkati içerebilen stres zamanlarında öz bakım stratejilerini sürdürerek yönetilebilir.
 Bu düşünce kalıbına daha fazla dikkat etmeye başladığımızda, onu yolunda durdurmakta daha iyi olabiliriz!