İtibarın anlayabileceğimiz karşılığı saygınlıktır. İtibar kulağa hoş gelen bir sözcük ama irdelenmesi gerek. İtibarın algısında istenirlik, güven, özenti, saygı ve sevgi amaç ortaklığı ve ortak bir gelecek beklentisi var. Güven tüm beklentilerin kaynağı olarak değerlendirilebilir. Saygı ise, olumlu algıların ürünüdür. Kitlelerde olumlu algılar yaratacak olan şey, yaşama ilişkin; olumlu, yararlı ve gerekli iş ve eylemlerdir. Evrensel olan temel hakların yaşama geçirilmesi saygı ile hoşnutluğu yani, sevgiyi besler. Güven olgusu kararlı ve tutarlı bir yapı için öngörülebilirliği içerir. Pozitif beklentiler itibar olgusunun saygınlığı ile ilgilidir. Temel hakları gözeten, hukukun üstünlüğünü benimseyen; hiçbir ayrım yapmamaksınız ve kamu yararı temelinde yapılan şeyler itibarın kaynağıdır. Bunun için itibar toplumda kendiliğinden fakat, haklı nedenlere dayalı olarak ortaya çıkan duygu, düşünce ve değerlendirmelerdir.

İtibar “tür” milliyetçiliğinin ürünüdür. Hayvanlar için itibar güçlülüğü işaret eder. Bitkiler için itibar ender olmak ve görkemliliktir. Cansız varlıklarda itibar, insanların onlara biçtiği değerlerle ilgilidir. Değerin az bulunurlukla ve güç elde edilmekle ilişkisi var. Değerli olan az bulunur olan ve benzerlerinden çok farklı olan (yaratı katkısı) şeyler için yapılan bir değerlendirmedir.

İnsan türü için itibar, kişiler için olabilir, kurumlar için olabilir, devletler için olabilir. Ayrıca bireylerin ustalıkla akılla ve yüreklerini katarak ürettikleri şeyler için değer anlamında bir itibardan söz edilebilir. Ulusların varlıklara ve yaşamlara karşı saygın davranışları da aynı kapsamda değerlendirilebilir. Örneğin; doğanın korunması ve ulusa ait kaynaklar bu kapsamda değerlendirilmelidir. Özellikle insan kaynağı her koşulda korunup kollanmalıdır.

Aile içinde itibarlı olan, o aile için yararlı ve gerekli olandır. Çevresine katkılar sunan kişi o çevre için itibarlı olandır. Ülkenin çıkarlarını bütün öteki çıkarların önüne koyan kişiler, ülkenin itibarını yükselten kişilerdir. Devletin itibarını, ülkenin yönetim biçimi yansıtır. Demokratik yönetimlerin vatandaşlarının pasaportları önemli bir göstergedir. Parasının değeri de ülkenin saygınlığına etki eder. Bu kapsamda bireylerin refah düzeyi, kalkınma, gelişmişlik kriterlerinin yanı sıra, güven ve güvenirlik de aranan nitelikler arasındadır. Aynı zamanda sınır güveliği bağımsızlık ve egemenlikle ve aynı zamanda da saygınlıkla ilişkilidir. Bağımsızlık kapsamında, kaynaklarına sahip çıkma ve onları kamu yararına kullanma ve koruma, dikkate değer yaklaşımlardır. Özellikle bütçenin yapılması, uygulanmasının denetlenmesi ve hesap verebilirlik, olmazsa olmazlardandır.

Kaynakların temel haklar doğrultusunda ve kamu yararı dikkate alınarak kullanılması güvenin ve itibarın göstergesidir. 28 Kasım tarihli Korkusuz Gazetesinde Can Ataklının aktardığı haberde; “...sinagog, cami ve kilise hepsi yan yanadır. 200 bin dolara mal olacaktı inşaat ama haham parayı alamadı. Çünkü bütün yardım paraları AFAD’da toplanıyormuş, sonra öğrendik ki bizim 200 bin dolara yaptıracağımız inşaat 800 bin dolara bir şirkete verilmiş.”

Ayrımcılık ve kayırmacılık yapılan bir ülkede liyakatten söz edilemez. Liyakatin olmadığı bir yapıda adaletli bir paylaşımdan ve fırsat eşitliğinden söz edilemez! Bu sayılanlar yok ise, itibardan da söz etmek güçleşir. Kaynak kullanımı her ülke için ve her koşulda çok önemlidir. Bunun için, bir yatırım yapılmadan önce, gerekli tüm araştırmaların güvenilir kurum veya kuruluşlarca yapılması gerekir. Yani, yapılan yatırım ulusun sırtına yük olmamalıdır. Eğer böyle bir durum görülmesine karşın gerekli müdahale ve düzeltmeler yapılmıyor ise; temsilciler (seçilmişler veya atanmışlar) görevlerini gerektiği gibi yapmıyorlar demektir. 2024 yılı bütçe verilerine ilişkin basından öğrendiğimiz bilgilere göre,  garanti ödemeleri için; 162,4 milyar liranın ayrıldığı yönündedir. Avrasya Tüneli’ne 4,9 milyar, köprü

 Ve otoyollara 73,8 milyar, şehir hastanelerine 83,6 milyar lira ödeme yapılacağı yönünde. Bu tabloya bakınca, ipotekli bir gelecek görülüyor olabilir(!)

Kişi için itibarsızlık, onursuz davranışları nedeniyle saygınlığını yitirmesidir. Güvenirliği olmayan kişi saygın değildir. Hırsızlık, dolandırıcılık, yolsuzluk, yalancılık, yandaş kayırma, ayrımcılık, ötekileştirme, aşırı çıkarcılık, haksızlık, hukuksuzluk ve aşırı kibirlilik hali, kişilerin itibarını yerle bir eder…

Bir demokratik hukuk devletinde bir kurumun güvenirliğini yitirmesi o kurumu itibarsızlaştırır. Kurumlar için itibarın ölçüsü; yaşama ilişkin temel haklara karşı saygıdır. Yasaların gereğini ülke yararına yaparken; varoluşunu belirleyen ilkelerine uygun hareket etmesidir. Bu saygı, bireylerdeki güveni artırır.

Devlet için itibar laik ve demokratik olmakla başlar. Demokratik devlette fırsat eşitliği, laik devlette ise inanç özgürlüğü söz konusudur. Bu nedenle laiklik inancın güvencesidir. Aynı zamanda hukukun üstünlüğünü yaşama geçirmeyen bir devlette itibardan söz etmek güçleşir. Örneğin; Kurtuluş Savaşı ve yeni bir cumhuriyetin kuruluşu devlete çok büyük itibar sağlamıştır.

Bir ülkede hak, hukuk ve adalet gözetilerek adil paylaşım yapılır ve fırsat eşitliği gözetilerek liyakate önem verilirse, o ülkede devletin itibarı sıradan vatandaşların itibarları toplamından oluşur ve tavan yapar. Herhangi bir ülkede anayasal düzene karşı devlet gücü, hukuka aykırı kullanılıyor ise; muhalif vatandaşlara sözde yargı pusuları kuruluyor ve kişiler temel haklardan yoksun bırakılıyor ise, o koşullarda itibardan söz etmek mümkün olmaz. Bu tür olaylar öteki devletler tarafından dikkatlice izlenir. Bu gibi olayların yarattığı algılar sonuçta ülkeye fatura edilir. Bu şekilde yitirilen itibarlar gerekliliği tartışmalı yol yapımı, hava alanı inşası veya köşk veya saray yapımlarıyla geriye kazanılamaz aksine; bu girişimler son itibar kırıntılarını da silip süpürür.

Saygı, kendi dışındakilere karşı duyulan duygu ve davranışların karşılığıdır ki; bu itibarı işaret eder. Bir yönetimin kararlılığı, tutarlılığı ve güvenirliliği yok ise; itibarının olması mümkün değildir!