Herhangi birinin istenmeyen davranışına veya eylemine karşılık olarak, planlı bir girişimdir intikam. Toplum demokratik yönde gelişirse, bu gibi davranışlar asgariye iner. Uygar bir insan genellikle intikam gerektirecek davranışlardan kaçınır. Kendisine yapılmasını istemediklerini, başkalarına yapmaz. Bu yaklaşımlar toplumdaki kişilere karşı suç oranın azaltır. Bir başka açıdan bakıldığında intikam suç olduğu varsayılan davranışların karşılığıdır.

Kurumların var oluş nedenleri arasında, insanlar arasındaki ilişkilerin düzenlenmesi var. Genellikle kurumlar ve kurumsal düzenlemeler toplumdaki güç odaklarının belirlemeleri, güçler dengesinden bağımsız olmaz. Belirleyici güçler arasında yer alabilmek için örgütlü olmak gerekir. Hemen hemen her toplumda sermaye sahipleri küçük bir azınlıktır. Buna karşın bu ekonomik gücü ve siyasi aygıtları elinde tutanlar, toplumların kahir ekseriyetini oluşturan emekçileri yönetirler. Ne ilginçtir ki, siyasi partilerde kodamanlarla baldırı çıplakları aynı saflarda görmek mümkündür(!)

Devlet, kendiliğinden harekete geçebilen bir mekanizma değil ama devasa bir organizasyondur. Bu benzersiz mekanizma insanların istem ve iradesiyle harekete geçer. Bu koşullarda “Devlet intikam alıyor.” Söylemi boşa düşer. Bir biçimde bu mekanizmayı harekete geçiren gücü ele geçirenler, onu harekete geçirebilirler. Devletin olanaklarını eşitsiz yarışlarda kullanmak, her koşulda rakiplerinin yenilgisiyle sonuçlanır. Bu gibi yaklaşımların topluma yararı olmayacağı gibi, aksine zararı dokunur! Düşünün ki, bir yönetici devlet olanaklarını ve gücünü bazı kişilerden intikam almak için kullanıyor(!) Böyle bir hukuk dışılık, hukukun üstünlüğünü tanımayan ve demokratik olmayan yönetimlerde söz konusu olabilir. Unutmamalıyız ki, hukukun olmadığı yerlerde ne güvenden ne de güvenceden söz edilebilir.

İntikam korkunun nedeni olduğu kadar, sonucudur da. İntikam amaçlı ardışık dalgalar her tekrarında doz olarak bir öncekini geçerse etkili olabilir. Bu bir çıkmaz sokakta süratle ilerleyen ve fireni bozuk araç gibidir…Toslayacağı duvara yaklaştıkça hızı artar(!)

Hatalı olan, haksızlık yapan, hukuksuz davranan, bu nedenlerden dolayı yaptığı şeylerin ortaya çıkmasını engellemeye çalışır. Varlık sürdürme ve varlıklarını koruma ön plana geçer. Korkuya tutunarak korku üretmek ve korkuyu yaymak çabaları, bataklıktan kurtulma çabalarına benzer. Her çırpınış objeyi bataklığın derinliklerine çeker. Buradaki yanıltıcı umut, bile bile çırpınmaktır. Oysaki, kişi ne kadar çok çırpınırsa, o kadar çabuk olarak kendi sonuna yaklaşır(!) Temelinde korku ve zulüm olan iğreti büyüklükler, halktan ve sokaktan korkar! Sokak bir kamusal alan olarak etkileşimlerin yoğunlaştığı yerdir. Bu nedenle korkması gerekenler en çok sokaklardan korkar.

Varlıkları etkileme olasılığı olan her şey korkunun kaynağı olabilir. En başta yaşam olmak üzere, sahip olduğu varlıklarından yoksun kalma olasılığı da korku kaynaklarındandır. Bilmeme ve bilinmezlikler de korkulara neden olur. Karanlık korkusunda belirleyici olan, ne olacağını bilememektir.

İnsanlar sadece bilmediklerinden dolayı korku duymaz; bildiği şeylerde korkuya neden olur. Haksızlık, hukuksuzluk ve kötülük yapanların korkmalarını gerektiren nedenler var demektir. Yapılan şeylerin ortaya çıkması halinde çok şey kaybedeceğini bilenler, bildiklerinden dolayı korkarlar. Burada öne çıkan, suçluluğun anlaşılması olasılığıdır(!) Korku bilinçli bedenin alarmıdır.

Köpeklerde gözlemlenen ilginç bir durum var. Köpekler kendilerinden korkanların korkusunu algılar ama tam olarak nasıl bir tepki vermesi gerektiğini kestiremeyince saldırır. Burada tasarlanmış bir şey yok. Sadece istenmeyen kesişimler karşısında ortaya çıkan anlık bir durum var. İnsanlar içinde geçerli sayılabilecek bir durum diyebiliriz.

Korku temelli intikam, insanlar tarafından planlanarak uygulanır. Bu “savar” hareketi, korktuklarını korkutma çabasından kaynaklanır. Bu açıdan korkutma, karşısındakini etkisiz kılmak ve onu sindirmeyi amaçlar. Görünürlüğü olan bir kişiye haksız ve hukuksuz olarak saldırdığında; benzer konumda olan öteki kişileri de uyarmış olur. Şiddet fiili bir durum iken; uygulandığında, kitleler üzerinde terör etkisi yaratır. Bu nedenle bazı kişiler, tüm olanaklarını seferber ederek ki, buna kullanılan erk dahildir. Bu yapılan şey de intikam almaktır!...