Karşı olmak bir duruştur, haklılıkla buluştuğunda, önünde hiçbir güç duramaz!

Issız kalmasın sokaklar, çocuklar susturulmasın;

Taş üstünde duran taş, yitirmesin umudunu.

Gelecekse gelsin gelecek, umudumuzu yakıp yıkmasın;

Yeter ki, solmasın gelecek için umutları yeşertenler!...

İnsanlar özgür iradi tercihte bulundukları zaman; istemek ya da istememek gibi bir haklarının olduğunu bilirler. Temel haklar genellikle tartışma konusu yapılmaz. Bu dediğimiz, demokratik ve laik toplumlar için geçerlidir. İstemedikleri şeylere karşı olmak çok doğaldır. Özgürlük sadece istediklerini yapmak değil, istemediklerini de yapmamaktır. Hiç kuşkusuz, bunları yaparken başkalarına zarar vermemeyi ve kamu yararına aykırı olmamayı da gözetmek gerek. Bu başkaları vurgusunun kapsamında doğa ve öteki varlıklarda yer alır.

Karşı olmak, farklı olmanın en kaçınılmaz sonuçlarındandır. Kendine özgü olmak yani, özne olmak aynılıklarla değil; ancak farklılıklarla olanaklıdır. Aynılık, sıradanlığı yansıtır. Dolayısıyla farklılık, tartışılmayacak olan temel haklardandır. Asıl dikkat edilmesi gereken şey; farkındalık, demokratiklik ve laikliktir kabullerinin yanı sıra, farklılıkların farkında olarak birlikte olmaktır. Demokratik ve laik olan birey faziletli olandır. Fazilet, insani nitelikler toplamıdır. Faziletli sayılan özgür birey; onurlu, saygın, adil, bilgili, kültürlü ve bilinçli olmaktır. Lafın özü şu; faziletli olmak insan olmaktır!

Bir kabarır ki, yüreğinin denizi;

Sığınacak liman bulamazsın!

Renkleri giyinir gül çenekleri,

Gün aksarsa, renkleri bulamazsın!

Karşı olmak ne kadar doğal bir hak ise; farklılıklarla birliktelikler oluşturabilmek en az onun kadar önemli ve gereklidir. Farklı birliktelik, çoğulluktur, çok renkliliktir, daha güçlü olmak ve daha çok seçeneğe sahip olmaktır. Özgürlüğün kriterlerinden biri, seçenek kullanmaktır. Seçenek farklılıktır, değişimdir ve dönüşümdür. Diyalektiğin temel yasasına yani değişimin değişmezliğine uyumdur. Uyum geleceğin öncülüdür. Fikirdir, sanattır, kültürdür ve yaşama katkıdır ki; bu da fazilettir.

Karşı oluşlara karşı olmak muhafazakarlıktır, tutuculuktur, kurulu düzenden yana olmak ve değişimlere karşı olmaktır. Düzenden yana olmak çıkar gereği olabilir. Kurulu düzen tarafından ezilen, sömürülen ve posası çıkarılan bir kişinin düzenin askeri olmasını anlamak mümkün değildir. Bilmediğine inanmak nasıl bir aymazlıktır ki?

Bir toplumda suçlular var ise; o toplum bu sapmalara engel olmadığı için suçludur! Suçluluğun oluşmasına zemin hazırlayan olay ve olgulara tanık olup, sesini çıkarmayanlarda sanıktır!

Sadece kolay ölmeler değil sorunumuz;

Genç ölüler var ki, yüreklere saplı…

Acıyla sarmalanır acılarımız tenlerde.

Hüzün kalır bize, yaşamdan alacaklı gidenlerden!

Karşı olmak, gerçeğe karşı olmak değil, olabilirlikler setinde olabilecek gerçeklerden yana olmaktır. Özgürlüklerden, yararlı olandan ve güzelliklerden yana olmaktır. Yani, karşı oluşları haklı kılacak yanlılıkların olduğu bilinmelidir. Fayda kavramının içeriğini bilerek ve adil paylaşımdan yana olarak tavır koymaktır. Fayda dendiği zaman, bireyin değil; toplumun yararı için olanlar kastedilir. Kişisel fayda çıkarcılıktır ve ilkel bir yaklaşımdır(!) Özel olan, kişisel olan ve sınıfsal olan şeylere, toplumsal yarar nedeniyle karşı olmak; doğrudan, güzelden, hak -ve hukuktan yana olabilmektir. Dahası, insandan, doğadan ve yaşamdan yana olmaktır. Sizlerde duyarlı insanlar olarak; haklı, tutarlı ve gerekli olan karşı oluşlardan yana değil misiniz?