Cumhuriyetimizin on beş yılı kelimenin tam anlamıyla ülke yararına yapılan güzel şeylerle doludur. On yıllarca savaşlarda kan kaybederek yorgun düşen bir halkı ayağa kaldırmak ve tüm olumsuzluklara karşın kendi kendine yetebilen bir millet yaratmak dünyada eşi ve benzeri olmayan bir başarıdır. Bu olay öteki bağımlı ve tutsak ülkelere örnek olmuştur.

Sorun çözümünde birlik beraberlik ve doğru önderlik yadsınamaz. Bu noktada sivil oluşumların önem ve gerekliliği tartışılamaz. Kuvayi Milliye Anadolu topraklarının gördüğü en başarılı bir sivil oluşumdur. Hiç kuşkusuz, bu eşsiz olay tüm dünya halkları için bir örnek olmuştur. Bunun için Atatürk’ün heykelini diken ülkeler ve müfredatlarında bu konuya yer veren ülkeler var. Hiçbir ülkede kurtarıcısına karşı bir hareket gelişmez. Bizde ise, Atatürk’e saldırmak sürekli karşılaşılan densizliklerdendir. Kimi zamanda bu işi yapanlar örtük bir biçimde ödüllendirilebilir(!)

Emperyalizme bağımlılık ülkedeki olumlu olan her şeyi yok etmek için çaba harcanmaktadır. Ülke işgal altında olsa, işgalciler bu kadar kötülük yapamazdı. Milliyetçiler gerçeklerden yana olsaydı ülke ayaklar altında kalmazdı ve işgal güçlerinin bile yapamayacağı şeyler yapıldığında sessiz kalımazdı!

SAHİPSİZ.

Küllerinden doğdu çöken imparatorluğun;

Ve ulusun kanatlarıydı cumhuriyet…

Ölümüne kazanılmış özgürlüklerle donatılan.

Ve kimsesizlerin kimsesi olmak yolunda…

Her şey inadına çok güzelken;

Su uydu, düşmanlar uyumadı!

Sakallar uzadı, uzadı utancın dili!

Susanlarla birlikte her şey ona karşıydı.

Kaynakları yağmalayan aynı kara ellerdi(!)

Cumhuriyetin sağladığı olanaklarla semirenler,

Israrla onu yok etmeye çalışıyordu!

Ezikler alayı donatıldı ve onlar öne geçtiler(!)

Sonra bir bir yok edildi çağdaş devrimler!

Uygarlığın karşısına orta çağ yobazlığını diktiler.

Yoksulluk pompalanırken, işsizlikle açlık kudurdu!

Çağdışı yaşam istemi, cumhuriyeti can evinden vurdu!

Kendi özgürlüğüne düşman yeni bir tür yetiştirildi!

Saldırdılar yaşamın olmazsa olmazlarına,

Yok edildi ne kadar güzel şey varsa!

Sahipsiz bırakılan cumhuriyet yobazların oyuncağı oldu!

Sermaye sadece kendi çıkarına bakıyordu!...

 “Türkiye Cumhuriyeti artık 100 yaşında. Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde kurulan Cumhuriyet, neresinden bakarsanız bakın bu topraklarda yapılmış en büyük devrim. Bu bir övgü olmaktan çok tarihsel bir olgu. Cumhuriyet bir boşlukta kurulmadı, bir ideal olarak ve bir “şeyin” yerine tercih edildi. Osmanoğulları hanedanının 6 asırlık saltanatına son veren bizzat Cumhuriyet Devrimi’ydi. Padişahları, sultanları, vezirleri, şehzadeleri, şeyhülislamları, efendileri ve daha nicelerini siyasi birer güç unsuru olmaktan çıkaran Cumhuriyet’ti. 1908’de İkinci Meşrutiyet’le başlayan devrim sürecinin son halkası olan Cumhuriyet, 1920’de halk egemenliğinin temsilcisi olarak kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bir ürünüydü ve aynı Meclis, Cumhuriyet’i ilan etmeden bir yıl önce saltanatın kaldırılmasına karar vermişti. Yani Osmanlı hanedanlığı tarih sahnesinden kendi kendine çekilmedi, siyasi olarak Cumhuriyet’e yenildi. Cumhuriyet’in ilanından bir yıl sonra da Hilafet ilga edildi.

(…...........................)

Cumhuriyet tarihsel açıdan önemli bir devrim olsa da gelgelelim 100 yaşına kadar hiç gerçek bir demokrasiyle taçlanmadı. Tüm ilerici kazanımlarına rağmen solu zayıflatmak için elinden geleni yaptı. Bu yolda başlarda rijit milliyetçiliği, daha sonra da ağırlıkla dini kullandı. 1940’lı, özellikle de Demokrat Parti’nin iktidarının ardından 1950’li yıllardan itibaren sağcıların elinde iyice gericileşti ve despotlaştı. Bunların yetmediği yerde askeri darbe kozunu masaya sürdü. 12 Eylül darbesinin amacı, resmi tarihin anlattığı gibi “sağ-sol çatışmasını bitirmek” değil, yükselen devrimci muhalefeti bastırmaktı. Fransız düşünür Regis Debray, “Hasta bir cumhuriyetin varacağı yer kışladır” diyor ya, inanmayan bizim tarihimize baksın.” (BERKANT GÜLTEKİN)

 Cumhuriyete karşı, cumhuriyetin kazanımlarını kullanarak onu yıkmaya çalışıyorlar.

Vatan sadece onu satanlar için gerekli değildir!

O kadar doluyum ki, dokunsanız taşar yüreğim!

Yurtseverlerin ve cumhuriyetine sahip çıkanların bayramını kutluyorum.