Büyüklerimizin söylediği ve içeriği yoğun olan atasözü dediğimiz anlatılar, yaşam rehberi olarak değerlendirilebilir. Ben bu türe ilişkin olarak ürettiğim sözlere “dize söz” diyorum. Dize dememin nedeni, özgün olmaları ve içerik olarak anlam yoğunluğunun olmasıdır. Bu sözler, kamusal kullanıma girdikleri zaman; özellikler sorunlar için bir pansuman malzemesi işlevi görür. Şiir için söylenen bir şey var; “Şiir ihtiyacı olan içindir.” Dize sözler, anlama yeteneği olan herkes içindir. Bu anlatılar, öncelikle insanlara zaman kazandırır ve kısa yolu işaret eder. Bir başka önemli yanı da düşünmenin kapılarını aralamasıdır. Birkaç günden buyana ürettiklerimi paylaşmak istiyorum:

Paylaşımdan büyük pay alan pastayı büyütmek ister; pasta büyüdükçe daha çok pay alacağını bilir.

Bazı insanların ne yaptığı değil, yaptığına ne kattığı önemlidir.

Sıradan, yaptıklarına katkısı olmayandır.

Okumak, okurken düşünmek döngüsü yaratır.

Kazanma hırsını yenenler yenilmez!

Sevgi emektir ve eyleme geçme potansiyeli taşır.

Değişkenleri değiştirenler, neden değişim oluyor diye yakınamaz.

Yaşamda kutsal olan varlıktır ve bütün varlıklar buna dahildir.

Güzel bir gül, onu koparanın elinde ölür; koparılmazsa hepimizin olmaya devam eder.

İşbirlikçisi olmayan hiçbir işgal başarıya ulaşamaz!

Kurtuluş Savaşı, bugün yapılanlar yapılmasın diye yapılmıştı!

Yargının gündeminde adalet değil, muhalefet var ise; her şey bitmiştir!

Alışılmış yaşamı sürdürürken, neyi niçin yaptığını sorgulamayan muhafazakardır(!)

Kolaya kaçan, yaşamını zora sokar!

Var olan madenlerimizin en büyük yararı, bir zararlarının olmayışıydı(!)

Birikimler, yeni algı ve oluşumlara kapı aralar.

Yeterince düşünen, inancının değişmesi gerektiğini bilir. Gerçek yolunda ilerleyen, değişimin kaçınılmazlığını kavrar. Farkındalık, farklılaşmanın kaçınılmazlığını kavramaktır…

İnsanlara ve insanlığa en büyük zararı, cahillerle birlikte eğitimli işbirlikçiler verir.

Din görevlileri, egemenlerin kullanışlı taşıyıcılarıdır(!)

Akara yaslanan dik duramaz!

Dik duranlar, menfaati için eğilenlere batar!

Beşinci mevsim yaşama sevincidir.

Pis işleri, kirli insanlara yaptırırlar!

Demokratik olmayan bir yönetimin atacağı her pozitif adım onu sonuna yaklaştırır.

Geçmişten kopuyoruz, ileriye gittiğimiz için değil; dahada gerisine düştüğümüz için(!)

Geçmişin bile gerisine düşüyorsa gelecek, yarın yok demek!

İnsanları, insanlıktan uzaklaşanlar yorar!