Didim Belediyesi bu yıl Vegan Festivali’nin 5.sini düzenlemeye hazırlanıyor. Bu festivalin devam ettirilmesinde ısrarcı olunması sayesinde Didim adının yanında ilk anımsanacak sözcüğün VEGFEST olacağını düşünüyorum. 

“Veganlık”
Veganlık temelinde hayvanların istismarına karşı çıkar ve bitki temelli beslenmeyi öngörür.  Hayvan sömürüsü; kapitalist, sosyalist veya komünist devletlerin hepsinde vardır. Veganların karşı çıktığı ya da etik bulmadığı tek konu hayvan sömürüsü de değildir. Doğanın ve insanın istismarı, savaş, şiddet... vegan felsefesine göre karşı durulması gereken şeylerdir. Buna karşın hızla gelişen Veganizm yeni bir “para kazanma alanı” sunmaktadır.

“Para”
Para her dili konuşur. Hemen hemen her yerde, inanç veya ulus ne olursa olsun, para var olan en etkili araçlardan biridir. Piyasa ekonomisi her eyleminde paranın nereye gittiğini önemser. Günlük hayatımıza en etkili parasal güce de şirketler sahiptir. 

“Dev şirketler Veganize oluyor”
Şirketler bugünlerde “bitki bazlı seçeneklerle” piyasaları yoğun bir şekilde test ediyor. Kanada'da, A & W ve White Spot, yakın zamanda halka açılacaklarını açıklayan bitki merkezli şirket Beyond Meat, Amerika’da Carls Jr., Dunkin' Donuts veya TGI... Bunların hepsi, fast food piyasasında önemli miktarda müşteri çeken büyük isimler. Bu dev şirketlerin bitki bazlı endüstriye önemli düzeyde yatırımlar yapmaya başlamış olmaları bu iş kolunun önemli bir büyüme potansiyelini kanıtlıyor. Vegan üretim yapan şirketler bitki bazlı ürünlere ne kadar çok harcama yaparsa, bu sektörde kaçınılmaz olarak daha fazla büyüme göreceğiz. 

“Açıklanması zor olan husus var ”
Kapitalist ekonomi, ihtiyaçtan fazlasını üretip-tükettirir.  Bu sayede kaynakları ve insanları daha fazla sömürmeye zemin oluşturur. 
Açıklanması zor olan husus; Veganizmin, bütün bunlara uygun zemin hazırlayan bir ekonomik sistem olan kapitalist piyasa ekonomisi sistemine karşı durması değil bu sistemin içinde büyümeye çalışmasıdır. Vegan ürünleri üretim hatlarına ilave eden büyük şirketler vegan felsefesinin gereklerinden ve etik ilkelerinden etkilendiklerinden dolayı değil piyasada daha etkin olmak için kendilerini 'veganize' ediyorlar. 
İşte bu noktada etik temelli bir akım ticarileştirilmiş olmaktadır. 

“Ticari metalaştırılan vegan değerler var olabilecek mi?”
Her şeyin tüketime, para kazanma hırsına kurban edilip ihtiyaç fazlasının üretilip tükettirildiği, insanların, doğanın, hayvanların sömürüldüğü bir sistemin sağladığı özgür ticaret alanında Vegan üretim “yeni bir doğa ve insan sömürüsüne” dönüşecek midir? Ticari meta yaptığı her konuyu daha fazla istismar eden piyasa sistemi içinde vegan değerler var olabilecek midir?