Sev­da­nın zem­he­ri­sin­de do­nun­ca ge­lecek;
Ve bi­tin­ce müm­kü­nü ve sö­nün­ce ça­re­ler...
Çözdü say­gıy­la sak­la­dı­ğı sus­ku­nun ip­le­ri­ni,
Astı ba­kış­la­rın­dan ken­di­ni ya­rın­sız yü­re­ği­ne!...

Dört­lük ça­re­siz­li­ği vur­gu­lu­yor oysa yaşam var ol­du­ğu sü­re­ce çare tü­ken­mez. Cümle ça­re­le­rin yolu yurt­se­ver­lik­ten geçer. Yurt­se­ver sa­de­ce yur­du­nu seven değil, ya­şa­mın her ala­nın­da sev­me­si­ni bi­len­dir. Ül­ke­si­ni, hal­kı­nı, ül­ke­si­nin tüm var­lık­la­rı­nı, do­ğa­sı­nı, su­yu­nu, ha­va­sı­nı, aynı za­man­da öteki can­lı­la­rı se­ven­dir.
Yakın çev­re­den yola çıkan sevgi, ül­ke­si­ni ku­cak­la­yın­ca aşar ülke eşi­ği­ni. Tüm in­san­la­rı ayrım gö­zet­mek­si­zin; tüm can­lı­la­rı birer değer ol­duk­la­rı için ve do­ğa­yı var­lık­la­ra ya­şa­na­bi­lir çev­re­ler sun­du­ğu için sever. Sol­dan atan yü­re­ği ay­rım­sız ola­rak; iyi­nin, gü­ze­lin, meşru ola­nın ve hak­lı­la­rın ya­nın­da yer alır. Bunun için yurt­se­ver­lik her ko­şul­da, emek ön­ce­lik­li sev­me­le­ri bil­mek­tir!

Yurt­se­ver­lik far­kın­da­lık­la bes­le­nen po­zi­tif bir var­lık sür­dür­me alış­kan­lı­ğı­dır. Da­ha­sı, bir ya­şa­ma bi­çi­mi­dir. Algı, bilgi, görgü, saygı ve hoş­gö­rü ile do­na­tı­lan, yaşam dostu bir ya­şa­ma bi­çi­mi­dir. Em­pa­ti ile güç­len­di­ri­len ve adil pay­la­şı­mı bir ol­maz­sa olmaz ola­rak be­nim­se­yen bir ni­te­lik­tir. “Ben” söy­lem ve is­te­min­den, “biz” söy­le­mi­ne ev­ri­len bir yet­kin­lik­tir. Bu olum­lu ni­te­lik­ler sı­ra­la­nın­ca, la­ik­lik dü­şün­ce­si­ni be­nim­se­yen bir ya­şa­ma bi­çi­min­den söz etmiş olu­yo­ruz. Ay­rım­cı ve ka­yır­ma­cı değil; bir­leş­ti­ri­ci, da­ya­nış­ma­cı ve bü­tün­leş­ti­ri­ci bir yaşam al­gı­sı­dır. Fark­lı­lık­la­rın far­kın­da olan ve bü­tün­leş­ti­ri­ci fark­lı­lık al­gı­sıy­la güç­len­me­le­rin bi­lin­cin­de olan, fark­lı ya­şam­la­ra say­gı­lı bir ya­şa­ma bir­lik­te­li­ği­nin ter­ci­hi­dir. Böyle bir dü­şün­ce ya­pı­sı­na sahip olan bir birey; her şey benim olsun ve ben is­te­dik­le­ri­me is­te­di­ğim kadar ve­re­yim, pay­la­şım­dan ya­rar­lan­dır­dık­la­rım yan­da­şım olsun demez! Çünkü böyle bir dü­şün­ce­yi çağ­dı­şı bir il­kel­lik ola­rak ni­te­ler. Kaldı ki, adil pay­la­şım­la bir­lik­te, fır­sat eşit­li­ği­ne say­gı­lı dav­ra­na­cak kadar de­mok­rat bir yaşam bi­çi­mi­ne sa­hip­tir. Bunun için eşit­lik­çi ve adil pay­la­şım­cı­dır. Din, dil, ırk, cin­si­yet, köken ve böl­ge­ci­lik gibi fark­lı­lık­lar­la ay­rış­tır­mak ye­ri­ne, bir­leş­ti­ri­ci ve bü­tün­leş­ti­ri­ci yak­la­şım­la­rı ya­şa­ma ge­çir­mek için çaba har­car...

Bir yurt­se­ve­rin yaşam yol­cu­lu­ğu aile­den baş­lar. Çocuk her şeyi ken­di­si için ister ve gün­de­min­de pay­laş­mak yok­tur. Pay­laş­ma­yı eği­til­di­ği zaman öğ­re­nir. Aile­de baş­la­tı­lan olum­lu eği­tim, çevre et­ki­le­şim­le­riy­le ve okul­da pe­kiş­ti­ri­lir. Eği­tim sü­reç­le­ri po­zi­tif ise, bir özgür yurt­se­ver birey top­lum ya­şa­mı­na ka­tı­lır. Ada­let duy­gu­su pay­la­şım­la pe­kiş­ti­ril­di­ğin­de birey ken­di­si için is­te­dik­le­ri­ni baş­ka­la­rı için­de ister. İstem­le­ri­nin ya­şam­la­rın ge­re­ği ol­du­ğu bi­lin­ciy­le ha­re­ket eder. Bu bi­linç do­ğa­nın ve tüm kay­nak­la­rın ko­run­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni de be­nim­se­tir. Olay ve ol­gu­lar ara­sın­da­ki iliş­ki­le­rin kav­ran­ma­sı, me­sa­fe en­ge­li­nin aşıl­ma­sı­nı sağ­lar. Ne­den­sel­lik­le­rin bir sebep sonuç iliş­ki­si ol­du­ğu­nu kav­rar. Bu kav­ra­yış, yurt­se­ver bi­rey­le­ri ev­ren­sel­li­ğe taşır.

Yü­rü­yen yor­gun ka­ran­lık­lar çö­zü­lür şa­fa­ğa.                                                                                                                                                                                                                                                      Yürek atım­la­rın­dan bes­le­nir, kur­tu­lu­şun kav­ga­sı.
Umut ye­di­ve­ren gül olur dü­şü­nen ten­ler­de; 
Gün olur, ya­rın­lar gelir sev­da­lı ka­vuş­ma­lar­la!