Bugünlerde bir şarkı sözlerinden hareketle Âdem-Havva ve yaradılış mitleri tartışılıyor… 

Çoğu dinlerde ve dinsel öğretilerde bir yaradılış mitolojisi- destanı- vardır. 

Şamanizm, Atalarımızın bir Tanrı dinidir. Bugün Orta Asya’nın çeşitli kesimlerinde 600bin olmak üzere, Dünya’nın değişik yerleriyle birlikte Şaman sayısı Bir milyonun üzerindedir… 

Şamanizm; Tanrı Dini olarak Yahudilikten, Hıristiyanlıktan ve Müslümanlıktan daha eski bir dindir… 

Günümüzde Anadolu’muzun ve Dünya’nın çoğu değişik ülkelerinde yaşayan Türklerin kültüründe Şamanizm’in yoğun izleri vardır… Birkaç örnek verecek olursak; Nazar inancı, köpek ulumasının uğursuzluğu, su dökerek uğurlamak, alkız-albasması- gibi… 

Konuya girerken; Türklerin niçin asıl dinleri olan Şamanizm’i terk ederek; Müslüman oldukları üzerinde de kısaca durmak zorunlu oluyor… 

Çeşitli isimlerle ortaya çıkan fetihler, seferler ve savaşlar insanlığın canına, malına, mülküne, ırzına namusuna ve dinsel inançlarına zarar vermiş ve bu durum da insanları mutsuz etmiştir… 

Haçlı seferleri neyse İslam fetihleri de odur. Temel amaçları kendi din ve inançlarını kılıç zoruyla kabul ettirmek, ganimetler elde etmek, esirleri köle pazarlarında satmak ve fethettikleri yerleri sömürgeleştirmektir… 

İslam tarihindeki fetihlere bakınız, hepsinin amacı ganimet ve köle elde etmek ve bunlardan ekonomik çıkarlar sağlamaktır… 

Türklerin Müslüman oluşlarına dair anlatılanlar ve tarih yazıcılığı din-siyaset ekseninden kurtulamamıştır. Egemen siyasi güçlerin zihniyetlerine göre yazılmıştır. Bu zihniyet, İslamiyet’e zarar verileceği düşüncesiyle, Arapların Türkleri kılıçtan geçirmiş olmalarını görmezden gelerek, kendi siyasi İslam anlayışlarına göre bir tarih uydurmuşlardır. Bu anlayışın uzantıları günümüzde de bu uyduruk tarihi okullarımızda okutturmaktadırlar… 

Hiçbir zaman Türkler Müslümanlığı kendi gönülleriyle kabullenmemişlerdir. Kendilerinin zaten bir tanrı inancı olarak Şamanizm adında bir dinleri vardır. 

Çöllerde yoksulluk içinde yaşayan Arap Bedeviler, İslam Fetihleriyle zengin olacakları düşleriyle o zamanlar henüz Orta Asya’da tam olarak birliğini sağlayamamış Türkler’in üzerlerine fetihler düzenlemişlerdir…670 yılından 740 yılına kadar devam eden bu katliamlarda yüzbinlerce Türk kılıçtan geçirilmiş, kadınları, kızları cariye olarak tutsak edilmiş ve köle pazarlarında satılmıştır. Bu dönem Türk kanı emicisi olan ama İslam Tarihinde bir kahraman gibi anlatılan Kuteybe zamanında Türkler büyük kıyım ve yıkımlar yaşamışlar, kalanlar ise istemeyerek, zoraki Müslümanlığı kabul etmişlerdir. Türk illerinin kültürleri, tarihi eserleri, maddi varlıkları ganimet olarak yağmalanmış ve tüm bunlar Arapları zenginleştirmiştir. (Kılıç hakkı diyorlar ya şimdilerde de… Kılıç yarası deseler belki daha iyi olur…) 

Şimdi gelelim atalarımızın tek Tanrılı dini Şamanizm’deki yaradılış mitolojilerine… 

Şamanizm de; yaradılışlara, tufanlara, kıyamet günlerine yönelik önemli mitolojiler var. Bu mitolojileri buraya alabilmek yazının çok uzaması nedeniyle zor olacak, bu yüzden buraya kısa bir yaradılış mitolojisini almak istiyorum… 

*** 

Önce her yer su idi ve hiçbir yerde toprak yoktu. O zaman Tanrı suya ak bir kuğu kuşu göndererek bir gaga dolusu su getirmesini buyurdu. Ama suya daldığında kuğunun gagasına bir parça toprak yapışmış olduğundan kuğu bunu üfleyerek fırlattı. Toprak parçaları küçük toz zerreleri biçiminde suya düşerek, onun üzerinde yüzmeye başladılar. Bu tozlar büyüyerek ve yayılarak yeri – yeryüzünü- meydana getirdi. Ama arazi – yeryüzü- yası ve düzdü. Tanrı gagası ile toprağı karıştırsın diye yeryüzüne ikinci bir kuş gönderdi. Bu yüzden yeryüzünde dağlar, dereler, vadiler meydana geldi. Ancak ağaçsız araziler şeytanın hoşuna gitmedi. O da bataklıkları ile birlikte Kara Ormanı yarattı. Tanrı önce Dünyanın üzerinde yaşayan yalnız bir insan yarattı. Bu insan erkekti. Bir gün uyurken şeytan onun göğsüne dokundu. Bunun üzerine erkeğin kaburgalarından bir kemik büyüyerek yere düştü. Daha fazla uzayınca bundan kadın meydana geldi…* 

*** 

Mitolojiler, insanoğlunun kendi uydurduğu ve süreç içinde efsaneleşerek kutsallığa dönüşmüş ortak kültürel örüntülerdir… Yunan mitolojileri gibi çok sayıda mitoloji aklın sınırlarının genişlemesiyle ve akıl ve mantığın birlikte kullanımıyla insanoğlunun yaşamından çıkmıştır. Dünyamız bir ölçüde mitolojiler mezarlığıdır… 

İbrahimî dinler olarak Yahudilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlık olarak üç dini de kapsayan Adem- Havva miti bu dinlerde farklı şekillerde algılanarak yaşamaktadır. 

Günümüzde kendilerini dinlerin sahibi gibi görenler, bundan ekonomik ve siyasi çıkarlar sağlayanlar, insanların dinler hakkındaki görüşlerine, düşüncelerine tahammül edemiyorlar ve linç kampanyası düzenliyorlar… 

Sezen Aksu’yu seversiniz sevmezsiniz, siyasi ve dini düşünceleri size uyar veya uymaz. Sezen Aksu’nun bir şarkısında geçen:  

“Binmişiz bir aIamate 

Gidiyoruz kıyamete 

SeIam söyIeyin o cahiI 

Havva iIe Ademe” 

Sözlerinden felsefi anlamda düşünceler üreteceğinize; linç kampanyası başlatmayı daha çıkarcı buluyorsunuz… Ne diyelim… 

Kaynak: *Tanrı Dini ŞAMANİZM-Arif Erman