Belki bir yerlerde, bir köşelerde, bir kahvede yüreği sevgi dolu köy halkıyla karşılaşırız, belki kuş oluruz konarız bir yerlere, Otururuz yüreği ezilmiş horlanmış birileriyle karşılaşırız umuduyla düştük yollara.
Egenin şirin bir köyüne vardık, kahveye oturduk misafir perver köyde, köylülerle daldık sohbete.
Köylü köyünü şöyle anlatıyor. “Buralarda her yer kiraz ağaçları vardı, kocaman tırmıkla alırdık beyaz kurdu, ama gel gör ki rüzgar gülleri kurulalı, ağaçlarımız yukarıdan aşağıya doğru kurumaya başladı, eskiden aşağıdan yukarıya doğru tek tük kudurdu, bu köy insanları bağlarıyla, çeşitli meyve ağaçlarımızla övünürdü.
Köyümüzün geçmişi 50 yıl önce kurulmuş bir köydür. köyümüzün nüfusu yaz kış değişir, köyümüze gelen misafirlerimize yol boyunca kahvaltı bahçelerimiz ve evlerimizde kahvaltılarını yapabilirler.
Eskiden tarlalarımız karasabanla sürülürdü şimdi ise teknoloji gelişmiş traktörlerle sürülüyor.
7 yıldan beri Haziran ayında kiraz festivali yapıyoruz, köy halkımız festivalde yöresel yemeklerimizi, içeceklerimizi ve el ürünlerimizi sergilerler.” diyor.
Egenin şirin ve huzurlu bu köyünden ormanı yol boyunca aştık, Kuşadası manzarasıyla, Ege denizi esintisiyle, Söke ovası görüntüsü ve Sedir yaylasını geçerek bu güzel yürüyüşümüz son buldu.
Umuda, umutlu olmayı unutma.

