Cumhuriyet tarihimizde öyle dönüm noktaları vardır ki,onu en az yıldönümlerinde hatırlamak;ulusumuzun çağdaşlaşmasında ne denli önemli rol oynadığını bir kez daha kavramak gerekir.  Harf Devrimi böylesi kavşaklardan birisidir.  94 yıl önce 1 Kasım günü gerçekleşmiş;yansıması güz güneşi gibi uzun ve etkili olmuştur.
Yüzyıllardır okuma-yazmadan mahrum bırakılan halk yığınları Harf Devrimi’yle okuyarak,yazarak;
*Evren hakkında bilimsel bilgilere ulaşmış;Dünyamızın öküzün kafasında olmayıp,yuvarlak bir gezegen olduğu bilincine varmıştır.
*Gazete,dergi,kitap türü yayınları izleyerek; ekonomik,sosyal,politik açıdan ülkemizi ve dünyamızı tanıma fırsatı yakalamış,adeta dünyayı ve toplumu yeniden keşfetmiştir.
*Çağdaş bir zanaat sahibi olmuş;tüketici bir toplumdan sanayiye uzanan bir yolda yürüyen meslek sahipleri oluşmuştur.
*Ressam,yazar,müzisyen,aktris türünden sanat adamları yetişmiş;Anadolu insanının düşüncesi,duygusu özünden yetişen sanatçılar aracılığıyla dile getirilmiş,  ülkemiz sanatta,edebiyatta dünya çapında sanatçılar yetiştirmiştir.
*O tarihe değin okuma yazması olan küçük bir azınlığın sultasından kurtulan bireyler, özgürce kendini ifade etme yetisine kavuşmuşlardır.  Harf devrimi bir bakıma toplumda “özgürlük meşalesi”ni ateşleyen kıvılcım olmuştur.
Ulusumuz Harf Devrimi’ni gerçekleştiren Cumhuriyet devrimcilerine minnettar kalacaktır.  Bu arada;  Atatürk’ün kara tahta başındaki Harf Devrimi’ni sembolize eden fotoğraftan bizim ırkçılarca Ermeni olduğu için çıkarılan Agop Dilaçar’ı da hayırla yadetmek vicdan borcumuzdur. Agop Dilaçar’ın Ata’nın hemen yanı başında yer alan görüntüsü özgün yerine iade edilmelidir.