Eğitim-sen Didim İlçe Temsilcisi Belkıs Kahraman, Didim’de ki okullarda yüz yüze eğitimin başlamasının ardından yaşanan sorunları anlattı. Okullardaki yardımcı personel eksikliği, hijyen sorunu ve öğretmenlerin ders sorununa dikkat çekti.Eğitim-sen Didim İlçe Temsilcisi Belkıs Kahraman, yaptığı açıklamada,  “Ülkece hepimiz covid virüsüyle tanıştıktan sonra uzaktan eğitimle de tanıştık. Uzaktan eğitim toplumsal olarak ekonomik yönden dezavantajlı olan ailelerde eğitimden kopmaları da beraberinde getirdi, çocuklarımızı örgün eğitimden kopardı. Her sene çoğalarak devam eden öğrenci sayı artışı bu yıl düşüşe geçti. Ülke genelinde öğrenci sayışında artış beklenirken geçen yıla oranla bu yıl 164 bin çocuk eğitimden uzaklaşmıştır. Çocuk işçiliğin arttığı ve çocukların okullardan koptuğu bu dönemde soruyoruz bu çocuklarımız nerede? İktidar eğitim politikalarıyla bunları zaten göze alabilmiş miydi? Bunu durup düşünüp sorgulamak lazım, gelelim eğitime ayrılan bütçeye daha doğrusu ayrılmayan bütçesine!” 


“Taşıma suyla değirmen dönmez!”
Eğitime ayrılmayan bütçenin nereye ayrıldığını da görmezden gelmemeliyiz. Velilerin ve öğretmenlerin vicdanına bırakılmamalı okullarımız. Güçlendirme ve yıkım kararı çıkan okulların projelerinin kimlere, ne şartlarda verildiği de görmezden gelinmemeli! Sosyal devletin en temel görevi olan eğitim devlet eliyle özelleştirilmeye devam edilirken devlet okullarının kaderine terk edilmesi kabul edilemez! Bugün hala özel okullarda teşvik primi varken, devlet okullarına 5 kuruş bütçe ayrılmamaktadır. Okullarımızın Eylül’de açılacağı bilinirken uzaktan eğitim yaptığımız dönemlerde hiçbir hazırlık yapılmadığını hep birlikte gördük. Ne güvenlik görevlisi, ne de yardımcı destek personel hala yok okullarımız da. Bu işlemler okullar açılmadan önceki süreçte halledilmeliydi. İş-Kur üzerinden geçici personel istihdam etmekle bu sorun çözülmez, taşıma suyla değirmen dönmez!
Artık öğretmenler de güvenceli işten mahrum, son yıllarda 657’den bahsetmek de pek kolay değil. Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlerle çark döndürülmeye çalışılıyor ama biz öğretmenler kendimizi güvende hissetmeden ekonomik rahatlığımız olmadan geçim sıkıntısıyla kafamızdaki onca yükle girdiğimiz sınıflarda öğrencilerimize vereceklerimizin de bundan etkilenmemesi mümkün değil.


“Okullarda durum trajikomik…”
Didim’de de 6 okulumuz birleştirilmiş durumda eğitim öğretime başladık ama kendi okulum olan Selçuk Özsoy Ortaokulu’ndaki durum daha da trajikomik. Okulumuz binası 2020 Kasım ayında teslim edilmek üzere güçlendirme projesi yapılmış, fakat hala teslim alınamamış durumda. Okulumuzdaki prefabrik bölümde 5. Sınıf öğrencileri eğitime devam ederken 6., 7. ve 8. Sınıf öğrencilerimiz başka bir okula(Efeler Ortaokulu) taşınmıştır. Öğretmen olarak ilk 2 saat Efeler Ortaokulu’nda derse girip 3-4. ders saatinde Selçuk Özsoy Ortaokulu’na geçip, 5-6. ders saatinde ise tekrar Efeler Ortaokulu’ndaki dersime yetişmek zorundayım. 10 dakikalık teneffüsümün tamamı yolda geçmekte, 55 öğretmeni olan okulda ne öğretmenlerin ulaşım sorunu göz önünde bulundurulmuş durumda, ne de verimlilikleri.” ifadeleri yer aldı. 

Aydın’daki barajlar suya hasret Aydın’daki barajlar suya hasret

Yıkım ve güçlendirme kararı alınan okullarda öncelikle zamana sığdıramama sorunu yaşanmaya başlamıştı. Sabahçı-öğlenci olarak devam eden okullarda sabah 7.00’den akşam 7.00’ye bir ders programı vardı. Eğitim Sen olarak pratik çözüm önerilerimiz de önceliğimiz ders sürelerinin düşürülmesiydi. Şu anda birleştirilmiş okullarda ders süreleri 30 dakika olarak güncellendi. Diğer tarafından anaokullarındaki durumlar görmezden gelinmeye devam ediliyor. Teneffüs olmadan 40 dakika 6 ders havalandırma olmayan sınıflarda maskeyle bir şeyler yapabilmek mümkün değil. 


“34 okula 18 temizlik personeli!”
Birleştirilmiş okullar dışında kalan okullarda da nüfus artışıyla orantılı olarak kapasite yetersizliğiyle ilgili sorunlar var. Son yıllarda hızla göç alan ilçemizde öğrenci sayıları hızla artarken yeni okul binaları yapılmadığından sınıf mevcutları 40’lara dayandı. Bakanlık okulları ikiye bölüp yeni bina yapamıyor. Bütün okulları ikiye bölüp sabahçı öğlenci yapıp sınıfları ikiye bölmeyi teklif ettiğimizde personel yok diyor. Bakanlığın öğretmen istihdam etme politikası yok çünkü. Sınıf mevcutlarını 20’ye düşürüp öğretmen ataması yaparak çözüm yolu bulunabilir ama Bakanlığın buna niyeti yok. Türkiye genelinde 100 bin civarında ücretli öğretmen çalıştırıyor. Ücretli öğretmen demek de asgari ücretin altında insan çalıştırmak demektir. Biz bunları dile getirirken en önemli önceliğimiz eğitim öğretimin yüz yüze sürdürülebilir olması. Bu gidişatla birkaç ay içerisinde vakaların tırmanma ihtimali, okulların kapanma ihtimali var. Biz okullarımız kapanmasın diye önlemler alınsın istiyoruz. Normal bir dönemde olmadığımız bugünlerde okullarımızda çok ciddi hijyen sorunları var. Hijyen temizlik malzemesi ve yardımcı hizmetler personeli olmadan olmaz. Okullarımızda kadrolu yardımcı hizmetler personeli neredeyse yok. Milli eğitim bu sorunu her yıl İş-Kur üzerinden 9 aylık (Ekim’de başlayıp Haziran’da biten) sözleşmeli personelle çözmeye çalışmakta. Geçen yıl Aydın’a 900 personel verilirken bu yıl pandemi koşullarında artması gereken personel sayısı daha da düşürülmüş, 300 olarak güncellenmiştir. Didim’e düşen personel sayısı da 18’dir. 34 devlet okulunun bulunduğu ilçemizde bu personellerin hangi okullara verileceği de kura ile belirlenecek. Bu durumda özellikle de birleştirilmiş okullarda hijyenin sağlanması mümkün değil. Biz okullarımızı açık tutmak istiyorsak ki bu talep tüm Türkiye’de tüm toplumun talebi artık; önlem almadan bu mümkün değil! Bakanlık da bunun farkında okulları açık tutmak istiyor ama önlem alma meselesine geldiğinde en ufak yatırım yapmaktan, ödenek ayırmaktan geri duruyor. 18 personel hangi okulun derdine derman olacak? Temizlik olayı çözülmeden okulların açık kalabilmesi mümkün değil!


“Eğitim telafi edilir bir şey değildir”
Bakanlığımızın dayandırdığı önlemlerde maske, mesafe, hijyen derken bile bunun gereğini bile yerine getirmiyor. Okullarda sadece maske var. Ancak hijyen; temizlik personeli yok. Mesafe; sınıf mevcutları ortada. Yani bakanlığın en basit tedbir dediği maske, mesafe, hijyenin bile iki tanesi ne yazık ki yok. Tüm toplum gerçekten okullarımızın açık olmasını istiyor ki biz eğitim emekçilerinin talebi de budur, Çünkü eğitim telafi edilir bir şey değildir.


HABER: ELİF DİKBAŞ